Askerlik meselesi...


Bu yazının başlığını koyarken çok zorlandım. "Askerlik hizmeti" desem farklı anlaşılacak; "askerlik görevi" desem farklı anlaşılacak; "askerlik sorumluluğu" desem farklı anlaşılacak... Galiba bu başlıklardan hiçbiri yanlış olmazdı ama ben gene de objektif bir başlık seçtim ve "askerlik meselesi" dedim. Ancak başlık ne olursa olsun ülkemizde askerlik sorununu ele aldığınız zaman işin farklı boyutları ortaya çıkıyor. Ve bu konuda bir değişiklik yapılmak istendiğinde; yapılan değişiklik ne olursa olsun farklı değerlendirmeler yapılıyor. Askerlikle ilgili olarak son dönemde tartışılan iki konu var. Bunlardan biri "bedelli askerlik" konusu; diğeri de "tek türlü askerlik" konusu. Şimdi bunları ve askerlikle ilgili olarak tartışılmasını gerekli gördüğüm birkaç başka konuyu ele alacağım. Bunların başında "profesyonel ordu" geliyor ki; diğer konularla da bağlantısı olması açısından önce bunu ele almak istiyorum. Xxx Profesyonel ordu kavramı aslında çok eski; hatta orduyla ilgili ilk kavram olmasına karşın "ulus devlet" sürecine geçildiği dönemde unutulmuş ve ulus devletle birlikte; "zorunlu askerlik görevi" aynen "vergi sorumluluğu" gibi bir sorumluluk olarak ortaya atılmıştır. Bunun düzenli olarak yaşama geçirildiği ilk ülke Prusya olacaktır. Tarihte okuduğumuz tüm devletlerin, imparatorlukların; ordularının tümü "profesyonel" ya da "gönüllü" idi. Gönüllü olarak asker olanların amaçlarının da profesyonel olduğunu düşünmemiz gerek. Hem asker olduğu sürece karnı doyacak ve barınacak bir yeri olacaktır hem de "savaş ganimeti" vb. biçimlerde ödüllendirilecektir. Zaten o dönemlerde fazla bir yaşam şansı da yoktur. Eski savaşlarda; kumandanların savaş sonrasında birbirlerini "ağırlamaları" bu anlayışın bir sonucudur. Ulus devlet "ulusçuluk" ideolojisinin yaygınlaştığı dönemin bir ürünüdür. Ulus devlette insanlar "vatandaşlık" düzeyine ulaşmamış olsalar bile; belirli "hakları" ve belirli "sorumlulukları" vardır. "Vatandaş" düzeyine ulaştıktan sonra; bunlar daha bir anlam kazanacaktır. İşte "askerlik" bu sorumluluklar çerçevesinde bir "görevdir." Ancak savaş teknolojisindeki değişme ve gelişmeler sonrasında ve ülke nüfuslarının hızla artmasının sonucu olarak; artık tüm vatandaşları kapsayacak bir "askerlik sorumluluğu" ortadan kalkmaya başlamıştır. Pek çok devlet için; öyle yüz binlerle ifade edilen ordu gereksinimleri ve böyle orduların bir anlamı kalmamıştır. İşte bu aşamada "profesyonel ordu" kavramı ortaya çıkacaktır. Bir ordunun "subay" ve "astsubay" kadroları doğal olarak profesyoneldir ve bunlar birer meslektir. Profesyonellik mesleği askerlik olmayan insanlar açısından söz konusudur. Ancak günümüzün profesyonel ordularına baktığımız zaman; bu "çarenin" pek de "çözüm" olmadığını görüyoruz. Profesyonel ordunun günümüzdeki en tipik örneği ABD'nin silahlı kuvvetleridir genellikle "bir baltaya sap olamayan"; "işsiz-güçsüz" ve belki de "kan dökmekten hoşlanan" bu tiplerin; "şerefli" bir ülkenin "şerefli" ordusuna yakışmayacağı çok açıktır. Zaten bu görüşümüzü doğrulayan sayısız örneği; ABD'nin Afganistan, Irak gibi ülkelerde düştüğü duruma bakarak görebiliyoruz. ABD silahlı kuvvetlerinin kimi mensuplarının yaptıkları gün ışığına çıktığı zaman kendi kamuoyları bile bundan müthiş rahatsız olmaktadır. Peki nasıl bir çözüm bulunacaktır? Bir ülkede "askerlik çağı"na gelenlerin tümüne gereksinim olmadığı düşünülürse ne yapılacaktır? Profesyonel bir orduya karşı çıktığımıza göre çözüm nerededir? Xxx Burada; akla gelen birkaç seçenek vardır. Bunlardan biri; profesyonel olmayan "gönüllülük"; bir diğeri "bedelli askerlik" ve nihayet bir diğeri de "kura"dır. Bunların dışında zorunlu askerlik süresini kısmak vb. gibi çözümler akla gelmektedir ki; bu çözümün de çare olmadığı açıktır. Zira aylar süren bir eğitimden sonra belli bir aşamaya gelen gençten yararlanma olanağı kalmamaktadır. Düşünülen bir başka çözüm yolu, farklı eğitim düzeyindeki gençler için farklı askerlik süreleri belirlemektir ki; "demokratik" bir ülkede böyle çözümlere gidemezsiniz. Bir demokraside insanlar eğitim düzeyleri ne olursa olsun belirli konularda mutlak eşitlik içindedirler ki; "askerlik" bunlardan biridir. Aynen "seçmenlik" gibi... Bence profesyonel olmasa bile; gönüllülük profesyonel ordunun sakıncalarını içerir. Gönüllü olabilecek gençlerle profesyonel bir orduya katılmak isteyen gençler arasında pek fark olabileceğini zannetmiyorum. "Bedelli askerlik"; bizim gibi bir açıdan savaş sürdüren ülkeler için asla düşünülmemesi gereken bir (sözde) çözümdür. Ekonomik gücü olmayanlar askerlik hizmeti görür ve çok düşük bir olasılıkla da olsa yaralanır ve hatta ölebilirken; ekonomik gücü olanların rahat yaşamlarını ve hatta para kazanmayı sürdürmelerini açıklamak mümkün değildir. Hele demokratik bir ülkede böyle bir düşünceye asla yer yoktur. Geriye kala kala "kura" yöntemi kalıyor ki; buna kimsenin itiraz edeceğini sanmıyorum. Eşitlik içinde ve dürüst bir kura herkesin kabul edebileceği bir şeydir. Çözülmesi gereken bir sorun varsa; bu sorun "konsensüs" yani ortak kabulle çözülür. Demokraside bunun başka yolu yoktur...
<< Önceki Haber Askerlik meselesi... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER