TERÖR KARŞITI FETVAYA KANLI CEVAP

Bombay'daki (yeni adıyla Mumbai) terör dehşetini dünya dakika dakika izledi.


Geleceğin süper güçlerinden biri olması beklenen Hindistan'ın turizm/finans merkezi Bombay'daki (yeni adıyla Mumbai) terör dehşetini dünya dakika dakika izledi. Seçilen saat ve icra biçimi, eylemin küresel düzeyde medya ilgisini çekmek için özenle planlandığını gösteriyor. Saldırıyı planlayanlar, tüm dünyanın izlemesi için hazırladıkları kanlı şovu, başarılı şekilde sahneledi. 'Deccan Mücahitleri' diye adını ilk kez duyduğumuz bir örgüte mensup oldukları ileri sürülen teröristler, teknelerle gelip dünyanın gözü önünde 10 ayrı baskın düzenliyor. Ellerinde uzun namlulu silahlar, çantalarında bombalar taşıyan grubun eylemleri sonucu 130'dan fazla insan hayatını kaybediyor; 300'den fazla insan yaralanıyor. Birçok rehine dehşetli anlar yaşıyor. Sanki örgütün adı, bu vahşetin İslam'la irtibatlandırılması için yeterli değilmiş gibi, bir de teröristlerin pasaport kontrolü yaparak Müslümanları serbest bıraktığı bilgisi yayıldı. Saldırı sırasında Trident-Oberoi Otel'de bulunan eski Maliye Bakanı Ziya Müezzinoğlu'nun oğlu ve gelini de Müslüman oldukları için ayrıcalıklı muamele görmüşlerdi. Nitekim Türk medyası, Hindistan'daki vahşeti bu detay üzerinden gördü. Kelime anlamı barış olan ve haksız yere bir insanı öldürmeyi bütün insanlığı öldürmeye eş gören İslam adına yapıldığı iddia edilen bilmem kaçıncı vahşi eylem bu. Acaba dünyada bu dehşet görüntülerini izleyen insanların kafasında Müslümanlarla ilgili nasıl bir imaj oluşacak? Bu tahribatın zararını gidermek için ne kadar konferans, ne kadar seminer düzenlemek gerekecek? Dünyanın doğusunda batısında ne kadar insanın kapısı çalınarak aslında İslam'ın bu olmadığı anlatılacak? Bütün gazetelerde manşet olan bu haberin boyutunda, Müslümanların güzel hasletlerini anlatmak hiçbir zaman mümkün olacak mı? Aslında bir süredir Hindistan, Pakistan ve Afganistan hattında, bu tür şiddet hadiseleri maalesef rutin hale gelmişti. Ekim 2005'te başkent Yeni Delhi'de pazaryerinde bombalar patlamış, 60 kişi ölmüştü. Temmuz 2006'da aynı şehirde bir trene yapılan saldırıda 183 insan hayatını kaybetmişti. Yine Ahmedabad'daki şiddet olaylarında birçok Müslüman ve Hindu ölmüştü. Afganistan ve Pakistan'ın yürekler acısı durumu zaten ortada. Yükselen bu şiddet dalgasının dehşetiyle bölgedeki etkili Müslüman din adamları terörü lanetleyen fetvalar yayınlama kararı aldı. Bunlardan en önemlisi 31 Mayıs 2008'de Hindistan'ın dört bir yanından binlerce Müslüman lider ve medrese hocasının katıldığı Teröre Karşı Mücadele ve Küresel Barış Konferansı'nda açıklandı. Terör karşıtı bu fetva, Hindistan'daki binlerce İslami ilahiyat fakültesini kontrol eden 150 yıllık güçlü bir geleneği temsil eden Darül Ulum Deoband ve Hintli Ulema Cemiyeti Başkanı Maulana Mahmud Madani'nin isteğiyle yayınlandı. Kur'an'a göre terörizmin en büyük suç olduğunu vurgulayan fetva iki açıdan önem taşıyordu: Birincisi, fetvanın yaklaşık 100 bin kişinin hazır bulunduğu konferansın sonuç bildirgesi olarak yayınlanmasıydı. İkincisi, konferansın, bölgedeki en etkin dinî eğitim teşkilatı olan Darul Ulum Deoband'ın yanı sıra Nedvet Ul Ulema, Cemaat-i İslami Hind, Ahle Haid Cemiyeti ve Rabta Madaris İslami Arabiya ve tüm Hintli Müslüman Hukukçuları Birliği tarafından desteklenmesiydi. Deoband medresesi bununla da yetinmeyerek bu ayın başında Afganistan, Pakistan ve Hindistan başta olmak üzere İslam dünyasından 6 binden fazla din adamını Haydarabad'da bir araya getirerek teröre karşı ortak tavır aldı. Bu toplantıda terörün, İslam'ın ilkelerine kesinlikle aykırı olduğu ve terör metotlarının asla cihad adı altında meşrulaştırılamayacağı açıklandı. Terörün İslam'ın ilkelerine kesinlikle aykırı olduğu ve terör metotlarının asla cihad adı altında meşrulaştırılamayacağının altı çizildi. Medresenin atmayı düşündüğü yeni adım, uluslararası bir toplantı düzenleyerek teröre karşı tavrını daha da yükseltmekti. Sadece Hindistan'da değil, İslam dünyasının birçok köşesinde saygın isimler teröre karşı açıkça tavır alıyor. Fethullah Gülen Hocaefendi'nin, "Müslüman terörist olamaz; terörist de Müslüman olamaz." açıklaması tapu gibi ortada duruyor. Ama görüyorsunuz, sanki ortada bir yarış var: Bir yandan bu sağduyu sesleri yükselirken, terörün arkasındaki odaklar da boş durmuyor.
<< Önceki Haber TERÖR KARŞITI FETVAYA KANLI CEVAP Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER