Son anları: Su verilmedi, yürüyemez haldeydi...

Tutuklu bulunduğu Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi’nde ilaçlarının verilmemesi ve tedavisinin yapılmaması sebebiyle 27 Nisan 2018’de hayatını kaybeden İngilizce öğretmeni Halime Gülsu’nun ölümüne dair MAZLUMDER’in hazırladığı raporda çarpıcı ayrıntılar yer alıyor.

Halime öğretmenin ağabeyi: Cezaevinde ölümüne bilerek göz yumuldu

İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği'nin (MAZLUMDER) hazırladığı Halime Gülsu Raporu’nda, aynı koğuşta kalan arkadaşının ifadeleri yer alıyor: “Su verilmedi, yürüyemez haldeydi, boğazına kaçan dilini kaşıkla çıkardık, raporlu ilaçları gelmedi…”

Tutuklu bulunduğu Tarsus Kadın Kapalı Cezaevi’nde ilaçlarının verilmemesi ve tedavisinin yapılmaması sebebiyle 27 Nisan 2018’de hayatını kaybeden İngilizce öğretmeni Halime Gülsu’nun ölümüne dair MAZLUMDER’in hazırladığı raporda çarpıcı ayrıntılar yer alıyor.

SON GÜNLERİNİ KOĞUŞ ARKADAŞI ANLATTI

Raporu hazırlayan kurul; Gülsu ile birlikte aynı koğuşta kalan arkadaşıyla görüştü. Güvenlik sebebiyle isminin açıklanmasını istemeyen arkadaşının rapor heyetine anlattıkları Gülsu’yu ölüme sürükleyen ihmaller zincirini ortaya koyuyor. 

Arkadaşının anlattıkları ile Gülsu’nun vefatından 4 gün evvel Başbakanlık’a gönderdiği son mektubunda anlattıklarını da teyit etti.

GÖZALTINDA İKEN POLİSLER SU ALMASINA İZİN VERMEDİ

Arkadaşının anlatımına göre MS hastalığı sebebiyle bol su içmesi gereken Halime Gülsu’ya gözaltı merkezinde su verilmemiş, dışarıdan parayla su alma talebi dahi karşılanmamış. 

Arkadaşları günde 500 mililitre verilen sularından artırarak Halime Gülsu’ya vermeye çalışmış, ancak bu da yeterli olmamış.

Halime Gülsu'nun "ölümcül" diye bilinen MS hastalığı tedavisi sürüyordu. Tutuklandığında ilaçlarından mahrum bırakıldı ve göz göre göre ölüme gönderildi.

CEZAEVİNDE YÜRÜYEMEZ HALE GELMİŞTİ

Koğuş arkadaşının ifadeleri Halime Gülsu’nun nasıl göz göre göre ölüm gönderildiğini ortaya koydu.

Bold Medya'nın haberine göre Gülsu’nun arkadaşı MAZLUMDER rapor heyetinin 2019 yılı Mart ayı içerisinde Adana’da halka açık bir mekânda şunları aktardı:

“Mersin Terörle Mücadele Şubesi’ne (TEM) bağlı polislerce 20.02.2018 günü sabah saat 06.00’da evinde gözaltına alındığını, daha sonra Yenişehir İlçe Emniyet Müdürlüğünde bulunan küçük bir nezarethanede, kendisiyle birlikte yedi şahsın 12 gün boyunca kaldıklarını, bu şahıslardan birinin Halime Gülsu olduğunu, nezarete bakan polis memurlarının kadın olduğunu, kadın polis memurlarının kendilerine iyi davrandıklarını, Halime’nin hasta olduğunu, Halime’nin ilaç kullandığını, günlük, haftalık ve altı aylık periyotlarla kullandığı ilaçlarının olduğunu söylediğini, polislere de ilaç kullanması gerektiğini söylediğini, polislerden ilaçlarının ailesinden istenmesini rica ettiğini, bundan kısa bir süre sonra ilaçların bir kısmının geldiğini ancak raporlu ilaçların gelmediğinden şikayet ettiğini, sabahları kendilerine su verilmediğini, meyve suyu verildiğini, öğlenleri 500 ml, akşamları 500 ml olmak üzere günde iki kez su verildiğini, kendilerine verilen suyun yetersiz kaldığının polislere bildirildiği hatta ücret mukabilinde talep edildiği halde kendilerine başkaca su verilmediğini, şikayetlerinin dikkate alınmadığını, fazladan su talep edenlerin çeşme suyu içmeleri konusunda kendilerine telkinde bulunulduğunu, ancak çeşme suyu içenlerin karın ağrısı, ishal v.b. şikâyetleri nedeni ile nezarethaneye hekim geldiğini, Halime’nin hastalığından dolayı çok su tüketmesi gerekmesi ancak suyun kısıtlı olması sebebiyle nezarethanede gözaltında bulunan diğer şahısların kendi sularını Halime’yle paylaştıklarını, 12 gün boyunca Halime ve diğer şahıslarla nezarethanede birlikte kaldıklarını, hazırlık ifadelerinin alınmasından sonra tutuklanmaya sevk edildikleri Sulh Ceza Hâkimliği’nce tutuklandıklarını, Tarsus Kapalı Kadın Cezaevi’ne gönderildiklerini, Halime’nin 2 gün geçici koğuşta kaldığını, 5 Mart 2018’de aynı koğuşa geçtiklerini, Halime’nin kendisine hastalığını anlatarak 16 yıldır ilaç kullandığını söylediğini, ilaç raporunun nezarette kaybolduğunu, rapor olmaması halinde ilaç alamayacağını, rapora bağlı olan ilaçlarının gelmediğini, ilaçları düzenli kullanmaması halinde hastalığının nüksedeceğini ifade ettiğini, Halime Gülsu’nun koğuşta sürekli oflayarak derin derin nefes aldığını, sürekli yorgun ve bitkin olduğu için hastaneye gitmek istediğini, bu nedenle sürekli cezaevi doktoru ile görüşmesine ve doktordan defaatle kendisini romatoloji doktoruna sevk etmesini istediğini, ancak cezaevi doktorunun kendisini anlamadığını ve kendisini sürekli olarak dahiliye bölümüne sevk ettiğini, romatoloji bölümüne sevkinin yapılmadığı için sevk edildiği dahiliye doktorunun ilaçlarını yazamadığını, gittiği hastanede sürekli yatış talebinde bulunduğunu ancak yatışının hiç yapılmadığını, ilaçlarının tamamının nisan ayında verildiğini bildiğini ancak ilaçları gelmesine rağmen düzelemediğini, talebi üzerine kan tahlillerinin yapıldığını ancak talep ettiği bir kısım tahlillerinin yapılmadığını ifade ettiğini, Halime’nin cezaevi koğuşunun yatakların bulunduğu ikinci katına çıkarken ancak  birkaç kez  dinlenme arası vererek çıkabildiğini, son zamanlarda koğuşun ikinci katına tek başına çıkamadığını, koğuş arkadaşlarının belinden ve kollarından tutarak destek olmasıyla ikinci kata çıkabildiğine tanık olduğu, Halime’nin vefat etmeden önceki 3-4 gün boyunca da kişisel ihtiyaçlarını karşılayamadığını, Halime’nin bu süreçteki kişisel bakımının koğuş arkadaşları tarafından yapıldığını, hatta bir keresinde Halime’nin bilincini kaybettiğini bu sırada dilinin boğazına kaçtığını ve koğuş arkadaşlarının yemek kaşığı kullanmak suretiyle dilini çıkardıklarına ve nefes almasına yardımcı olduklarına tanık olduğunu, 24 Nisan 2018 tarihinde hastaneden ambulansın geldiğini, gelen sağlık personelinin Halime’nin tansiyonunu ölçtüğünü, bir şeyinin olmadığının ifade edilerek hastaneye götürülmediğini, son zamanlarda cezaevi idaresinden Halime’yi yatakların bulunduğu kat ile diğer yaşam alanlarının tuvaletin ve banyonun bulunduğu zemin kat arasında taşımak için sedye istenmesine rağmen kendilerine sedye verilmediğini, Halime’nin vefatından bir hafta önce birçok kuruma hastalığı ve bir kısım şikayetleri hakkında 6-7 adet mektup yazdıklarını, bu mektupların bir kısmını Halime’nin çok halsiz olması nedeni ile yazamadığını, Halime’nin söylediklerini koğuş arkadaşlarının yazdığını belirtti.”

İngilizce öğretmeni Halime Gülsu, KHK mağduru ailelere yardım ettiği için tutuklanmıştı. İlaçları verilmeyen MS hastası Gülsu 27 Nisan 2018'de vefat etti.

MAZLUMDER: HALİME GÜLSU’NUN HAYAT HAKKI İHLAL EDİLDİ

Aylardır üzerinde çalışılan MAZLUMDER raporu için Halime Gülsu’nun ailesi, koğuş arkadaşı ile görüşüldü. Hastane verileri, Adli Tıp raporları, Gülsu’nun cezaevi yönetimine verdiği dilekçeler incelendi. 

Hapishane yetkilileri ve hastane görevlileriyle de temasa geçen MAZLUMDER hazırladığı raporda, kamu otoritesinin Halime Gülsu’nun hayat hakkını ihlal ettiği sonucuna vardı.


HALİME GÜLSU KİMDİR?

İngilizce Öğretmeni Halime Gülsu, 20 Şubat 2018’de Mersin Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü’nün Hizmet Hareketi’ne yönelik operasyonları kapsamında gözaltına alındı. 

Gülsu ile birlikte gözaltına alınan kadınlar “terör örgütüne yardım etmek” ile suçlandı. Gülsu ve arkadaşları çoğu Kanun Hükmünde Kararname ‘KHK) mağduru ve eşi tutuklu ihtiyaç ailelere yardım için kermes düzenlerken gözaltına alınmıştı. Kermes terör örgütüne yardım sayıldı. 

İLAÇLARI TAM VE ZAMANINDA VERİLMEDİ

12 gün nezarethanede gözaltında tutulduktan sonra, Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı’nın tutuklama talebiyle sevki neticesinde 03 Mart 2018’de Mersin Sulh Ceza Hâkimliği’nce tutuklanan Halime Gülsu, 27 Nisan 2018 tarihinde ilaçlarının tam ve zamanında verilmemesi ve tedavisinin yapılmaması sebebiyle hayatını kaybetti. 

Halime Gülsu vefat ettiğinde 34 yaşındaydı.

<< Önceki Haber Son anları: Su verilmedi, yürüyemez haldeydi... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER