Demokrasi Parçalanıyor

Avrupa’daki demokratik anayasal sistemlerde yargının bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ve hukukun u¨stu¨nlu¨ğü ilkeleri vazgeçilmezdir.

SHABER3.COM

ABDULLAH AYMAZ- SAMANYOLUHABER.COM 

İsviçre Yüksek Yargıç, Uluslararası Yargı Üyesi Thomas Stadelmann’ın editörlüğünü yaptığı Democracy falling apart: Role and  Funntion of Judicial İndependence, Separation of  Powers and the Rule of LAW in a Constitutional Democracy –The Turkisch Judiciary in 2018 (Demokrasi  Parçalanıyor: Kuvvetler: Kuvvetler Ayrılığı Hukuk Devletine Dayalı Anayasal Demokraside Bağımsız Yargının  Rolü ve Fonksiyonu – 2018 Türk Yargısı)  isimli kitap, Stampfli Verlag AG, Bern yayınevi tarafından 169 sayfa olarak yayımlandı. Kitap Amazon Kitapta 24,25 Euro’ya satılıyor.
Kitap çok dillidir:  İngilizce, Almanca veya Fransızca olarak yazılmıştır. her birinin İngilizce, Fransızca, Almanca ve Türkçe kısa bir özeti bulunmaktadır.

"Giriş

Avrupa’daki demokratik anayasal sistemlerde yargının bağımsızlığı, kuvvetler ayrığı ve hukukun üstünlüğü ilkeleri vazgeçilmezdir. Bu kitap, bu temel ilkeleri açıklamakta, bağlayıcı nitelikteki uluslararası hükümleri ve genel kabul görmüş uluslararası standartları (bağlayıcı olmayan hükümler) ortaya koymaktadır. Bu ilkeler devamında Türkiye’nin güncel durumu örnek alınarak ayrıntılı olarak tartışılmaktadır:
Temmuz 2016'daki olaylardan önce Türkiye'de, yargının bağımsızlığı ve hukukun üstünlüğü prensipleri ne şekilde uygulanmaktaydı? Çıkarılan olağanüstü hal kanun hükmünde kararnamelerinin demokratik düzenlerde anlamı nedir? 2017 anayasa değişikliği referandumunu nasıl anlamalıyız? Ayrıca bu bölümde hukuki normlar; hukukun üstünlüğü, yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı ilkeleri çerçevesinde incelenecektir.

Kitabın bir diğer kısmında ise, Türkiye'deki mevcut durum, Avrupa Yargıçlar Birliği'nin bakış açısıyla ele alınmış ve özellikle örgüt suçuna istinaden yapılan insanlık dışı cezalandırmalar, basın ve ifade özgürlüğünün kısıtlanması ve tutukluluk koşulları değerlendirilmiştir. Ayrıca yapılan hukuksuz uygulamalar karşısında gerek Türkiye’de başvurulabilecek mercilere gerekse AİHM’ye değinilmiştir.

Bu yazılarla avukatlara, politikacılara ve aynı zamanda hukukun üstünlüğüne, kuvvetler ayrılığını içeren bir demokrasiye ve yargı bağımsızlığına inanan tüm diğer okurlara seslenilmiştir. Kitabın bölümlerini oluşturan yazılar, Avrupa’daki çeşitli hakimler ve bazı Türk hukukçular tarafından kaleme alınmıştır. Bu yazılarla; avukatlara, politikacılara ve aynı zamanda gerek Avrupa’daki- Türkiye de dahil olmak üzere – gerekse diğer kıtalardaki hukukun üstünlüğüne, kuvvetler ayrılığını içeren bir demokrasiye ve yargı bağımsızlığına inanan tüm diğer okurlara seslenilmiştir. Yazılar İngilizce, Almanca veya Fransızca olarak yazılmıştır ve her bir yazının İngilizce, Fransızca, Almanca ve Türkçe olmak üzere kısa bir özeti bulunmaktadır."
Soru işaretleriyle dolu kanlı darbe girişiminim üzerinden iki yılı aşkın zaman geçti… Geride yitip giden masum canlar, özgürlüğünden mahrum edilmiş, işleri, aşları, evleri, yurtları, vatanları gasp edilmiş yüzbinler, yuvası yıkılmışlar, sevdiklerinden koparılmış analar, babalar, yavrular, kınalı kuzular bıraktı. Bir de olan biteni hiçbir şey olmamış gibi seyreden kalabalıklar; sessiz yığınlar, duymazlar, görmezler, bilmezler…  
Tarihin şahitlik ettiği sayısız acı örneklerden biri daha, yaşananlardan ders almayan modern dünyanın yaşlı gözleri önünde sergileniyordu. Erdoğan Rejimi, yanına aldığı toplumun değişik kesimindeki menfaatçilerle birlikte, masum insanlara avazı çıktığı kadar ‘terörist’ diye bağırarak gerçeklerin üzerini örteceğini sanıyordu…  Sıranın kendine gelmeyeceğini düşünenler sessizce dinliyordu söylenenleri. Her kriz bir fırsat diyordu kimileri... Komşu evden yükselen feryatlara kimileri tıkarken kulaklarını, kimileri avuçlarını ovuşturup kıs kıs gülüyordu… Sıra kendilerine gelmez sanıyorlardı. Ancak yanıldıkları bir şey daha vardı ki; hakikatlerin üzeri yalanlarla örtülemezdi.  
Bugün eli kanlı o rejim, susan herkesin kapısını sırayla tek tek çalıyor. Vicdanlarının sesi dile gelenler, keşke cemaatçi dediklerinde sesimizi çıkarsaydık diyorlar… 
İşte bu kitapla, cemaate yönelik insanlık dışı işkenceler, haksızlıklar ve hukukluklar -Türkiye’ de olanlara kulaklarını tıkayan ‘aydınlara’ inat- Batılı hakimler, Türkiye’den koparılan hukukçular tarafından anlatılıyor. Bizlere de okumak, üzerinde düşünmek ve duymayanlara duyurmak düşüyor.
Kitabın Girişinden bir bölüm…
Avrupa’daki demokratik anayasal sistemlerde yargının bağımsızlığı, kuvvetler ayrılığı ve hukukun u¨stu¨nlu¨ğü ilkeleri vazgeçilmezdir. Bu kitap, bu temel ilkeleri açıklamakta, bağlayıcı nitelikteki uluslararası hükümleri ve genel kabul görmüş, standartları (bağlayıcı olmayan hükümler) ortaya koymaktadır. Bu ilkeler devamında Türkiye’nin güncel durumu örnek alınarak ayrıntılı olarak tartışılmaktadır: 
Temmuz 2016’daki olaylardan önce Türkiye’de, yargının bağımsızlığı ve hukukun u¨stu¨nlu¨ğu¨ prensipleri ne şekilde uygulanmaktaydı? Çıkarılan olağanüstü¨ hal kanun hükmünde kararnamelerinin demokratik düzenlerde anlamı nedir? 2017 anayasa değişikliği referandumunu nasıl anlamalıyız? Ayrıca bu bölümde hukuki normlar; hukukun u¨stu¨nlu¨ğu¨, yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı ilkeleri çerçevesinde incelenecektir. 
Kitabın bir diğer kısmında ise, Türkiye’deki mevcut durum, Avrupa Yargıçlar Birliği’nin bakış açısıyla ele alınmış ve özellikle örgüt suçuna istinaden yapılan insanlık dışı cezalandırmalar, basın ve ifade özgu¨rlu¨ğu¨nu¨n kısıtlanması ve tutukluluk koşulları değerlendirilmiştir. Ayrıca yapılan hukuksuz uygulamalar karşısında gerek Türkiye’de başvurulabilecek mercilere gerekse AİHM’ye değinilmiştir. Bu yazılarla avukatlara, politikacılara ve aynı zamanda hukukun u¨stu¨nlu¨ğu¨ne, kuvvetler ayrılığını içeren bir demokrasiye ve yargı bağımsızlığına inanan tu¨m diğer okurlara seslenilmiştir. Kitabın bölu¨mlerini oluşturan yazılar, Avrupa’daki çeşitli hakimler ve bazı Tu¨rk hukukçular tarafından kaleme alınmıştır. 

<< Önceki Haber Demokrasi Parçalanıyor Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER