Sözünü tutan siyasetçilere de alışmalıyız!


Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz'ın açıklamasına göre, bedelli askerlik uygulamasını bekleyen 30 yaşını geçmiş erkeklerin sayısı 460 binmiş. Öncelikle bu büyük kitle adına Başbakan Erdoğan'a teşekkür etmek gerekiyor. Bedelli askerlik sadece bu 460 bin kişiyi ilgilendirmiyor. Bu sayıya aileleri, bunların birlikte çalıştıkları veya çalıştırdıkları kişileri de eklerseniz, bedelli askerlikten doğrudan ve dolaylı biçimde yarar görecek insanların sayısının milyonlara ulaştığını hesap edebilirsiniz. Son genel seçim öncesinde ATV'deki programda Başbakan Erdoğan'a "Bedelli askerlik ne zaman gerçekleşecek" diye sorduğumda, "Gerekli çalışmalar yapılıyor" doğrultusunda bir cevap vermişti. Sözünü tuttu O günden bugüne geçen zaman içinde bedelli askerlik bekleyenler, bir nevi hayal kırıklığı içinde yaşadılar. Özellikle Genelkurmay'dan yapılan "Bedelli askerlik hem gündemde değil, hem de mümkün değil" içerikli açıklamalar, hayal kırıklıklarını yoğunlaştırmaktaydı. O günden bugüne konuyla ilgili ve hayal kırıklıklarını yansıtan binlerce e-mail aldım. Şimdi iç rahatlığı ile "Türkiye'de devletin yönetiminde son sözü söylemek hakkı seçilmiş iktidarındır. Eğer bir başbakan sözünü tutan bir siyasetçiyse, yaptığı açıklamalar gerçekleşmeyecek vaatler olarak boşlukta yok olmaz" diyorum. Bir de bedelli askerliğin gerçek olacağı anlaşıldıktan sonra kamuoyunda seslerini yükselten ve zorunlu askerlik ile vatanseverliği eş tutan lobinin tepkilerini düşünün. Yani bu alandaki ulusalcı kesim karşısında kararlılığını koruyarak, siyasi bir risk de almıştır Başbakan Erdoğan. İlk kez değil ki Bundan sonra yapılması gereken şey bedelli askerliğin bedeli olan 30 bin liraya sahip olmayanlara, bu parayı elverişli koşullarla sağlayacak finansman yapısının oluşturulmasıdır. İsterseniz Başbakan'ın açıklamalarına dönerek, bedelli askerlik uygulamasının ayrıntılarını hatırlayalım: "- Bedelli askerlik uygulaması daha önce 1987, 1992 ve 1999 yıllarında uygulanmıştı. 1999'da Marmara Depremi'nin zararlarının giderilmesi için çıkarılmıştı. Biz ise bakaya kalanların sayısının arttığını gördük. Bedelli askerlik yoluyla bu birikim azaltılmalı. Bedelli askerlik yoluyla çok önemli sosyal projelerin gerçekleşmesini sağlayacağız. Yasaya koyduğumuz bir maddeyle, bedelli askerlikten gelecek geliri, şehit ailelerine, gazilere, özürlülere aktaracağız. Öngördüğümüz yaş sınırıyla asla güvenliğimizle ilgili zafiyete izin vermiyoruz. Asker ihtiyacımızla ilgili sınırı aşmıyoruz. 30 yaş 30 bin lira - Hazırladığımız yeni tasarıyla dövizli askerlik için 38 yaş sınırı için belirlenen 10 bin euro bedelle dövizli askerlik hizmeti getiriyoruz. Ayrıca 21 günlük eğitim şartını da kaldırıyoruz. Her ne sebeple olursa olsun henüz askerliğini yapmamış 30 yaşından gün almış olanlar bu kanunun yürürlüğe girdiği tarihten itibaren bu kanundan faydalanacaklar. Bu kanundan yararlanmak isteyenler 30 bin TL karşılığında 21 gün temel eğitim almadan bedelli askerlik yapacaklar." Bu arada Genelkurmay'ın TSK mevcudu hakkındaki son açıklamasını da hatırlayarak, Başbakan'ın "Güvenliğimizle ilgili asla zafiyete izin vermiyoruz" söyleminin gerekçesini de görebiliriz. TSK mevcudu 720 bin kişi Genelkurmay Başkanlığı'nın internet sitesinden yapılan açıklamaya göre, TSK'da 365 general-amiral görev yapıyor. 39 bin 975 subayın bulunduğu TSK'da, astsubay sayısı 95 bin 824 olarak duyuruldu. Silahlı Kuvvetler bünyesinde 24 bin 700 uzman jandarma, 40 bin 515 de uzman erbaş statüsünde görevli istihdam ediliyor. "Uzman personel" toplamı 201 bin 379. 6 bin 829'u yedek subay, 458 bin 368'i de erbaş ve er olmak üzere askerlik yükümlüsü olarak şu an silah altında 465 bin 197 asker kışlalarda görev yapıyor. Genelkurmay'a bağlı kurumlarda 53 bin 424 sivil personel görev yaparken, TSK bünyesinde görevli uzman personel, yükümlü asker ve sivil personel toplamı 720 bin kişi.
<< Önceki Haber Sözünü tutan siyasetçilere de alışmalıyız! Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER