Zorla tahliye edilmek istenen Saraçoğlu Mahallesi, TBMM gündeminde


Ankara Milletvekili ve CHP Grup Başkanvekili Levent Gök, kolluk kuvvetleri tarafından kapı ve pencereleri baltalarla kırılarak zorla tahliye edilmeye çalışılan Saraçoğlu Mahallesi ile ilgili yeni bir yazılı soru önergesi verdi.

Önergesinde bugüne kadar yaşananlarla ilgili değerlendirmeleri sıralayan Levent Gök, Başbakan Ahmet Davutoğlu tarafından yazılı olarak cevaplandırılması talebiyle TBMM Başkanlığına sonu önergesi verdi.

Üzerinde Çankaya Kaymakamlığı, Çankaya Milli Eğitim Müdürlüğü, Adnan Ötüken Kütüphanesi, Namık Kemal Ortaokulu ve lojmanların bulunduğu Ankara İli, Çankaya İlçesindeki Namık Kemal (Saraçoğlu) Mahallesindeki, Hazine taşınmazları, 2013/4248 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, 6306 sayılı Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkında Kanunun 2. maddesine göre 'riskli alan' ilan edildiğine işaret eden CHP'li Gök, Danıştay verdiği kararlarla, mevcut raporların bölgenin riskli alan olduğunu göstermediği ve kentsel sit alanı olan bölge için 6306 sayılı Kanuna göre Kültür ve Turizm Bakanlığından alınması gereken görüşün alınmadığı gerekçesine dayanarak anılan Bakanlar Kurulu kararını iptal ettiğini hatırlattı.

Gök devamında, "Danıştay'ın bu iptal kararlarından sonra, Bakanlar Kurulu aynı Hazine taşınmazları 2013/5594 sayılı kararla bir kez daha 'riskli alan' ilan etmiştir. 6306 sayılı Kanuna aykırı olan ve bilimsel gerçeklere aykırı olarak düzenlenen teknik rapora dayanan Bakanlar Kurulu'nun bu ikinci kararı da, dava konusu edilmiştir. Yapılan keşif ve bilirkişi incelemesiyle bölgenin riskli alan olmadığının anlaşılmasıyla, Danıştay yürütmenin durdurulmasına karar vermiştir.
Saraçoğlu Mahallesindeki Hazine taşınmazları 'riskli alan' ilanı yoluyla kamu tasarrufundan çıkartılamayınca, 2014/6643 ve 2014/6645 sayılı Bakanlar Kurulu Kararları yayımlanmıştır.
2014/6643 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla, Kamu Konutları Yönetmeliğinde yer alan Namık Kemal Mahallesindeki lojmanlarla ilgili özel hükümler kaldırılmıştır.
2014/6645 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla ise, Hazine taşınmazlarının kamu hizmetine tahsisleri 4706 sayılı Kanunun 2. maddesine dayanılarak kaldırılmıştır. Böylece anılan 2. maddede yer alan, '…Bu taşınmazların satışı öncelikle yapılır.' kuralı nedeniyle taşınmazların satışına hukuki zemin hazırlanmıştır. " izahını yaptı.

4706 sayılı Kanunun, atıl durumdaki Hazine taşınmazlarının satılarak ekonomiye kazandırılması ve elde edilecek gelirlerle ekonominin canlandırılması gerekçesiyle 2001 yılında kabul edildiğini ifade eden Levent Gök, şunları aktardı:
"Bu Kanunun 2. maddesinde 2003 yılında 4916 sayılı yapılan değişikliğin madde gerekçesinde de; ' …Bir kamu kuruluşuna tahsisli olduğu halde, tahsis amacında kullanılmayan atıl vaziyetteki Hazineye ait taşınmazların satışı için Bakanlar Kuruluna Maliye Bakanlığınca teklif götürülmesi yönünde düzenlemeye gidilmektedir.' açıklaması yapılmıştır.
Bu Bakanlar Kurulu Kararları, dayanılan 4706 sayılı Kanunun gerekçe ve amacına, kamu hizmeti için kullanılan taşınmazların tahsislerinin idare tarafından kaldırılamayacağı yolundaki istikrarlı Danıştay içtihatlarına, idare hukukçularının görüşlerine, Maliye Bakanlığınca 255, 269 ve 285 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğlerinde 4706 ve 4916 sayılı Kanunlarla ilgili yapılan açıklamalara aykırı olduğundan, iptalleri istemiyle Danıştay'da dava açılmıştır. "

Ankara Milletvekili ve CHP Grup Başkanvekili, soru önergesindeki sözlerini, "4706 sayılı Kanunun gerekçe ve amacına, kamu hizmeti için kullanılan taşınmazların tahsislerinin idare tarafından kaldırılamayacağı yolundaki istikrarlı Danıştay içtihatlarına, idare hukukçularının görüşlerine, Maliye Bakanlığınca 255, 269 ve 285 sayılı Milli Emlak Genel Tebliğlerinde 4706 ve 4916 sayılı Kanunlarla ilgili yapılan açıklamalara aykırı olan Bakanlar Kurulu'nun bu kararlarının da iptalleri istemiyle Danıştay'da dava açılmıştır.
Ancak, açılan davanın sonucunun beklenmesi hukuka saygının gereği olduğu halde, Maliye Bakanlığınca lojmanların boşaltılması istenmiş, ardından tahliye işlemleri ve kolluk kuvvetiyle tahliye işlemleri zor kullanılarak başlatılmıştır Bu işlemlerin iptali istemiyle idare mahkemelerinde açılan davalar sürmektedir.
Alınan Bakanlar Kurulu Kararları Çankaya Kaymakamlığı, Çankaya Milli Eğitim Müdürlüğü, Adnan Ötüken Kütüphanesi ve Namık Kemal Orta Okulunu da kapsadığı halde, Bakanlar Kurulu Kararıyla kamu hizmetine tahsisi kaldırılan Hazine taşınmazlarında şimdilik faaliyet göstermeye devam ettiği halde, lojmanlarda ikamet eden kamu görevlilerinden, tahsislerin kalkması sebep gösterilerek lojmanları boşaltmaları istenilmektedir." açıklamasıyla sürdürdü.

Zamanın Çevre ve Şehircilik Bakanı'nın, Namık Kemal Mahallesindeki binalarla ilgili 'kimsenin kristalleşmiş, kesinleşmiş bir projesi olmadığı, kendisinin de olmadığı, nasıl olması gerektiğiyle ilgili yarışma düzenleneceği, ondan sonra karar verileceği, AVM falan değil ama ne? Nasıl olmalı ki orası en güzel olsun. Burada düşünen her insanın düşüncesine de ihtiyaçları olduğu', yolunda açıklamada bulunduğuna belirten Levent Gök, dolayısıyla, boşaltılacak binaların ne yapılacağı ve ne zaman yapılacağı konusunda kesinleşmiş resmi bir proje, hatta fikir dahi olmadan lojmanların boşaltılmasına çalışıldığının anlaşıldığını kaydetti.

Öte yandan birinci derece kentsel sit alanı olan Namık Kemal Mahallesinin koruma amaçlı imar planının yapılmamış olduğu, bu nedenle de binalarda restorasyon veya proje çalışmaları yapılamayacağı Ankara 12. İdare Mahkemesinin E:2013/1741, K:2015/367 sayılı iptal kararıyla ortaya çıktığını dile getiren CHP'li Gök, "Bu yadsınmaz gerçeklere rağmen, lojmanlardaki ikamet sahipleri yıllardır uygulanan baskılara dayanamayarak ayrılmak zorunda kalmıştır." dedi.

CHP'li Levent Göt bu bağlamda; Başbakan Davutoğlu'na şunları sordu:
Boşaltılan konutların konut (ikametgâh) dışında başka bir amaçla kullanılmasının yasal olarak mümkün olmadığı, boş olarak kalacağı gerçeğine karşın zorla tahliye işlemlerinin ardındaki amaç nedir?
Devlet 435 lojmandan elde ettiği kira gelirinden mahrum kalacağı için, lojmanların boşaltılmasıyla oluşan kamu zararı ne kadardır?
Ayrıca, boşaltılan lojmanların çoğunun kapıları kırılarak içlerindeki demirbaş eşyalar çalınmış ve tarihi binalara büyük zararlar verilmiş, boşaltılan çok sayıda daire ilgisiz kişiler tarafından işgal edilmiş olduğundan meydana gelen zararın maddi boyutu nedir? Sorumlusu kimdir? Bu konuda bir idari soruşturma için talimat verecek misiniz?

Bu nedenle, anılan Hazine taşınmazlarının bir an önce yeni bir Bakanlar Kurulu Kararıyla tekrar kamu hizmetine tahsis edilmesi için bir talimat verecek misiniz?

Böylece Türkiye Cumhuriyetinin ilk toplu konut projesiyle inşa edilmiş Saraçoğlu mahallesinin kültürel ve tarihi nitelikleri nedeniyle 1. derece kentsel sit alanı ilan edilmesi gerektiği gerçeğinin farkında mısınız?

Eski eser olarak tescil edilmiş bina ve lojmanlardaki tahribat durdurularak, bunların tarihi ve kültürel niteliği ile inşa ediliş amacına uygun olarak kullanılmasının sağlanması için gereğini yapacak mısınız?

Cumhuriyet tarihinin ilk toplu konut projesi olan Saraçoğlu Mahallesi'ndeki "Bakanlar Kurulu tarafından riskli alan ilan edilmesine ilişkin karar yargıdan döndükten sonra zamanın Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün katıldığı, yönlendirdiği, Mimarlar Odası, Şehir Plancıları Odası, Ankara Ticaret Odası gibi kuruluşlar ile Çevre ve Şehircilik yetkililerinin katıldığı toplantılarda, Saraçoğlu Mahallesi için toplumu rahatsız etmeyecek çözümlerin araştırılmışken, Bugün yaşanmakta olan kolluk kuvvetleri marifetiyle kapıların balyoz ve baltalarla kırılıp eşyalarının dışarı atılması sürecini hukuk devleti ilkeleriyle bağdaştırıyor musunuz? Yaşananların toplumu rahatsız edici olmadığını düşünmek mümkün müdür?

Zamanın Bakanlar Kurulu üyeleri tarafından "Saraçoğlu mahallesinin yıkılması söz konusu değildir" açıklamalarının yanı sıra, Mahalledeki Adnan Ötüken İl Halk Kütüphanesi'nde bir araya gelen Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, ATO ve Mimarlar Odası Ankara Şubesi temsilcileri, bölgenin kaderini belirleyecek olan "Saraçoğlu Mahallesi ve çevresi geleceğini arıyor" isimli ulusal fikir proje yarışmasını tanıtmış olmalarından sonraki süreçte, lojmanlarda ikamet eden yurttaşlara uygulanmakta olan baskı ve şiddetin devletin yönetiminde ilk derecede sorumlu Bakanlar Kurulu üyeleri nezdinde yurttaşların devlete olan güvenini çok sarsacağı açıkken bu uygunsuz girişimleri durdurmayı düşünüyor musunuz?
Devam etmekte olan davalar sonuçlanıncaya kadar kolluk kuvvetleri kullanılarak lojmanların zorla tahliyesi çalışmalarını durduracak mısınız?
Kolluk kuvvetlerinin zorla tahliye girişimleri sırasında konutların kapı ve pencereleri ile diğer eşyalara verilen zararın sorumluları hakkında ne işlem yapacaksınız, Meydana gelen zararı kim ödeyecektir?

21.05.2015 tarih ve 37207 sayılı yazılı soru önergemde de belirttiğim üzere: Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Maliye Bakanlığı arasında yapıldığı açıklanan, sonradan askıya alındığı anlaşılan 16.10.2014 tarihli protokolün içeriği nedir?

Yargı süreci devam etmekteyken Saraçoğlu Mahallesi ile ilgili tasarrufların rahatsız edici boyutta sürdürülmesinin gerekçesi olarak kamuoyunda oluşan 'Saraçoğlu Mahallesinin lojmanları ve diğer eklentilerle birlikte TÜRGEV'e verileceğine ilişkin iddiaların' doğruluk payı var mıdır? Yoksa kamuoyunu rahatsız eden bu iddiaların geçerli olmadığı yolunda bir açıklama yapacak mısınız?
CİHAN
<< Önceki Haber Zorla tahliye edilmek istenen Saraçoğlu Mahallesi, TBMM... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER