Kitap Dünyası


Geçtiğimiz hafta 30. TÜYAP İstanbul Kitap Fuarı’nı ziyaret ettim. Yıl boyu kitap piyasasını yakından takip ediyor olmama rağmen neredeyse tüm bir günümü fuar alanında geçirdim. Bazılarının aksine fuarı bu yıl da oldukça canlı buldum. Fakat tüm güzelliklerine rağmen fuarı tam anlamıyla ‘Türk işi’ buldum... Tam bir karmaşa, tam bir curcuna... Okul çocukları ile hareket halindeki dev otobüsler iç içeydi. Giriş çıkışlarda kaos görüntüsü hakimdi. En önemlisi ziyaretçiler ilgilerine göre ayrılmadığı için, yazar, yayıncı, pazarla macı, çocuklar, gençler ve ahali üst üsteydi. Oysa ki TÜYAP Kitap Fuarı artık emekleme çağlarını çoktan geçmiş olması gereken bir fuar. Şu ana kadarki tecrübesi ortaya çok farklı bir konsept çıkarmış olmalıydı. Ne yazık ki bu yıl da uluslararası bir kitap fuarından beklediklerimi TÜYAP’ta bulamadım. Buna rağmen TÜYAP hala alternatifsiz ve önümüzdeki yıl da fuarı heyecanla bekleyeceğim. *** Türkiye’den dünyaya dönecek olursak, kitap dünyası bugünlerde çok hareketli günler yaşıyor. İnternet ve basım teknolojilerindeki gelişme yayımcılığı köklerinden sarsıyor. İnternetin ilk etkisi kitap satışları üzerinde oldu. Bildiğiniz gibi klasik kitabevlerinde en önemli sorunların başında depolama gelir. Kitap peynir ekmek gibi satılan bir ürün olmadığından ve çok fazla çeşit bulundurmak bir zaruret olduğundan kitabı saklamak, taşımak ve okura ulaştırmak kitap satıcılığının en masraflı kısımlarını oluşturur. Aynı şekilde okura ulaşmak için şehrin en işlek ve elbette en pahalı caddelerinde mağazalar açmak da bir başka girdi sorunudur. Bu nedenle kitaba verilen her 10 liranın 1 lirası bile yazarın cebine girmez. Hatta bazı durumlarda o 1 lira yayımcının cebine bile zor girer. Vergidir, kiradır, reklamdır, pazarlamacıdır, nak liyecidir derken elde pek de bir şey kalmaz. Oysa ki internet üzerinden satışta pek çok maliyet kalemi ya hiç olmaz, ya da diğerine oranla çok düşük kalır. İşte bu nedenle dünyanın en büyük internet kitap satıcısı Amazon kısa sürede Amerika kitap satış piyasasının % 30’unu tek başına eline geçirdi bile. Bu oranın çok yakında % 50’yi bulması bekleniyor. Amazon internetten kitap sattıkça Borders gibi klasik kitap satış zincirleri şube kapatıyor. Benzeri bir durum İngiltere ve Avrupa’nın diğer ülkelerinde de yaşanıyor. Çünkü klasik satıcıların internet ile yarışmaları pek mümkün değil. *** İnternet sadece klasik kitapların satışını etkilemedi. Aynı zamanda kitap basım şekillerini de değiştirdi. Artık kitap yayımlamak için bir basımevine ihtiyacınız yok. Hatta kitap basmak için kâğıda bile ihtiyacınız yok. E-kitap ve diğer basım formatları yazar ile okuru doğrudan buluşturabiliyor. Nitekim bireysel yayımcıların, daha doğrusu yazar-yayımcıların eserleri New York Times En Çok Satanlar Listesi gibi muteber satış listelerine şimdiden girmeye başladı bile. E-kitabın klasik yöntemler ile basılmış kitaplara göre pek çok avantajı var: Örneğin kitabı taşımak çok kolay. Koca bir kütüphaneyi bir USB’de cebinizde taşımak dahi mümkün. E-kitabın bir diğer avantajı ‘anahtar kelime’ araması yapabilmek. Bu sayede yüzlerce sayfalık bir kitapta bir tek kelimeyi dahi kolayca bulabiliyorsunuz. Tüm bunlara ilaveten e-kitap çok-medyalı olabiliyor. Bu kitaplarda sadece yazıya mahkûm değilsiniz, yazıyı bir video veya canlı bir fotoğraf ile süslemek de mümkün. Buna benzer pek çok avantajına rağmen e-kitabın hala bazı olumsuz yönleri de yok değil: Mesela elektriğin olmadığı bir yerde e-kitaplarınıza ulaşamazsınız. E-kitabınızı okumak için mutlaka bir elektronik alete (gelişmiş bir cep telefonu veya bilgisayar) ihtiyacınız var. Sonra çimlere uzanıp kitap okumak veya kitaba dokunarak, hatta onu koklayarak okumak gibi kitapla aranızda romantik ilişki kuran pek çok özellik de e-kitaplarda mevcut değil. Ancak teknoloji inanılmaz bir hızla ilerlemeye devam ediyor ve zaman klasik kitapların aleyhine işliyor. Yarının dünyasında siyaset ve ekonomi gibi kitaplarda çok farklı olacak.

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER