Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü?


Dün sabah gazetelere göz atarken ilk durakladığım haber Milli İstihbarat Teşkilatı mensubu Kaşif Kozinoğlu’nun Oda TV Davası’ndan tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nde geçirdiği kalp krizi sonucu hayatını kaybetmesi oldu... Durakladım, çünkü Kaşif Kozinoğlu’nun Genelkurmay Özel Harp Dairesi’nde iken polis özel harekat timlerini eğitmek üzere görevlendirildiğini... Binbaşı rütbesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nden emekli olduktan sonra da Milli İstihbarat Teşkilatı’nda çalışmaya başladığını, teşkilatın yurtdışında görev yapacak biriminin kuruluşunda yer aldığını... Adının Alaattin Çakıcı ile beraber anıldığını... Çakıcı’nın yargılandığı çete davası Yargıtay’da görülürken, Kozinoğlu’nun dönemin Yargıtay Başkanı Eraslan Özkaya’ya Çakıcı’nın lehinde karar vermesi için baskı yaptığı için yargılanıp, beş ay hapis cezasına çarptırıldığını biliyordum. Galiba ‘öldü mü, öldürüldü mü’ sorusunu kendi kendime sadece soran ben değildim ki Adalet Bakanlığı’ndan bir açıklama çıkageldi... Adalet Bakanlığı, Kozinoğlu’nun ölümüyle ilgili yaptığı açıklamada, Kozinoğlu’nun spor yaparken fenalaştığı, hastanede hayatını kaybettiği ve vücudunda kırık, darp ya da cebir izine rastlanmadığı belirtmekteydi... Ben devletin resmi açıklamalarına sorgu sual etmeden inanmayacak kadar tecrübeli bir Türkiye Cumhuriyet’i vatandaşıyım. *** Dün bir gazeteci refleksiyle kuşkuyla davrandığım tek haber Kozinoğlu’nun ölümü haberi değildi... Ahmet Davutoğlu’nun çok farklı iddiaların bulunduğu insansız hava uçakları predatorlarla ilgili açıklamalarına da reflekssel olarak mesafeli davrandım... Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, “bütün bu predatorların aldığı görüntüler, her şeyden önce bunu ifade etmek isterim, Türkiye’de ortak bir birim tarafından gerçek zamanlı olarak paylaşılmakta ve doğrudan tarafımıza iletilmektedir. Bunun dışında güzergâh da tümüyle Türk Silahlı Kuvvetleri ve bizim askeri yetkililerimiz tarafından belirlenmektedir” diyordu... Hâlbuki Cuma günkü Taraf Gazetesi, ‘askerî bir yetkiliye’ atfen, Başbakan Erdoğan’ın Obama ile yaptığı görüşmeden yaklaşık 20 gün önce, iki adet MQ predatorun 16 Ekim 2011’de, diğer iki predatorun da 23 Ekim’de İncirlik’e geldiğini vurguladıktan sonra şu iddialarda bulunuyordu: “ABD, İncirlik’ten Türkiye’nin talebi üzerine predatorları uçuracak ancak Türkiye’ye anlık görüntü vermeyecek. Türk personelin kontrol ünitesinde görev yapmasına izin vermeyecek. Ayrıca predatoru, üçüncü ülkelere karşı kullanmayacağına yönelik de bir garanti getirilmedi. ABD’den kumanda edilecek”... Doğrusu, askeriye ile Bakan’ın ne söylediklerinden ziyade, neden söylediklerinin farklılaştığını merak ettim... Çünkü gerçek gazetecilik o noktada idi... *** Gazeteciliğin özü, gerçeğin peşinde koşmaya çalışan objektif bir şüpheciliktir bence... Böyle bir gazetecilik refleksiyle bakıldığında dünün iki önemli konusu Kozinoğlu’nun ölümü ile predator tartışmasıydı. Ben de zaten onun için merak ettim, Kozinoğlu eceliyle mi öldü, predator tartışmasının altında ne var?
<< Önceki Haber Kozinoğlu kalp krizinden mi öldü? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER