Bayramımız kutlu olsun


Kurban Bayramı daha gelirken içimde sıkıntılar başlar. Sokaklar kan gölü mü olacaktır, hayvanlara eziyet mi edilecektir? Bayram akşamı televizyon başına geçince elinde satır hayvan kovalayan adamları gördükçe kavurmalar boğazıma mı takılacaktır? Ya hayvan hakları savunucularına ne demeli? Hayvan kesmesek de parasını fakirlere versek veya THK’na bağışlasak, olmaz mı? Uzayıp giden ve aslında Kurban Bayramımızın bir bayram olmadığı iddiasında olan bu tür tartışmalar da canımı sıkar, bazen “acaba” sorusuyla kendimi sorgulamama neden olur. Oysa ki bayramlar tüm dünyada rahatlama ve huzur günleridir, en azından öyle olmalıdır. Bunun hayvan kesimiyle de ilgisi yoktur. Örneğin Amerikalılar da Şükran Günü geldiğinde milyonlarca hindiyi aynı anda kesip, aileyi etrafında toplarlar ve huzur içinde bir bayram geçirirler. Noel’de ise kesilmesi gereken ağaçlardır. Güzelim çam ağaçları yıllardır Noel için kesilir ve etrafında bayram yapılır. Buna benzer örnekleri çoğaltabilirsiniz. Ancak bu örneklerin neredeyse hiçbirinde bayram ‘hindi hakları’ veya ‘çam ağacı hakları’ gerekçesiyle berbat edilmez. İnsanların kutsalları sorgulanmaz, kutsalları ile alay edilmez. Aynı şekilde yanlış uygulamalar bu ülkelerde vardır ama bayram akşamları yanlışları tüm detaylarıyla ekranlara yansıtmazlar, insanların huzuruna saldırmazlar. O ülkelerde yanlışlar olmaz mı? Olur elbette. Örneğin her Noel’de New York’ta veya Londra’da donarak ölen evsizler vardır. Milyonlarca insan dilenen evsizlerin arasından geçerek evlerine varırlar. Noel akşamı içkiyi kaçıranlar ve gecenin sonunda birbirlerinin kafasında sandalye kıranlar da hiç eksik olmaz. Bayram akşamları, hatta her hafta Cuma ve Cumartesi akşamları Berlin, Paris veya Manchester sokakları ve hastane acilleri insanı insanlığından utandıran manzaralarla doludur. Sokağa büyük abdestini yapanını mı ararsınız, sarhoş olup yere yıkılıp, ardından kusmuğunda boğulanı mı? Bunların hepsi Batı âleminin bayram akşamları manzaralarıdır. Ancak akşam televizyonlarınızı açtığınızda söz konusu manzaraların neredeyse hiçbirini göremezsiniz. Bir Türk olarak, Londra’nın veya New York’un aynı sokaklarını adımlamış gazetecilerin yukarıda özetlediğimiz terslikleri haberleştirmediklerini şaşırarak görürsünüz. Sebebi basittir... Bayram akşamları huzur aradığımız, mutlu olmak istediğimiz akşamlardır. Gazetecilik insanları mutsuz etme, kutsallarını liğme liğme etme sanatı değildir. ‘Haber’ demek salt acı çeken insan değildir. Öyle olsaydı aciller her daim acıdan çığlık çığlığa insanlarla doludur. Elbette terslikleri görmezden gelmek de olmaz. Ancak orada da gördüğünüzü hiçbir filtreden geçirmeden, sıradan bir kamera gibi milyonlarca insanın evine sokarsanız buna gazetecilik değil, kendini akılsız bir makina düzeyine düşürmek denir. *** Bugün bayram. Zor günlerden geçtiğimiz şu dönemde bayramlara çok ihtiyacımız var. Hepimiz biliyoruz, bugün pek çok aksaklık olacak. İnsanlıktan nasibini almamış kişiler insan ve hayvan haklarını hiçe sayacaklar. Trafik kazaları da artacak mutlaka. Kim bilir, belki de kavurmanın kokusu vejeteryanları rahatsız edecek. Ancak bugün bayram. Bu nedenle lütfen sevgili medya mensupları, yaşadığımız sorunları abartarak, dakikalarca uzatarak gözümüze sokmaya çalışmayın. Sizler de bir bayram olsun bayramı sadece sakar kasaplar, kesilen hayvanlar ve bayram nedir henüz anlayamamış vahşi insanlar sanmayın. Çünkü sizsiz bayram olmuyor. Evlerimize huzur ve mutluluk dolması için sizlerin de katkısına ihtiyacımız var. Bu konuda BBC veya ABC kadar olun, bu da yeter. Bayram huzurdur, yardımlaşmadır, fedakârlıktır... Özellikle Kurban Bayramı kestiğiniz kurbanlarla fakirleri, düşkünleri kollamaktır. Kapıyı çalan tanımadığınız çocuklarla bayram neşesini paylaşmaktır. Yaşamın katı kurallarına bir an için mola verip yaşamı ve ölümü huzur içinde sorgulayabilmektir bayram... Hepinize aileniz ve sevdiklerinizle huzurlu, mutlu ve sağlıklı bir bayram diliyorum.
<< Önceki Haber Bayramımız kutlu olsun Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER