Ekonomi yavaşlamıyor


Türkiye ekonomisi bu yılın ikinci yarısında yine 'sürpriz' olarak algılanan hızlı büyüme sergiledi. Yüzde 9'a yakın büyüme senenin tamamındaki büyüme beklentilerinin de değişmesine yol açtı. Son çeyrekte beklenmedik bir daralma olmazsa büyümenin 2011 yılında yüzde 7,5 civarında gerçekleşmesi güçlü ihtimal. Yüzde 8'in üzerinde çıkması da kimseye sürpriz olmasın. Sanayi üretim istatistikleri geriden geldiği için yukarıdaki tahminler daha 'yan' bir desteğe dayanıyor: Özel kesimin tüketim ve yatırım eğilimleri. İkinci çeyrek büyümesinde hane halkı tüketimi, hem yatırım hem de tüketim tarafından önemli rol oynadı. Bu değişkenlerin eylülde son aldığı değerlerde ciddi bir gerileme yok. Yani, iç talep göstergeleri en azından üçüncü çeyrekte de güçlü devam ediyor. İç talep-GSYİH ilişkisini şöyle de anlatabiliriz. 2011 ikinci çeyreğinde Türkiye'de üretim reel rakamlarla (1998 fiyatlarıyla) 2,7 milyar lira arttı. Buna karşılık iç tüketim 1,8 milyar lira, iç yatırım harcamaları da (kamu + özel) yine 1,8 milyar lira arttı; iç talep 3,6 milyar lira artmış oldu. Bu talep artışının yaklaşık bir milyar lirası da yurtdışı şirketlere net ithalat (yani Türkiye'nin ithalatı eksi ihracatı) olarak arttı. Bir başka deyişle, eğer yaptığımız ithalat kadar ihracat yapmış olsaydık (ya da ihracatımız kadar ithalat yapmış olsaydık) geçen çeyrekte ekonomimiz yüzde 13'ün üzerinde büyümüş olacaktı. Bir başka deyişle, yeterli ihracat yapamayınca yüzde 4'ün üzerinde büyümeyi diğer ülkelere ihraç etmiş olduk. Önümüzdeki iki çeyrekte de aynı özel tüketim ve yatırım trendleri (yani 'iç talep') bir miktar yavaşlayarak devam edecek gibi görünüyor. Net ihracat rakamı ise kurlar, enerji fiyatları, iç talep ve dış talep tarafından belirlenecek. İç talep güçlü, dış talep zayıf, kurlar ise net ihracatı destekleyici yönde olacak. Bu ters güçlerin dengesi bu yılın büyümesinin yukarıda bahsedildiği gibi yüzde 7,5 civarında gerçekleşeceğini gösteriyor. Bu senenin ilk yedi ayında 51 milyar dolar (son 12 ayda 75 milyar dolar) olarak gerçekleşen cari açığın ise sene sonunda 65 milyar doların üzerinde gerçekleşmesi muhtemel. Cari açığın en önemli belirleyicisi dış ticaret dengesi. Bu kalem, hazirandaki seviyesine göre temmuz ayında bir milyar dolar iyileşse de sekiz milyar dolar gibi rekor seviyelerde seyretmeye devam ediyor. Kurların etkisiyle düzelme olacak ancak zaman alacak. Reel döviz kuru, cari denge ve dış ticaret dengesini gösteren grafikte göreceğiniz gibi, dış ticaret dengesindeki düzelme pek hızlı ilerlemiyor. Cari açığın temmuz ayında 7,7 milyar dolardan 5,3 milyar dolara gerilemesinin arkasında turizm gelirlerindeki 1,3 milyar dolarlık artış önemi rol oynadı. Dış ticaret dengesi ise bir milyar dolar seviyesinde düzeldi. Net hata-noksan Net hata noksan kalemindeki yükselme yanlış yorumların yeniden nüksetmesine sebep oldu. "Kaynağı belli olmayan" para girişlerinden bahsediyor bazı gazete haber ve yorumları. Net hata ve noksan kalemin ana sebebi hem ihracat hem de ithalat kalemlerinin ölçülebilmesinin neredeyse imkânsız olması. Bu durum cari dengenin doğru ölçülememesine sebep oluyor. 'Çizginin altı' ise nisbeten daha kolay ölçülebiliyor. Sonuçta, banka ve merkez bankası rezervlerindeki değişim 'masa başında' hesaplanan ticaret, hizmet ve sermaye akışları hesabıyla uyuşmuyor. Bu yüzden, net hata noksan kalemi bazı özellikler gösteriyor. Birincisi aylar boyunca devamlı artıda seyretmiyor; 'kendisini düzeltiyor'. İkincisi net hata noksan rakamlarının yüksekliği tabii olarak dış ticaret rakamlarının yüksekliğine paralel gidiyor. Üçüncüsü, kırılma noktalarında (örneğin 2009 yılında) yükseliyor. Fatih Projesi Bu köşede çok yazıldı. Sonunda olumlu sonuç alındı: Fatih Projesi'nde yerli firmalara öncelik verilecek. Ben çocuklara tablet PC dağıtılarak Türkiye'de eğitim kalitesi ne kadar yükseltilecek o kadar emin değilim. Türkiye'de internetin en yoğun kullanıldığı alanın chat olduğunu hatırlayalım. Ancak alınan karar önemli. Şimdi üzerinde durulması gereken, Türkiye'nin 'tablet monte eden' ülke olmaması. Fatih Projesi'nden Türk firmalarının, eğitimci ve mühendislerinin 'gerçek' fayda sağlaması. Gerçek hedeflere bir örnek vereyim: Kore son on senede dünyanın en önemli LCD panel üreticilerinden birisi haline geldi. LCD panel pazarında yüzde 30'un üzerinde payı var iki Kore firmasının. Kore, cari fazlayı işte bu 'gerçek' politikalarla veriyor.
<< Önceki Haber Ekonomi yavaşlamıyor Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER