Dünyadaki varlığımızı yeniden düşünmek


Biz yaratıldık mı yoksa evrilerek mi bugünkü varlığımıza kavuştuk diye tartışırken insanın dünyada var olma süresi konusundaki bütün tahmin ve verileri allak bullak eden bulgular ortaya çıkıyor. İşte birkaç tanesi: 1877 yılında Montezuma İnşaat Şirketi'nin, California'nın Table Dağı mevkiinde sürdürdüğü bir tünel çalışması sırasında 50 milyon yıl önceye tarihlenen bir lav akıntısının içinde bir tokmak ile bir kap bulundu. Tokmak yaklaşık 30 cm. uzunluğunda kap ise 10 cm. çapındaydı. Fevkalade muntazamdılar. 50 milyon yıl önce yanardağ lav püskürttüğünde bu tokmak ile kap orada olmasaydı lavın içinde gömülü olarak bulunabilirler miydi? Bilim, bugünkü düzeyi ile bu soruyu yanıtlamaktan aciz. Kolombiya'nın, Bogota yakınlarında bir insan eli fosili bulundu. Fosilleştiği kayanın yaşı 100-130 milyon yıl. Benzer bir bulgu da Kanada'nın Kuzey kutup bölgesindeki Axel Heiberg Adası'ndan elde edilen fosiller arasında yer alıyor. Söz konusu olan bir insan parmağı fosili. Bu fosil, 100 ile 110 milyon yıl öncesine tarihleniyor. (Creataceous jeolojik dönemi.) "DM93-083" numarasıyla arşivlenen fosilin röntgen cihazıyla bir insan parmağı olduğu kanıtlanınca insanın dünyadaki varlık süresi yeniden düşünülmeye başlandı. İnsan bu kadar eski zamanda yaşamış olabilir mi? Yoksa yerküreye başka ziyaretçiler mi gelmişti? Peru'daki İca Çölü'nde bulunan ve binlerce yıl öncesine ait olduğu tespit edilen taşlar (İca Taşları) akılları karıştırıyor. Dr. Javier Cabrera bu taşları sabırla biriktirip bir koleksiyon yaratmış ve müze açmış. Topladığı binlerce taşa kazınmış inanılmaz görüntüler var: Kalp nakli ameliyatından dinozor avlayan insanlara kadar. Hatta evcilleştirilmiş dinozorların üzerinde oturan insanlar bile tasvir edilmiş. 1991-1993 yılları arasında Rusya'nın Ural Dağları doğusunda yer alan Narada deresi mevkiinde özenle üretilmiş spiral cisimler bulundu. Boyları en fazla 3 cm. olan bu cisimlerden ilkel teknoloji ile üretilmesi mümkün olmayan 0,003 mm. boyunda olanlar var. Büyük olanları bakırdan, küçük ve mikro boyutta olanları ise çok ender rastlanan "tungsten" ve "molybdenum"dan yapılmış. Mikroskopla incelemeler sonucunda spirallerin "altın oran"da ve kusursuz üretilmiş oldukları görülmüş. Daha da şaşırtıcı olan, bütün bilimsel verilerin bu cisimlerin yaşlarının 20.000 ile 318.000 yıl arasında değiştiği. Bu yıl/yaş farkı, cisimlerin bulundukları derinliğe göre değişiyor. Lübnan'ın Baelbek kenti yakınlarında, ziyaret edenleri şaşırtan büyüklükte işlenmiş dev kaya blokları var. Bu taşların binlerce yıl öncesinden buraya getirildikleri anlaşılmaktadır. Kimi taşlar 1050 ton ağırlığında ve 25 metre uzunluğundadır. Adına "Momolit" denen yekpare blok taşlar, dünya üzerindeki işlenmiş en büyük taş bloklardır. Bu taşlarla bir kent inşa edenler kimlerdir? Söz konusu kent kalıntıları Roma İmparatorluğu'ndan önceye aittir. Hatta Sümer kaynaklarında bile burası antik bir şehir olarak geçiyor. Bu antik şehri kimler nasıl ve ne zaman yaptılar daha bilinmiyor. Birçok Mısır resim yazısında ve Güney Amerika taş yazıtlarında göksel (astronot giysili) varlıkların tasvirleri var. Bugünkü insandan daha akıllı varlıklar mı dünyaya geldiler veya burada yaşadılar? Sanki bu soruya yanıt olarak Peru'nun Ica mevkiinde bir kafatası bulunmuştur. Bir insana aittir ama bazı farklarla: Göz boşlukları, günümüz insanının göz boşluklarından %15 daha büyüktür. Beynin yer aldığı boşluk ise yaklaşık 3000 ccm'dir. Günümüz inanının kafatasındaki beyin boşluğu kapasitesi 1450 ccm'dir!
<< Önceki Haber Dünyadaki varlığımızı yeniden düşünmek Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER