2002 seçimlerinde reklamcılar ne demişti?...


Geçmişi karıştırırken 2002 yılı seçimleri öncesinde ünlü reklamcılara yaptırdığım "Seçim 2002'yi değerlendirmeleri" elime geçti. Bu değerlendirmeleri Eylül 2002'de Hürriyet'te yayınlamışım. Gelin bu değerlendirmelerin bir kısmını yayınlayayım, birlikte nostalji yapalım. Hem de o dönemde AK Parti nasıl umut vadediyormuş reklamcıların ağzından dinleyelim: Serdar Erener: (O zaman Y&R Reklamevi'ndeydi, şimdi Alameti Farika'da) Moda, medya ve siyasette reklamın çalışmadığına inanıyorum. Tabii lansman kampanyaları dışında. Yavuz Turgul: (Hâlâ Medina Turgul'da) Son üç ayda seçmen algılamalarını değiştirmek çok zor. Seçmen her şeyin farkında. Son üç ayda sokağa ineceksin, sokağın dilini çözeceksin bu oldukça zor. Seguela'nın Türkiye'de ANAP'la yaşadığı hayal kırıklığını herkes biliyor. Oysa siyasi iletişim uzun soluklu olmalı. Siyasi iletişim çok katmanlı olgu, bu nedenle siyasi iletişim uzmanları partilerle uzun süre birlikte çalışmalı. Marka konumlandırma, marka değerini yaşatma kavramları siyasete uygulanmalı. Türkiye'de planlı siyasi iletişim yönetiminin gelenek haline gelmediğini düşünüyorum. Bu nedenle reklam ajanslarının işi zor. Yeni Türkiye ve AKP taze umut! Bunların dışında kalan denenmiş partilerin işleri ise gerçekten zor. Pınar Kılıç: (O zaman McCann Erickson'daydı şimdi Bahçeşehir Üniversitesi'nde.) Bu seçimlerde kararsız seçmen oranı yüksek. Araştırmalar bu oranın %40'lara vardığını gösteriyor. Bu belirsizlik ortamında herkesin kararsız seçmeni ikna etmesi gerekiyor. Nil Bağcıoğlu: (Hâlâ Rafineri'de) Bu seçimde kafalar karışık. Çünkü AK Parti dışında, o da doğal duruşu gereği, net düzgün bir söylem ortaya koyan yok. Reklam doğru söylem koymaya yardımcı olabilir. Levent Erden: (Hâlâ Klan/RSCG'de) Bu seçimlerde partilerin barajı aşmaları için çok küçük oy oranlarına gereksinimleri olacak. Son on beş güne kararsız giren seçmenin önemli bilgi kaynağı reklam olabilir. Ama "Haydi Türkiyem İleri" gibi abuk reklamlar değil "Limon gibi sıkılıyoruz" gibi duyguları özetleyen reklamlar. Mehmet Ural: (Yorum Publicis'ti, şimdilerde aktif reklamcılığı bıraktı) Batı'da yapılmış birçok araştırma reklamın seçimlerde %3 ile %4 arasında etkili olduğunu söylüyor. Liderin oluşumunda imaj kampanyasının etkisi çok büyüktür. Aynı zamanda reklamda rakibin tanımlanması rakibi küçültebilir. Yani oylar sana gelmez ama dağılarak rakibinin etkisini azaltabilir. İkincisi gündemdeki konularla ilgili pozisyon almada reklamın etkisi büyüktür. Toplumun duygularına reklamla seslenilebilir. Nesteren Davutoğlu: (Hâlâ Lowe'da) Artık aldıkları iletişim hizmetine profesyonelce yaklaşmalarının zamanı geldi! O günlerde değerlendirmesine başvurduğum tek halkla ilişkilerci ise o dönemde son iki yıldır Mesut Yılmaz'ın kişisel siyasi iletişim danışmanlığını yapan Ali Saydam olmuş. Ali Saydam (Hâlâ Bersay'da) Bu seçimlerde halkla ilişkiler stratejileri reklamlara göre daha fark yaratıcı olacaktır. Baktığınızda farkını ortaya koyabilen parti yok, koyabilecek parti sayısı çok ve kararsız da çok. Bu nedenle reklamın yaratacağı mesaj kirliliği içinde halkla ilişkiler etkinlikleriyle farklılaşmak çok daha önem kazanacak. Örneğin Mesut Yılmaz'ın Çırağan Sarayı'ndaki Clinton'la baş başa yemek yemesi fark yaratacaktır. Bu seçimde 0.1'lik farklar bile çok önemli. Bu nedenle de halkla ilişkilerin etkinliklerinin yerel medyalara doğru kaydırılması söz konusu olacaktır. Nasıl nostalji yaptık mı? 2002 seçimlerinden AK Parti tek başına iktidar olarak çıktı. Dokuz yıldır da ülkeyi tek başına yönetiyor. Şimdi de "ustalık" dönemini yaşatmak için Türkiye'den oy istiyor. Seçime kadar gözümüz tüm partilerin iletişim faaliyetlerinde. Reklametre (5-11 Nisan 2011) TV İlk Beş 1. Dürt (Exper) 2. Taşınma (Vakıfbank) 3. Korku-romantik (Digiturk) 4. Çantaya Bak (Mavi Jeans) 5. Düet (118 33) Gazete İlk Beş 1. Sessiz Çalışır (Arçelik) 2. Logo (Lacoste) 3. Kıskandırır (Chevrolet) 4. Bizce kum (Exen) 5. En önemli (Peugeot) İnternet İlk Beş 1) Turkcell-Daha Fazla Tweet www.dahafazlatweet.com 2) Braun-Özgür Etekler www.kizlararasinda.com/silkepil 3) Kulüp Rakı-Photoshop Yarışması www.facebook.com/kuluprak 4) İpana-Komple7 Sloganını Yaz www.gulusunlebuyule.com/komple7 5) Rockn Coke-Çadırını Kur www.facebook.com/rockncoke Özgür Karaçak'tan İnternet'ten Özgürce "Tekel savaşçısı" milletvekili adayı Eskişehirli Ahmet ağabeyi tanır mısınız? Tanımayanlar için hemen kısaca anlatayım; Eskişehir'de oto kiralama işiyle ilgilenen Ahmet ağabeyin yan dükkanında bulunan Tekel bayiine birkaç alkollü genç gelerek rahatsızlık yaratırlar. Bu sırada dükkana giren Ahmet ağabey ile racona uymayan gençler arasında gerginlik yaşanır. Ahmet ağabey yaklaşık 4500 TL değerinde alkolü şişe şişe gençlere fırlatarak hepsini kaçırır ama bu arada dükkanı savaş alanına çevirir. Tüm bu yaşananlar ve arbede sırasındaki komik diyaloglar güvenlik kamerası tarafından kaydedilir. İnternete düşen bu görüntüler "Tekel Savaşçısı Ahmet Ağabey" başlığıyla kısa sürede milyonlarca defa izlenir. Hatta o kadar popüler olur ki çeşitli komik montajları bile yapılmaya ve yayılmaya başlar. Ve Ahmet Ağabey bir internet fenomeni kıvamına gelir. Bilmeyenler http://www.youtube.com/watch?v=VJ7wgqETEB4 adresinden videoyu izleyebilirler. Peki İnci Sözlüğü duymayanınız var mı? Bugüne kadar bence Türkiye'nin gördüğü en organize grup olma özelliğini taşıyan bu arkadaşlar, televizyon programlarından tutun da birçok internet sitesini çok zor durumlara sokuyorlar. Yapılan anketleri manipüle ediyorlar, attıkları maillerle program sunucularına defalarca "inci" dedirtmeye çalışıyorlar, Facebook'un çeviri ayarlarını manipüle edip tüm Türkçe Facebook kullanan kişileri şoktan şoka sokuyorlar. (Bu hareketleri yüzünden Facebook bu yapıyı bir süre durdurmak zorunda bile kaldı.) Hatta hani İstanbul Büyükşehir Belediyespor'un taraftar grubu BOZBAYKUŞLAR var ya, işte onlar inci sözlükçüler. Her hafta efsane pankartlar açılması işte bu yüzden. Özetle müthiş hızlı organize olan enteresan eylemleri bulunan bir oluşum. Şimdi bu ikisinin ne alakası var diyenleriniz için açıklayayım; İnci sözlükçü arkadaşlar her türlü masrafı kendi aralarında para toplayarak çözümlüyorlar ve Ahmet Ağabey'i Eskişehir'den bağımsız milletvekili adayı yapıyorlar. Amaç onu Meclis'e sokarak internet yasaklarına dikkat çekecek müthiş bir eylem gerçekleştirmek. Yaptıkları röportajı http://www.youtube.com/watch?v=rTX5pKXjkfs adresinden izleyebilirsiniz Olur mu derseniz, hiç belli olmaz derim. İnternetin nelere kadir olacağını hep birlikte göreceğiz. Sadece şunu söyleyeyim İsveç'te Korsan Parti adıyla var olan grup bunu daha önce başardı. Bu oluşum Türkiye'de de başlamaya çalıştıysa da henüz bir varlık gösteremedi, hatta ölü doğdu diyebiliriz. Bu seçimlerde sürpriz beklentim çok düşük. Özellikle listeleri görünce seçim sonucu okuyor hissine kapıldım. Ne dersiniz sürpriz için acaba Eskişehir'e gidip Ahmet Ağabey'e mi oy versek?
<< Önceki Haber 2002 seçimlerinde reklamcılar ne demişti?... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER