Onlar liberal mi ki?


Bugün kelimelere değinmek istiyorum. Örneğin "liberal aydınlar" lafı. Masum bir niteleme değil bu. Bir kere Aydın Doğan'ın "Ergenekon dostu" kalemleri tarafından ortaya atıldı. Ben "liberal" denilen yorumcuların, "kendilerine liberal dediğini" hiç duymadın. Sadece Prof. Atilla Yayla liberaldir. İkincisi, bu yazarlara normal şartlarda "demokrat" demeleri gerekiyordu. Ama o zaman, kendilerinin demokrat olmadığı ortaya çıkacaktı. Üçüncüsü... Evet, mesela demokrasi de ithal bir kelimedir ama Demokrat Parti sayesinde 1946'dan itibaren halk tarafından benimsenmiştir. Buna karşılık liberal hep yabancı kalmıştır. Lise mezununa sorun, liberalin ne anlama geldiğini bilmez. Dördüncüsü... Liberalin muğlaklığı, ona çeşitli olumsuz sıfatları yüklemeyi mümkün kılar. Beşincisi... "Liberalizm" neticede kapitalizm çağının ideolojisidir ama bilhassa İstanbul burjuvalarından ilgi görmez. Prof. Yayla, "Cumhuriyet gibi devletçi bir gazeteye ya da solculara sponsor oluyorlar ama Liberal Düşünce Derneği'ni desteklemiyorlar" diye yakınmıştı. İşte bu yüzden "AKP ile liberal aydınların arası mı açıldı" tartışmasına girmedim. Zaten bitti, gitti... 'Frenk' kime denir? Buradaki yazılarda bazen "Frenk" kelimesi geçer. Mesela şöyle bir cümle kurarım: "Psikolojide Frenklerin 'repetition compulsion' dediği bir ruhsal durum vardır." Okurlarımız arasında buna itiraz edenler var. "Frenkler" dedikten sonra, bir kavramın Fransızcasını değil de İngilizcesini anmamı yadırgıyorlar. Arkadaşlar! "Frenk" kelimesinin kökeninde bir Cermen boyu olan ve istilalar sonucunda bugün Fransa dediğimiz ülkeye adını veren Frankların olduğu doğrudur. Ancak İslam coğrafyasında bu kelime "Avrupalı" anlamında kullanılmıştır ki ben de bunu "Batı âlemi", "Batı kültürü", "Batıdaki yaşam biçimi" yerine kullanıyorum. Tabii böyle deyince, işin içine ABD ve Kanada'ºyı da katmış oluyorum. Kavramı çok mu genişlettim? Sanmam çünkü 'Frenk'in, duruma göre, "Gayrimüslim" demek olduğunu da biliyoruz. Örneğin bir zamanlar İzmir'de Rumların, Ermenilerin, Yahudilerin, İtalyanların, Fransızların yaşadığı bölgeye "Frenk Mahallesi" denirdi. İçinde "Frenk" kelimesi geçen birçok isim bulunur dilimizde: Frenküzümü, frenkinciri, frenkçileği gibi... Ayrıca "Tatlısu Frengi" diye, artık kullanma imkânı pek kalmamış olan, hoş bir terim vardır. Aslen Avrupalı olamasa da, Avrupalı gibi davranıp, Avrupalı gibi konuşarak hava atan gayrimüslimlere, (bilhassa Rumlara) Osmanlı Müslümanları, "Tatlısu Frengi" demişti. (Not: "Tatlısu" kelimesi, "Frenksiz" bir şekilde yaşamaya devam ediyor. Tatlısu solcusu gibi...) Sanırım durum açıklığa kavuştu. Sorusu olan? 'Zırva' ne demek? Bir dili, diğerlerinden asıl ayıran düz kelimeler değil, deyimler ve atasözleridir. Ha "pencere" demişsin, ha "window"... Ha "lütfen" demişsin, ha "bitte"... Bunlar aynı nesneye, aynı duruma işaret ederler. Dile ruhunu veren ve onu bir kültürle ilişkilendiren ise atasözleri ve deyimlerdir. Atasözleri yüzyıllar içinde oluşur. Hayatta yol gösterdiğine inanılan, öğüt niteliğinde sözlerdir. Mesela biri "Su testisi suyolunda kırılır" derken, onu duyan diğeri "Eceli gelen köpek, cami duvarına işer" der. Deyimler ise bir durumu renkli, canlı, ilgi çekici biçimde ifade eden ve en az iki kelimeden oluşan söz öbekleridir. Kelimeler deyimi oluştururken, düz anlamlarından uzaklaşırlar. Örneğin: "Dilini eşek arısı soksa da, kessen artık zırvalamayı..." Unutmadan: "Saçma söz, boş laf" anlamında kullandığımız 'zırva' kelimesinin, "ishalli hayvan dışkısı" demek olduğunu biliyor muydunuz?
<< Önceki Haber Onlar liberal mi ki? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER