Umut ama kimin için?


"Ailesinde tıpkı benim gibi CHP geleneği olanlar, siyasi kahroluşları sık sık yaşamış, yaşanan siyasi kahroluşları izleyerek büyümüştür" diyor Ece Temelkuran... Medyamızda bu cümlelere sık sık rastlarsınız. CHP'nin ürettiği hüsran ve umut bu çevreler için çok etkileyicidir. Ben, kurultayın medyadaki "umut" yansımalarını da bu bağlamda okuyorum. Kılıçdaroğlu'nun bir "umut" ürettiğinden söz ediliyor. Hemen sorulacak soru şudur: Kim için? Göbeği CHP'de kesilenler ve bu kökten aidiyetle bir türlü AK Parti yönetimindeki Türkiye'ye alışamayanlar için... AK Parti'nin elinden ülke yönetiminin alınmasını en hayati mesele olarak görenler için... Şöyle bakılıyor: CHP ne yapsın etsin, iktidarı AK Parti'nin elinden alsın. Bunun için kemik oyları korusun. Bunun için de klasik CHP olarak kalsın. Ama kemik oylar iktidar olmak için yetmiyor. O zaman geniş halk kitleleriyle de iletişim sağlansın. Bu arada çelişkilere aldırış edilmesin. Yeter ki oy gelsin! Başbakan sesleniyor: "-Madem her yoksula 600 lira maaş vereceksin, o zaman, İzmir Büyükşehir Belediyesi senin elinde, oradan başlasana!" İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, kurultayın divan başkanı... Bu çağrıyı duymuş mudur ya da Kılıçdaroğlu ona, Başbakan'ın bu çağrısını hatırlatmış mıdır? Duymuş, duymamış, hatırlatmış hatırlatmamış ne fark eder, memlekette bu oltayı yutacak epeyce ahali vardır!!! "Aileden CHP'li olan"larımız bunu sorgulamaz. 'Bizim Kemal, bayağı iyi atıyor vallahi! Uzan bile bu söylemle yüzde 7 aldı, Kemal niye almasın' heyecanlarına dalar. Binnaz Toprak, "Endişeli modernler" söylemiyle prim yaptı son zamanlarda CHP cenahında... Sonunda geldi CHP yönetimine girdi. Bir bilim insanı ya da köşe yazarı iken kamuoyu onun "Endişeli modernler" söylemini, tarafsız bir gözlemcinin tespiti olarak görüyor ve "Tarafsız bir bilim insanı bunu söylüyorsa bu önemsenmelidir" diyordu. Şimdi ne diyorsunuz? Demek ki Binnaz Toprak o söylemi CHP'nin gözlüğü ile oluşturuyormuş! Toprak'ın "Endişeli modernler" yaklaşımı varıyor Süheyl Batum'un "ulusalcı" çizgisi ile bütünleşiyor, o da varıyor, Ergenekon dünyası ile buluşuyor ve... Bütün bunların oy açısından yetersizliğini ortadan kaldırmak için işçi, memur, işsiz, vs. sosu gerekiyor. Bakıyorsunuz, kendi iş yerinde bir tek fazla işçi çalıştırmayan işadamı, Kılıçdaroğlu'nun uçuk sözlerine "Ne oluyor sayın genel başkan" diye en küçük itirazda bulunmuyor. Niye? "Aileden CHP'li" de ondan... TÜSİAD dünyasının gönlü nerededir size göre? Ve neden oradadır? Sezgin Tanrıkulu'nun, bölge delegelerinin attığı çiziklere rağmen CHP yönetimine gelmesi bir başka çelişkiler yumağının habercisi... Kılıçdaroğlu "Kürt sorunu"ndan falan bahsetmiyor, niye? Kemik oylar rahatsız olmasın diye, bunu Tanrıkulu da biliyor ama "Kürt sorunu"nda bunca duyarlı olan Tanrıkulu, CHP yönetimine girmekte tereddüt etmiyor, Kılıçdaroğlu da, onu nasıl çözeceğini kestiremediği "Kürt sorunu"yla alakasını göstermek amacıyla sembol isim olarak bünyesine alıyor. Ne din ne etnisite, çözüm üçüncü yol! Peki üçüncü yol ne, var mı Tanrıkulu'ya göre üçüncü yol diye içi doldurulmuş bir proje? Belli ki Kılıçdaroğlu, "yolsuzluk" söylemi ile prim yapmak istiyor. Ama bu hesap Kayseri'de yere çakıldı. Peki, bu yere çakılmanın farkında mı CHP'de umut arayanlar? İnsanların haysiyeti yok yere biçilmiş, bu onları rahatsız etmekte mi? Yooo, kurultaydaki heyecana bakılırsa, epeyce bir insanın "Başkasının haysiyeti" diye bir derdi olmadığı anlaşılıyor. Benim en çok merak ettiğim şey, Muhammet Çakmak'ın, CHP'nin bu Parti Meclisi'nde nasıl bir fonksiyon icra edeceği hususu... Muhammet Çakmak, hani Gürsel Tekin'in "Bizi epeyce dövdü" dediği ilahiyatçı bilim adamı... CHP'ye "köklü dönüşüm" öneren insan. CHP onu, onun önerdiği köklü dönüşümü önemsediği için mi bünyesine aldı, o da oraya, köklü dönüşüm noktasında bir şeyler yapılabileceği umudu ile mi girdi, doğrusu şu anda bir şey söyleyebilmek kolay değil. Keşke derim, Kılıçdaroğlu'nda böyle bir irade olsa ve keşke derim, Kılıçdaroğlu böyle bir süreci başlatabilse... CHP, Türkiye'nin ana sorunlarından birisi çünkü. CHP, toplumun ayağındaki bağ. Çarpık statükonun kilidi. Onun için de, millet ona iktidar vermiyor, muhalefetini de azaltmaya çalışıyor. Aslında CHP'nin daha çok oy için yapmak istediği açılım, toplumun CHP kilidini çözmek için uyguladığı demokratik direncin bir sonucu. Toplum diyor ki, "Daha çok oy istiyorsan, bana benzemek, benim ruh dünyam ile iletişim kurmak, bunun için de kendi kodlarını çözüp yeniden formatlanman lazım." CHP, şu ana kadar, toplumun talep ettiği yeni formatlanmayı tam kavradı mı, bana göre değil, CHP, toplumun bu talebini önemser gözüküp, iktidar yolunu açmak istiyor, toplum ise CHP'yi samimiyet sınavından geçirecek. Bakalım el mi yaman bey mi?
<< Önceki Haber Umut ama kimin için? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER