El hükümeto!


Sızdırılan belgelerde beklenmedik, umulmadık, "vay canına" dedirtecek hiçbir şey yok. Amerika'nın Davutoğlu'ndan korkması da doğal, Mossad'ın Türk ordusundan darbe beklemesi de... Bunun ötesi "Berlusconi'ye zampara demişler, Merkel'e kocakarı demişler" gibilerden siyasi magazin. Şimdi ne olacak? Muhalefet iktidara "yüklenecek" falan filan. Önümüzdeki aylar bununla geçecek, seçimi de AKP kazanacak. Başka işiniz yoksa oturup izleyiniz. Bizim "yerli belgeler" çok daha ilginç! Darbe belgeleri... 2003 yılında, darbeden sonra bir "milli mutabakat hükümeti" kurulması planlanmış. Amerikan diplomatları gizli yazışmalarında buna "Balyoz hükümeti" adını mı takarlar yoksa "Sarıkız hükümeti" mi derler, bilemem artık. Bu hükümet, benzerleri her darbeden sonra "kurulmuş gibi yapılan", sivil süsü verilip ele güne karşı "façayı kurtarma amacı" güden bir kukla hükümet tabii. Yaşı tutanlar ve yakın tarihimize meraklı olanlar herhalde Ulusu hükümetini bilecekler, Erim hükümetini, Melen hükümetini, Talu hükümetini falan hatırlayacaklardır... Fakat 1961 yılının sonbahar aylarında bir Orgeneral Fahrettin Özdilek hükümetini kaç kişi unutmamıştır acaba? (Nazlı Ilıcak ve Mehmet Barlas şimdi "tabii yahu, o da vardı" diyecekler.) Milli mutabakat hükümeti... Askere selam durmuş bürokratlardan ve eskimiş politikacılardan kurulu, ama hem milli olduğu, yani hepimizi temsil ettiği, hem de mutabakat yani "uzlaşma" hükümeti olduğu söylenen bir topluluk... Adı bile bir kara mizah şaheseri. Hangi babayiğitler öngörülmüş bakalım bu hükümete? Başbakanı kimmiş? Başbakan, Rıfat Hisarcıklıoğlu. Hikmet Çetin ve rahmetli Yıldırım Aktuna başbakan yardımcıları... Eh, bir CHP'den bir DYP'den, mutabakat oluyor. Fakat CHP'ye biraz iltimas yapılmış galiba, çünkü günümüzün CHP Genel Sekreteri, demokrasi şampiyonu Süheyl Batum da başbakan yardımcısı. Mehmet Moğultay da devlet bakanı (ortadan kayboldu, on beş yıldır kendisiyle itişemedim, özledim o günleri), rahmetli Türkan Saylan da. (Allah Allah, sağlık bakanlığına onu düşünmemişler.) İsmet Abi (Sezgin) içişleri bakanı, rahmetli İsmail Cem dışişleri, al sana sopa zoruyla mutabakat, sıkıysa uzlaşma bakalım... 2001 kriziyle ekonominin batmasında birinci derecede sorumluluk sahiplerinden, eski "Büyükada tango kralı" Hüsamettin Özkan da sanayi ve ticarete bakıyor! 2001 fiyaskosu böylece ödüllendiriliyor. Nur Serter de çevreye bakacak. Başka kim nereye bakacak? Köksal Toptan (AKP'nin meclis başkanıydı) tarıma, Seyfi Oktay adalete, Zekeriya Temizel maliyeye, Işın Çelebi ulaştırmaya. Ötekiler bir şeye bakmasalar da olur. Fakat hazindir, bu listede has adamlarının darbe geldi geliyor diye avuttukları Cem Uzan yok örneğin... Boşuna heyecanlanmış. Haa, bakın Deniz Baykal için aynı şeyi söyleyemeyiz, o darbeden birkaç yıl sonra ister istemez sözde demokrasiye geçilince bir seçim zaferi bekliyor, kendini o döneme saklıyordu, hani şöyle muhayyel 2005 ya da 2006 seçimleri falan... Peki biz de bu "muhayyel" topluluğa nasıl bakalım? Üç yol var. Bir: Ağzımızla gülmeyelim. İki: Türkiye'de cirit atan Mossad ajanlarına bu hükümetimizi beğenip beğenmediklerini soralım. Dişlerine göre bulmuşlar mıdır acaba? Üç: Bu rezalete adı karışan ya da karıştırılan sivil kişilerden bugün hayatta olanlarına "böyle bir kukla darbe hükümetinde yer almayı kabul edip etmeyeceklerini" tek tek soralım, asla kabul etmeyeceklerini açıklasınlar. Yalan da olsa söylesinler, namuslarını kurtarsınlar. ENGİN ARDIÇ - SABAH

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER