Erkekliği hissetme adına 'Evet'!...


Ah benim âkil abilerim ablalarım ah.. Siz hiç uslanmayacak mısınız?!... Siz hala 'safdil' rolü oynamaktan bıkmadınız mı?.. Bu kaçıncı yahu!... Baykal, çarşafa rozet taktığında da aynı şeyi yaptınız... Ne diyordunuz?.. Vay efendim başörtüsü sorununu çözmek için bu tarihi fırsatmış.. Efendim CHP artık kökten laik kimliğinden kurtulmak istiyormuş.. CHP'nin başörtüsü konusunda samimiyetini ispatlaması için fırsat verilmesi gerekiyormuş, falanmış, feşmekanmış... Her defasında balıklama atladınız... Ben de her defasında bunların alışılagelmiş 'CHP kurnazlığı' olduğunu, CHP'nin değişemeyeceğini, başörtüsü konusunda asla samimi olmadığını, olamayacağını iddia etmiştim... Onun için 'CHP başörtüsü meselesine dokunmuş..' dediklerinde, 'Yok canım inanmayın, kedidir, kedi!..' dedim... Zira benimle dalga geçen biriyle kendimce maytap geçmiştim... Benim kızgınlığım size.. İronik ve mizahi tarzda da olsa CHP'ye bodoslama çaktığım için beni uyardınız.. İyi güzel de, yahu hüsnüzan sahibi olduğumuzu ispatlamak için bu kadar da iyi çocuk rolü oynamanın ne gereği vardı?... Mevzubahis demokrasi, halk, özgürlükler olduğunda CHP'den şimdiye kadar hiç olumlu bir katkı görmüş mü bu memleket?... (Tek partili dönemi de hiç saymıyorum ha..) Şimdi filmi biraz geri saralım.. 2002 ile 2007 arasında veryansın ediyordu CHP... 'İrtica hortluyor, şeriat geliyor, cumhuriyetin temel niteliklerini zedeleniyor..' gibi safsatalarla muhalefet yaptılar... Zannettiler ki, 'korku salarsak' ve dahi askere 'bizce sorun yok' sinyali verirsek, bir müdahele olur.. Nasıl olsa demokrasiye balans ayarı çekmek için birileri her daim beklemede... Burası Türkiye ya!.. CHP mensupları, kanaat önderleri sürekli irticayı işlediler... Onları destekleyen lakin hiç 'yandaş olmayan(!)' medya da devredeydi... Abdullah Gül'ün cumhurbaşkanı olmaması için yırtındılar... Kendilerinin dahi inanmadıkları bir sürü martavalı gerekçe gösterdiler... Herkes biliyordu.. Tek sorun Hayrunnisa hanımın başörtüsüydü... Gerisi hikayeydi... Bırakın başörtüsü sorununu çözmeyi, tesettürlüleri görmeye dahi tahammülleri yoktu... 22 Temmuz seçimlerinden sonra (yani hezimetten sonra), anladılar ki, irtica korkusu üzerinden bu iş gitmeyecek... Vazgeçtiler... Şimdi filmi ileriye doğru biraz hızlı saralım... Gün geldi Baykal çarşaflı kadınlara rozet taktı... Ben o zaman CHP'nin samimiyetini falan sorgulamadım... Üniversitede başörtüsü serbestisini iptal ettirmek için Anayasa Mahkemesi'ne koşan CHP'nin nesine inanacaktım... Başörtüsü takıntısını atlatamayan CHP'nin çarşafla ne işi olurduki?... Nitekim çarşaf yırtma eylemi yapanlar da.., Çarşaflıyı tartaklayıp otobüsten atanlar da.., Başörtülü kimlikleri kabul etmeyenler CHP'liydi... Bunları halk bilmiyor muydu sanki?... Hangi samimiyetten söz ediyorsunuz Allahaşkınıza.. Baykal gitti Kılıçdaroğlu geldi... O ne yaptı?.. Meseleye 'taban'dan(!) girdi.. Zira önce merdiven altındaki başörtülülerle işe başladı... Sonra 'herkes üniversite okuyabilecek' dedi... Gazete, 'CHP başörtüsünü üniversitelerde serbest bırakacak' diye manşet atınca, çark etti... Mahkeme kararı var 'ben başörtüsü serbest kalacak demedim' dedi... ( Kılıçdaroğlu o kadar çabuk kıvırdı ki, siz bu olumlu(!) yaklaşımı destekleyecek vakit dahi bulamadınız...) Ondan sonra aklına geldiği yerde 'başörtüsü sorununu biz çözeceğiz..' deyip durdu... 'Nasıl?..' diye sorulunca da, 'iktidara gelince görürsünüz..' diyordu... (Çok bekleyeceğiz gibime geliyor!...) Başörtüsü meselesi bir daha gündeme gelince (zira miting meydanlarında kullanılacak malzeme gerekiyordu) çalışmalar başlattılar.. Üniversitede başörtülüleri okula almayan hocayı bu sorunu çözmesi için görevlendirdiler... ( Ne kadar samimice bir yaklaşım, değil mi?..) CHP'li hocanın ilk açıklamasına bakın; 'ulemaya bir soralım, köylülerden örnek alalım, ara yol bulalım.. Tamamen kapatmak şart olmayabilir..' Siz bunu da iyi niyet olarak telakki ettiniz.. Ben ise bu salakça teklifi 'ucundan azıcık göster, üniversiteye gir..' şeklinde tercüme ettim.. Bana yine kızdınız... Zira topa yine sert girmiştim.. CHP başörtsü meselesini halledecek öyle mi?... Siz hala öyle mi inanmak istiyorsunuz... Yeter yahu.. Bırakın bu safdilliği artık... CHP'li Belediye Başkanı afiş astırıyor... "Müslüman kadınların Rahibe gibi örtünmesi için evet"... Böyle bir yakıştırma yapan zihniyet, başörtüsünü sorununu çözecek!.. ( 'Ucundan azıcık gösterip ara yol bulunabilir..' tarzındaki açıklamaların temeli anlaşılıyor.. Demek ki tamamen kapatırsan rahibeye benziyorsun CHP zihniyetine göre.. Rahibeye benzememek için yarım kapat mantığı bu herhalde..) Niye inanmak istemiyorsunuz anlamıyorum... CHP'nin hamuru bu, onun kanaat önderlerinin tıyneti de bu... Diğer yandan CHP Çiğli'de panel düzenliyor.. Demokrasi ve Anayasa Paneli... 'Hayır bilinci'ni artıracaklar ya... Ne diyor panale gelen Cumhuriyet yazarı; 'Türbanlı bir bayan görünce erkekliğimi hisediyorum..' Hadi buyrun... Tıynete bakın.. Siz de erkekliğinizi gösterin de 'iyi niyetinizi' hala muhafaza edin bakalım!... Adam erkekliğini hissediyormuş türbanlı görünce... İyi ya, daha ne istiyorsun be adam?.. Türbanlı olmasa erkekliğin aklına gelmeyecek!... Yoksa hibino gibi ortalıkta gezmek var maazallah!.. (Bu durumda hala türbanlı görmekten neden rahatsız olur ki insan?.. Merak etmekteyiz!!!...) Şimdi aklımıza soktunuz bir kere.. Baykal çarşaflıya rozet takmıştı ya, acaba o ne hissetti?!.. Türban erkekliği hissettirdiğine göre, çarşaf neler hissettirmez ki?!!.. Acaba seks kaseti skandalının ardında da böyle bir coşku mu vardı?!.. Elbette başörtüsü sorununu halletmek gerek... Toplumumuzun her kademesinde bulunmalarına imkan tanımak gerek... Ki, delikanlılığımıza halel gelmesin!!... İşte o yüzden, referandumda 'erkeklik' adına 'Evet'!!!...
<< Önceki Haber Erkekliği hissetme adına 'Evet'!... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER