Bilgisayarın var mı, derdin var...


Google+' class='textetiket' title='Google haberleri'>Google'dan son haberi aldınız mı? Bizde şimdilerde 'Baykal kaseti' vesilesiyle gündeme giren "Nasıl oldu da görüntüler kaydedildi ve yayıldı?" sorularına başka bir gözle bakmamızı sağlayabilecek bir haber bu... Hepimiz Google denilen arama motoruyla ünlü firmanın en önemli ürünlerinden birinin 'harita' olduğunu biliyoruz. Biliyoruz, çünkü çoğumuz bu kolaylığı tepe tepe kullanıyoruz. İstediğiniz adresi ânında haritada önünüze getiriyor ve gösteriyor Google-Map... Cep telefonumdaki 'Google Earth' programı, dünyanın en genel küresel görünümünden o sırada bulunduğum yere doğru geçişini yaparken, teknolojinin hassasiyeti beynimi karıncalandırıyor. Tepedeki uydulardan hareketlerimizi izleyen birilerinin varlığını bana hatırlatıyor çünkü... Şu sıralarda başı dertte 'Google'un; hem de beynimi karıncalandıran hassasiyeti daha da artırma konusunda yürüttüğü çalışmalar yüzünden... Haritalarını sürekli güncel tutabilmek, isteyenlere istedikleri görüntülerin şimdiki durumunu fotoğraf veya video olarak sunabilmek için, Google, belli bölgelerde sürekli minibüsler dolaştırıyormuş; içi en ileri teknolojiyle donatılmış minibüsler... Bu yeni hizmetin adı aynı zamanda bu tür minibüslere de verilmiş olan ad: 'Street View'... Sorunun ne olduğunu anlamak için düşünün: Herhangi bir sebeple babanızın evinin şu andaki halinin fotoğrafını istediniz; araç derhal oraya doğru yola çıkıyor ve geçtiği her yerden bilgi ve görüntü depoluyor. Bu arada size de babanızın evinin şu andaki halinin fotoğrafını sunuyor... ABD'de ve pek çok başka ülkede oluyor bu işler ve teknolojinin özel hayata müdahalesi konusunda titizlenen çevreleri, sokaklarda serbestçe dolaşıp istediği yerde tarassut yapabilen yüksek teknoloji donanımlı minibüslerle toplanan bilgi ve görüntülerin yalnızca hedef evin fotoğrafı olduğundan kuşkulandırıyor. Biraz deşince gerçek ortaya çıkıyor: 'Street View' yalnıza hedefin fotoğrafını kaydetmekle yetinmiyor, geçtiği her yerde internete bağlı bilgisayarlara bağlanıp gönderilen ve alınan bilgileri de kendi ana bilgisayarına yüklüyormuş... Taşlı-sopalı saldırılar olmuş bazı yerlerde 'Street View' araçlarına; Almanya'da "İstemezük" çığlıkları yükselmiş... 'Google' şirketi sorumluluğu kabul edip özür dilemiş... 'Ejderha Dövmeli Kız' romanında Stieg Larsson bilgisayarla neler yapılabileceğini anlatır uzun uzun... 'Asperger' hastalığından muzdarip asosyal biridir 'ejderha dövmesi' hemen fark edilen kız; ancak hem fotografik hafızası vardır, hem de teknolojiye akıl almaz yatkınlığı... Hedef seçtiği herhangi bir kişinin bilgisayarına az bir zahmetle girer ve hard diskinde ve var ne yoksa kendi bilgisayarına yükler... Şöyle düşünün: Şu anda ben bir bilgisayarda bu yazımı yazıyorum ve aynı zamanda ADSL sistemi üzerinden de internete bağlıyım. Kimi zaman yazıdan uzaklaşıp internetten bilgi derlemem gerekiyor çünkü... Günümün neredeyse dörtte biri bilgisayar karşısında geçiyor ve bu durum da beni sanal âlem saldırılarına her zaman açık hale getiriyor. Bilgisayarımın elde edilmesi hiç de zor olmayan kimlik numarasını bilen biri için çok kolay bir sanal yemim ben... Devlet daireleri, bankalar, istihbarat örgütleri ve aklınıza gelebilecek her türlü güvenli iş yapan birimler saldırılardan korunmak için birkaç aşamalı sanal duvar dikiyorlar bilgisayar ağlarına, güvenlik şifreleriyle de koruyorlar ağlarını; ancak yine de bütünüyle "Güveniliriz" diyemiyor hiçbiri... Geçen hafta lise öğrencisi bir Türk genci, en fazla kullanılan sosyal haberleşme sistemi olan 'Twitter'ı hedef seçti ve... Sistemi felç edebildi. Uzayda dolaşıp duran uyduları belli bir hedef üzerinde kilitlediklerinde neler yapabildiklerini uzun uzadıya anlatmaya gerek yok herhalde... Minibüsler, uydular, ejderha dövmeli kızlar, Twitter'ı felç eden lise öğrencileri, özel hayata meraklı tipler... İstedikleri taktirde, korunduğunu sandığımız bilgi ve görüntülere gerekli gördükleri zaman ulaşabiliyorlar; tabii bu listeye görevi zaten bu olan uzmanları da katabilirsiniz... Yıllardır süren bir gizli ilişkiyi herhangi bir sebeple birinin basit bir düzenek kurarak kayıt altına aldığını düşünelim... Kaydedenin niyeti bu görüntüyü hatıra olarak saklamak da olabilir, gerektiğinde ortalığa dökmeden biri/leri/ne karşı kullanmak da... Kayıt işlemi elbette bilgisayara yüklenmekle tamamlanır ve o andan itibaren görüntüler işi gücü önemli kişilerin bilgisayarlarını izlemek olan meraklıların insafına kalır... Deniz Baykal'ın canını yakan görüntüler pekâlâ bir yakınının bilgisayarında da olabilir; ya da mesleği bu tür görüntüler çekmek olan bir şirketin... Bundan sonra 'Google' ile oynaşırken daha dikkatli olmanızı tavsiye ederim..
<< Önceki Haber Bilgisayarın var mı, derdin var... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER