Kim bu hainler?


Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ 4 şehit verdiğimiz Sarıyayla Karakolu baskınının ardından çok tartışılacak açıklamalarda bulundu. "Her vesileyle Silahlı Kuvvetler'e saldırmayı kendine görev addeden bu basının başka bir görevi yok. Ayıptır. Ben gerçekten İstiklal Savaşı'ndaki mütareke basınının bile bunlardan daha düzgün, daha sağlıklı olduğunu düşünüyorum. Bu kadar hain değildiler." Kim bu hain basın? Kim bu Silahlı Kuvvetler'e saldırmayı kendisine görev addedenler? İlker Paşa konuşmasının ilerleyen bölümünde biraz daha alan daraltıyor: "Özellikle ön yargılı olmayan, olaylara objektif bakan, elbette doğru olduğu zaman eleştiri yapan basına saygılıyım, tüm basına saygılıyım. Onları bir kenara bırakıyorum ama sadece ve sadece haksız yere, yalanlara dayalı olarak Silahlı Kuvvetler'e saldırı için her vesileyi kullanan basını lanetliyorum." Bu ifadeleri de yeterli görmüyorum. Apaçık bunların hangi haberler olduğu ortaya konmalıydı. Madem yalana dayalı, neden tekzip hakkınızı kullanmıyorsunuz? Madem TSK düşmanlığı var, neden ceza davası açmıyorsunuz? Türkiye'de hukuk var. Savcılar var. Hâkimler var... Bu kadar ağır ithamda bulunulmasına neden olan haberler nelerdir? Kimdir bu hainler? İlker Paşa'nın bu aşamadan sonra yapması gereken belli. Hedefi belirsiz bu sözler yerine, "hain haberler" tek tek sıralanmalı, yalanlanmalı ve haklarında dava açılıp sonuçları beklenmeli. Aksi "bilgiler doğru da olsa TSK'yı eleştirmeyin" anlamına gelir. Oysa her insan gibi TSK mensupları da hata yapabilir. Bireylerin hataları tespit edilip, gerekli cezai işlemler yapılırsa TSK yıpranmaz daha da güçlenir. Ergenekon, Atabeyler, Sauna, İrticayla Mücadele Eylem Planı, Kafes Eylem Planı, Balyoz Darbe Planı, yeraltından fışkıran askeri cephanelikler... Bütün bu karanlık ve yasa dışı girişimlerde muvazzaf ya da emekli TSK mensuplarının da olduğu ortaya çıkmadı mı? O halde "TSK mensupları hata yapmaz" yaklaşımı da neyin nesi? Demokrasinin temel taşları "fikir ve ifade hürriyeti" ile "basın özgürlüğüne" ne oldu? Sizin ifade ettiğiniz gibi "Saldırıyı bekliyorduk... Görevleri arasında şehit olmak da var" deyip geçmeli miyiz? Soru sormak ya da soruları gündeme taşımak mı hainlik?.. Başbuğ'un konuşmasının içeriği kadar, verdiği şekli mesajlar da bir o kadar dikkat çekici. 4 şehidin toprağa verildiği gün, teröre değil basına "lanet" etti. Üstelik bu sözleri söylerken yanı başında Ergenekon'un tutuksuz sanığı devre arkadaşı emekli Orgeneral Hurşit Tolon yer alıyordu. Sizlerin de kafası karıştı mı? O halde Orgeneral Başbuğ'a yeniden soralım; "Kim bu hainler? Hain haberler hangileri?"

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER