Ne âlicenaplık, ne aptallık, Lozan'dan kaynaklanan bir mecburiyet!


"Türkiye Anzaklar'a neden Çanakkale'de binlerce kişiyle ayin ve tören yapma izni veriyor" konulu yazıyla okuyucularımız oldukça ilgilendi. Avustralya'dan, Yeni Zellanda'dan konuyla ilgili çok ciddi ve açıklayıcı çok sayıda mail aldığımı söyleyebilirim. Binlerce Anzak, on binlerce kilometre uzaktan her yıl kalkıp Türkiye'ye, Çanakkale'ye gelip burada Mehmetçik'e karşı savaşan dedelerini anıyor, ayin yapıyor, tören yapıyor. Adamlar İngiltere'nin öncülüğünde işgale gelmişlerdi. Böyle bir olay sadece Türkiye'de Çanakkale'de yapılıyor. Çünkü hiçbir devlet kendi ülkesini işgal etmeye gelenlere böyle bir izni vermiyor, Türkiye'den başka! Bunun nedeni nedir diye sorduk. Bu kadar mı düşman sevdalısı bir milletiz yani?.. İngilizler'in, o zamanlar Avustralya ve Yeni Zelanda'da yaşayanları toplayıp Çanakkale'de Türkler'e karşı savaştırması ne de kutsal bir maceraymış! Bu durum Mehmet Akif'in mısralarına da yansımıştı: "...Yedi iklimi cihanın duruyor karşında, Osrtralya'yla beraber bakıyorsun; Kanada! Çehreler başka, lisanlar, deriler rengarenk. Sade bir hadise var ortada: Vahşetler denk. Kimi Hindu, kimi Yamyam, kimi bilmem ne bela... Hani tauna da züldür bu rezil istila... Ah o yirminci asır yok mu, o mahluk-i asil..." Meğer Türkiye'nin Anzaklar'a izin vermesi Lozan Antlaşması'na dayanıyormuş! Nasıl yani? Şöyle: "Anzaklar'a izin vermemizin nedeni, Lozan Barış Antlaşması'nın maddelerine dayanıyor. Antlaşma hazırlanırken özellikle Birleşik Krallık kendi askerlerinin büyük kayıp verdiği cepheleri ilelebet koruma altına alacak, ölenlerinin hatırasına saygısızlık yapılmayacak bir toprak düzenlemesini Türkiye'ye kabul ettirmiştir." Bu ne biçim bir anlaşmaymış. "Aynı ülkemiz sınırları içindeki yabancı misyon binaları ve işgal ettikleri alanlar o ülkelerin toprakları kabul edildiği gibi, Çanakkale'deki o alanlar da söz konusu bizi yok etmek için gelmiş ülkelerin toprakları sayılmıştır. Zaten Çanakkale gibi güzel bir şehrin, en nadide yerlerinin halen işgal altında olması bu ilimizin gelişimini menfi yönde çok etkilemiştir." Demek ki Anzaklar'ın şafak ayini yaptığı yerlerde yapılan her türlü çevre düzenlemesi, bina, yol vs. için Avustralya Başbakanı'nın müdahalesi şimdi anlaşılıyor. Adamlar orada, ayin yapılan yerde, bir yol çalışmasını, bölgenin otantik yapısına zarar veriyor diye engelleyebiliyorlar. Evet, şimdi konu daha iyi anlaşılıyor! Avustralya'da yaşayan Türkler'den aldığım mailler Çanakkale Savaşı'nın Avustralya ve Yeni Zelanda tarihindeki en önemli olay olduğunu belirtiyor. "Avustralyalılar'da tek millet duygusu gelişemiyordu. Birinci Dünya Savaşı ve Gelibolu'da ilk defa tek millet duygusu ve bilinci oluşuyor. Okullarında Çanakkale ve Gelibolu savaşı çok geniş şekilde işlenir." Demek ki Anzaklar'a izin vermemiz, Martin Flanagan'ın 24/04/2010 tarihli yazısında belirttiği gibi ne "alicenaplık" ne de benim ileri sürmediğim gibi "aptallık" değilmiş. Evet bu Lozan Antlaşması'ndan kaynaklanan bir zorunlulukmuş. Hiç itiraz etmiyorum, gelsinler, ayinlerini, anmalarını, törenlerini yapsınlar. Bunda sorun yok. Ama bu bizim iznimizle mi oluyor yoksa bir dayatma ile mi oluyor, bu konuyu anlamaya çalışıyoruz, o kadar!
<< Önceki Haber Ne âlicenaplık, ne aptallık, Lozan'dan kaynaklanan bir... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:  
ÖNE ÇIKAN HABERLER