Tüm yollar millete çıkacaksa...


Tüm yollar millete çıkacaksa... Anayasa değişikliğinde kritik viraja giriliyor. Artık söz de yetki de milletin vekillerinde. Sürecin kolay olmayacağı ortada. İktidar herhangi bir yol kazasına uğramak istemiyor. Bu yüzden sıkıyönetim başlattı. Çünkü hükümet için bu süreçteki tek risk 330 oyun altına düşmek. Eğer bir şekilde kendi grubundan fire verirse hem darbe alacak hem de çok önemli bir Anayasa değişikliği fırsatı kaçacak. Ayrıca bu yıkımın neden olacağı hasarı da kimse hesaplayamıyor. CHP'nin 'paketi bölelim' önerisine sıcak bakılmıyor. Yani paket Meclis'ten bütün olarak geçirilecek, Çankaya isterse yargıyla ilgili bölümleri ayıracak. Bu noktada kulislerdeki bir bilgiyi de aktaralım. Perde gerisinde eski defterleri karıştıran bazı çevreler 'kopartabilecekleri' vekilleri markaja alıyor. Farklı yöntemlerin olduğu da konuşuluyor. Ama şunu da söyleyelim kimse bu oyunların başarılı olacağına ihtimal vermiyor. Süreç halktan da dönse, mahkemeden de dönse AK Parti kazanan taraf olacak. Çünkü değişim inisiyatifini eline aldı. Anketler de bu girişimin halktan ezici bir oranda kabul gördüğünü ortaya koydu. Anket şirketleri farklıda olsa halkın yüzde 60'ı paketin içeriğine bakmadan 'Evet' diyor. Bu beklentiye karşı durmak hiçbir siyasi partinin harcı değil. Peki, CHP ve MHP süreci kilitleyebilir mi? 8 maddelik mayın yasasının 40 günde geçtiğini düşünürsek bu mümkün. CHP içtüzüğün kendisine tanıdığı her türlü imkânı kullanıp süreci uzatacak. Öncelikle hedefi değişikliğin Meclis'ten geçmesini engellemek. Ya da en azından geciktirmek. Böylece referandum olacaksa bile sonbahara hatta 2011 sonbaharına kalsın istiyor. Tabii her şekilde Anayasa Mahkemesi'ne gitmeyi planlıyor. Bu noktada önemli bir kulisi de aktaralım: CHP açısından Anayasa Mahkemesi çantada keklik değil. MHP ise Baykal'ın 'Paketi ayıralım' önerisi sonrası adeta taca çıktı. Bu saatten sonra 'Bu Meclis anayasa yapamaz' demenin bir karşılığı yok. Zaten tabandan pakete destek de yüksek. Bahçeli ve kurmayları bu sebeple yeni bir söylem geliştirdi. Türkiye'yi dolaşıp ekonomi üzerinden muhalefet yapacak. İş ve aş üzerinden siyaset geliştirecek. Özetle; Türkiye tarihi bir döneme giriyor. Darbe anayasasından kurtulma fırsatını yakaladı. Toplumsal uzlaşma büyük oranda sağlandı. Meclis aşamasında kavga etmek, süreci tıkamaya çalışmak kimseye bir şey kazandırmayacak. Çünkü halk bu tür oyunları 'Sandıktan kaçmak' olarak algılıyor. Yani muhalefetin 'halka gitmemek için' geliştirdiği stratejiler en çok kendilerini vurabilir. Bu mizah değil de nedir? Bu ülkede karikatüristler hiçbir zaman konu sıkıntısı çekmeyecekler. Çünkü benzerlerine ancak mizah dergilerinde rastlayacağımız olayları üst üste yaşıyoruz. İşte son örnek. Darbecilikle suçlanan isimler ya hiç gözaltına alınmıyor ya da tutuklanırlarsa bile 'el çabukluğu marifet usulüyle' üçer beşer tahliye ediliyorlar. Bir kısmı da soluğu GATA'da alıyor. Olayları haberleştiren gazeteciler ise patır patır mahkûm oluyor. Bu işte sizce de bir terslik yok mu? Daha önce defalarca yazdık. TCK'da olan bazı düzenlemeler yüzünden gazetecilerin artık çalışamaz hale geldiğini, yakında onlarca gazetecinin cezaevine gireceğini anlattık. Meslek odaları üç maymunu oynadı. Çünkü birçoğuna göre, "Ergenekon diye bir şey yok. Islak imza geyik. Balyoz da fantezi. LAW silahları da zaten boru." Bu konuların haber yapılması da 'orduyu yıpratmak' olarak tanımlıyorlar. Böyle düşündükleri için de "Kişiye özel af mı çıkartılır" diyerek perde arkasından yasakları savunuyorlar. Başbakan "Gereğini yapacağız" dedi ama ne olduysa gerekli düzenlemeler hayata geçirilemedi. Herhalde gündem yoğunluğundan ertelendi. Bu arada mahkumiyetler de art arda geldi. Son örnek Şamil Tayyar. Daha önce de ceza alan Tayyar ödül alacağı bir haberinden hapis cezası aldı. Dursun Çiçek, savcıya ifade verirken 20 yıllık imzasını değiştirmiş ve yerine farklı bir imza atmıştı. Kimse Çiçek'e 'Sen niye imzanı değiştiriyorsun' demedi. Ama bunu haberleştiren, belgelerini yayınlayan gazeteciye cezayı çaktı. Tayyar örneği tek değil. 5 bine yakın dava oldu. Bu davalar Bugün, Star, Taraf, Zaman, Yeni Şafak ve Vakit'e açılıyor. Çünkü bu gazeteler darbe girişimlerini, cuntaları, yeraltına gömülen silahları önemsiyor. Darbe planı yapanlar, komplo belgesine imza atanlar serbest, gazeteciler mahkûm oluyor. Yakında 'gazeteci cezaevi' olursa şaşırmayın. Sahi bu mizah değil de nedir?
<< Önceki Haber Tüm yollar millete çıkacaksa... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER