Dan Brown İstanbul'a gizem katar mı?


Dan Brown'ın "Kayıp Sembol" romanı son günlerin en çok satan kitapları listesinde. Semboller arasında gezinti yapmanıza rağmen heyecan eksik olmuyor. Roman son derece akıcı ve sıkmıyor. Dan Brown, hiçbir cazibesi olmayan ABD'nin başkenti Washington'a bile "gizem" katıyor. ABD Doları'nda da yer alan masonik piramidin "Yeni Dünya"ya hatta Kongre Binası'na nasıl yerleştirildiğini anlatıyor. Bilgiler doğru ya da yanlış, okurda o mekânları görme arzusu uyandırıyor. Tarihi birikim açısından Washington'ı, daha önceki romanlarının geçtiği Paris ve Roma ile karşılaştırmak mümkün değil. Bu nedenle son romanında açığı kapatmak üzere, geleceğin teknolojisine sığınıyor. İstediği perdelemeyi yapmayı da başarıyor. Ünlü yazar, geçtiğimiz ay Türkiye'deydi. Ertuğrul Özkök'e verdiği röportajda, "İstanbul'a incelemeler yapmak için geldiğini" söylüyor. İstanbul, semboller ve tarihi derinlik olarak böyle bir romanı rahatlıkla kaldırır. Üstelik Roma ve Paris'te olandan fazlası var. Tapınak Şövalyeleri'nin Rodos'tan kaçış nedeni de, Doğu Roma'nın yıkılış nedeni de Osmanlı. Kutsal Hazine'nin bulunduğu yer de Hristiyanlar'ın gizli hazinesinin gömülü olduğu varsayılan "dikili taş" da İstanbul'da. Böyle bir roman harika olur. Hele Dan Brown'ın elinden çıkarsa tüm dünyada fazlasıyla İstanbul merak uyandırır. Dan Brown şayet yazarsa 2010 Avrupa Kültür Başkenti İstanbul'un gizemi bir kat daha artmaz ama bir kısmı insanlıkla buluşur. Bugüne kadar İstanbul'un altındaki dehlizleri bile turizme açamadık, belki o dünyaya açar... ** "Yahşi Batı" mı İvedik mi? Birçok salonda oynamasına rağmen "Yahşi Batı" filmi için yer bulmak kolay değil. Seyirci merakla bekliyordu. Gerçekten de başarılı bir senaryo, kostüm ve oyunculuk var. Sorunu; esprilerin yer yer "elit" olması... Bazı esprileri dil bilmeden anlamanız mümkün değil. Filmi avamlaştırmak niyetiyle olsa gerek, fazlaca küfüre yer veriliyor. O da esprileri basitleştirmiyor, iticilik katıyor. Üstelik başrol oyuncusu "kahraman" değil bir "tırsak." Yer yer Osmanlı'nın küçük düşürüldüğü kanaati hâsıl oluyor. Oysa filmin geçtiği varsayılan yıllarda ABD, Osmanlı'ya vergi ödüyordu! Tabii bir komedi filmini böyle değerlendirmek haksızlık olur... Film başlamadan önce önümüzdeki günlerde gösterime girecek dört yerli filmin tanıtımları dönüyor. Anlaşılan 2010 Türk Sineması'nın diriliş yılı olacak. Tanıtımlardan birisi "Recep İvedik 3" filmine ait. Çok akıllıca. Yahşi Batı'ya eğlenmek için giden herkes İvedik'e çekiliyor. Seyircinin İvedik'e verdiği tepki Yahşi Batı'nın üstünde. Espriler kaba ama daha basit, yalın ve komik. Maganda tiplemesi de olsa cahil cesaretine sahip bir "kahraman" var. "İvedik", tanıtımıyla "Yahşi Batı"ya ağız tadıyla başlamanızı engelliyor. "İvedik" Şahan bir kez daha "kovboy" Cem Yılmaz'ı geride bırakacak gibi duruyor.
<< Önceki Haber Dan Brown İstanbul'a gizem katar mı? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER