ATATÜRK DE Mİ ATATÜRK DÜŞMANIDIR?

Savcılarımız, hakimlerimiz, bi­lirkişilerimiz... yel-yepelek işe koyulmuşlardı.


Değerli tarihçimiz Yılmaz Öztuna, geçen cumartesi sohbetinde yazdı: “Mustafa Kemal Paşa, Vah­deddin’in hayır duasını alarak Samsun’a çıktı...” Öztuna, dosdoğru yazan tarihçilerimizdendir. Öztuna’nın açıklamasından sonra, sevgili Rahim Er kardeşim de, kendi köşesinde hepimize bir soru yöneltti. “Necip Fazıl’ın suçu neydi?. Çünkü Necip Fazıl 35 yıl kadar önce, Sultan Vahdeddin üze­rine bir kitap yazmış, orada, aynen Yılmaz Öztuna’nın tespitiyle demişti ki: “Mustafa Kemal, Sam­sun’a Vahdeddin’in izniyle çıktı!” Hatırlıyorum: Birtakım çevrelerde, âdeta, küçük kıyamet kopmuştu. Savcılarımız, hakimlerimiz, bi­lirkişilerimiz... yel-yepelek işe koyulmuşlardı. Sonunda, Necip Fazıl, Atatürk’ün aziz hatırasına neş­ren hakaretten bir buçuk yıl hapse mahkûm edilmişti. Olur muydu? Necip Fazıl, nasıl böyle bir iddi­ada bulunurdu. Atatürk gibi bir büyük vatanperver, Vahdeddin gibi bir vatan haininin izniyle-em­riyle Anadolu’ya çıkar mıydı? Gerçekten de, Prof. Dr. Ayhan Songar’ın, Necip Fazıl’ın sağlığıyla ilgi­li raporu olmasaydı, Necip Fazıl, ömrünün son aylarını hapishanelerde geçirecek zindanda ölecek­ti. Peki bu neden böyle? Necip Fazıl’ın suçu var mıydı? Elbette yoktu. Suç bizim eğitim sistemimizde­dir. Resmî tarih anlayışımızdadır. Şimdi bir hadiseyi, bütün canlılığıyla hatırlıyorum: Sivas’ta, Ziya Gökalp İlkokulunun son sınıfında öğretmenimiz demişti ki: “Çocuklar, hain Vahdeddin, vatanımızı üç çuval altına, İngilizlere satmak istiyordu. Fakat Atatürk buna razı olmadı. Bir sabah, pusulası bile olmayan bir gemiye gizlice binerek Samsun’a çıktı. Bizi hem o hain padişahtan, hem de düş­manlarımızdan kurtardı.” İnanmayacaksınız ama gerçek: Ben lise sıralarına kadar hep bu safsataları duyarak ve onlara ina­narak okudum. Rahatlıkla diyebilirim ki, Necip Fazıl’ı mahkum eden savcılar, hakimler, bilirkişiler, hep o “Hain Vahdeddin” kıskacında kaldıkları için, okumadıkları, bilmedikleri, öğrenmek istemedikle­ri için yüz karası bir kararla cüceleşip kalmışlardı. 2008 yılında bile, koca koca birtakım adamlar, hâlâ sanıyor ve inanıyorlar ki, Atatürk’ün kahramanlığı ve vatanseverliği Vahdeddin’in korkaklığı ve vatan hainliğiyle orantılıdır. Yanlıştır! Yanlıştır! Yanlıştır! Atatürk’ün hiç kimsenin korkaklığına ve hainliğine zerre miskal ihtiyacı yoktur. Çünkü o, noksansız bir vatansever ve kahramandır. Acaba bu konuda, Atatürk ne söylemiştir? Onun neler söylediğini Falih Rıfkı Atay’ın ÇANKAYA isim­li kitabının 174-175. sayfalarından aynen alarak dikkatinize sunuyorum. Atatürk F.R. Atay’a diyor ki: “Yıldız Sarayı’nın ufak bir salonunda, Vahdeddin’le, âdeta diz dize denecek kadar yakın otur­duk. Sağında, dirseğini dayamış olduğu bir masa ve üstünde bir kitap var. Salonun Boğaziçi’ne doğru açılan penceresinde gördüğümüz manzara şu: Birbirine paralel hatlar üzerinde, düşman zırhlıları. Bordalarındaki toplar, sanki Yıldız Sarayı’na doğrulmuş. Manzarayı görmek için, oturduğu­muz yerlerden, başlarımızı sağa-sola çevirmek kâfi idi. Vahdeddin hiç unutmayacağım şu sözlerle konuşmaya başladı: “Paşa! Paşa! Şimdiye kadar, devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi, artık bu kitaba girmiştir. (Elini demin bahsettiğim kitabın üstüne bastı ve ilâve etti): Tarihe geçmiştir. O zaman, bunun bir tarih kitabı olduğunu anladım. Dikkatle ve sükunla dinliyordum. “Bunları unu­tun!” dedi. “Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa! Paşa! Devleti kurtarabilir­sin!” Merak buyurmayın efendimiz dedim. Nokta-i nazar-ı şahanenizi anladım. Bana emir buyurduklarını­zı bir an unutmayacağım.” “Muvaffak ol!” hitab-ı şahanesine mazhar olduktan sonra, huzurundan çıktım. Naci Paşa, padişahın yaveri, fakat benim hocam, derhal benimle buluştu. Elinde ufak, mu­hafaza içinde bir şey tutuyordu. “Zat-ı şahanenin ufak bir hatırası” dedi. Kapağının üzerine, Vahdeddin’in inisiyalleri işlemiş bir sa­atti. “Peki teşekkür ederim dedim.” Şimdi sormak sırası bendedir. “Mustafa Kemal, Vahdeddin’in izniyle ve duasıyla Samsun’a çıktı” demek Atatürk düşmanlığı ise Atatürk’ün Falih Rıfkı’ya anlattıkları nedir? Acaba Atatürk de mi Atatürk düşmanıdır?
<< Önceki Haber ATATÜRK DE Mİ ATATÜRK DÜŞMANIDIR? Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER