Diktatörlerin bile talip olduğu ödül

Dinamitin İsveçli mucidi adına 108 senedir düzenlenen ve bugüne kadar Adolf Hitler, Mussolini ve Stalin gibi faşist diktatörlerin bile talip olduğu Nobel Barış Ödülü, bu yıl ABD’nin ilk siyahi başkanı Obama’ya verildi.

Diktatörlerin bile talip olduğu ödül

Geçtiğimiz hafta; Barış, Edebiyat, Tıp, Fizik ve Kimya dallarında dünyanın en prestijli ödülü olarak bilinen Nobel ile ilgili yoğun bir heyecan yaşandı. 5 Ekim’de Tıp, 6 Ekim’de Fizik, 7 Ekim’de Kimya, 8 Ekim’de Edebiyat ve 9 Ekim’de Barış Ödülü’nün kimlere verildiği açıklandı. Ekim, ödüllere adını veren İsveçli Alfred Nobel’in doğduğu ay. En çok merak edilen, Barış Ödülü’nün kime verileceğiydi. 1930 ve 40’larda Hitler (Almanya), Mussolini (İtalya) ve Stalin (Sovyetler Birliği)’in bile talip olduğu Nobel Barış Ödülü’nün sürpriz bir şekilde ABD Başkanı Obama’ya verildiği ilan edildi. Halbuki, Barış Ödülü’nün belirlenmesinde en etkin kurumlardan biri olan Oslo Uluslararası Barış Araştırmaları Merkezi (PRIO) Direktörü Kristian Berg Harpviken, geçtiğimiz hafta, Aksiyon’a, kazanma ihtimali yüksek olan 3 adayın ismini şu şekilde açıklamıştı: “Kolombiya’dan Piedad Cordoba, Ürdün’den Ghazi bin Muhammed ve Afganistan’dan Sima Samar.” Cordoba, ülkedeki FARC gerillalarıyla hükûmet arasında barış sürecinde aktif rol oynaması sebebiyle Nobel’e aday gösterilmişti. Ürdün Kraliyet ailesinden Ghazi bin Muhammed bir teoloji profesörüydü. 40 farklı ülkeden 170 Şii ve Sünni lideri 2005’te Amman’da bir araya getirmeyi başaran Muhammed, terörizme karşı İslam âlimlerinin ortak tavır almasını sağlamıştı. Ürdünlü aday, ayrıca, dinler arası barış faaliyetleriyle dikkatleri üzerine çekmiş bulunuyordu. Bayan Sima Samar ise Afganistanlı bir doktordu, aynı zamanda Afganistan Bağımsız İnsan Hakları Komisyonu’nun (AIHRC) yöneticisi ve Birleşmiş Milletler Darfur temsilcisiydi. Samar, hâlen savaşın devam ettiği bölgede yapılan insan hakları ihlallerine yönelik mücadele vermeye devam ediyordu. Barış Ödülü, Nobel’in 100 metre koşusu gibi. Nasıl ki atletizmde en çok merak edilen, izlenen branş 100 metre ise Nobel’de de en çok merak edilen, dikkat çeken, Barış Ödülü. Ve bu ödüle kimin sahip olacağı her yıl ekim ayında İsveç yerine Norveç tarafından belirleniyor ve ödül töreni de İsveç’in başkenti Stockholm’de değil, Norveç’in başkenti Oslo’da düzenleniyor. Diğer dallardaki ödüller ise Stockholm’de sahiplerini buluyor. Bütün dünyanın gözünü çevirdiği Oslo ve Stokcholm’deki ödül törenleri, Alfred Nobel’in ölüm yıldönümü olan 10 Aralık’ta gerçekleştiriliyor. Anlaşılan o ki Oslo’daki tören, Obama’nın katılımıyla bu yıl daha da görkemli olacak. Dinamiti icat eden Alfred Nobel’in vasiyetiyle kurulan Nobel Vakfı tarafından 1901’de verilmeye başlanan ödüller, bu sene 108. kez sahiplerini bulacak. Dünyanın en eski ödüllerinden biri olan ve kazanan kişilere dünyaca ün kazandıran Nobel Barış Ödülleri, popülaritesini her geçen yıl biraz daha artırıyor. Peki, bu ödülleri dünyanın en prestijlisi yapan sebepler neler? Nobel Komitesi Genel Sekreteri Geir Lundestad, bunu 5 ana sebebe bağlıyor: 1- I. Dünya Savaşı öncesine dayanan uzun bir tarihî geçmişe sahip olması. 2- Barış, Edebiyat, Fizik, Kimya ve Tıp gibi dünya için çok önemli olan dallarda ödüller vermesi. 3- Hangi ülkenin vatandaşı olduğuna bakılmaksızın bütün dünyadan geniş katılımın sağlanması. 4- Güncel konu ve ilgi alanlarına kendini adapte edebilmesi. 5- Ödül sahibine verilen yüksek miktardaki para ödülü. Bu ödüller içinde en dikkat çekici olanın Barış Ödülü olduğunu belirtmiştik. Dünyada ‘Nobel Barış Ödülü’ denince Norveç, Norveç denince de Nobel Barış Ödülü akla geliyor. 60’lı yıllarda bulunan petrol sayesinde çok ciddi bir ekonomik güce sahip olan 4,5 milyon nüfuslu İskandinav ülkesi, dünya siyasetinde aktif rol almak ve prestij sahibi olmak istemesinden dolayı Nobel Barış Ödülünü çok iyi kullanmakta. Ödülü bazen gelişmekte olan ülkelerdeki ‘aykırı’ kişilere vererek o ülkedeki siyasete müdahil olurken, bazen de Amerika gibi süper güçlerin ünlü politikacılarını tercih ederek onların ‘gözüne girmeye’ çalışıyor. Tabii bazen de gerçekten hak eden kişi veya kuruma veriliyor ödül. Kısacası, eldeki marka değeri yüksek olan ürün, en etkili şekilde değerlendirilerek ülkenin dış politikalarına fayda sağlamış oluyor. Yüz yılı aşkın bir geçmişe sahip Nobel Barış Ödülü, farklı dönemlerde farklı değerlendirme yolları takip etmiş. Ödül, I. Dünya Savaşı’na kadarki süreçte daha çok barış örgütlerinin liderlerine ve siyasetçilere verilirken, II. Dünya Savaşı’na kadarki dönemde, diplomatik yollara başvurarak veya uluslararası anlaşmalar yaparak barışı tesis etmeye çalılan politikacılara takdim edilmiş. II. Dünya Savaşı’ndan bu yana ise daha çok şu dördünden birini yapana veriliyor: Silahı kontrol eden ve silahsızlanmayı sağlayana, barış anlaşması yapanlara, demokrasi ve insan haklarına önem verenlere, daha yaşanılır ve barış dolu bir ortam oluşturan kişilere... Ayrıca, son zamanların güncel konuları olan iklim değişikliği veya küresel ısınma gibi konularda önlem alan kişi ve kurumlar da ödül kapsamına alınıyor. 2007’de Al Gore, yapmış olduğu küresel ısınma çalışmalarından dolayı ödüle layık görülmüştü. 1960’a kadar ödül, Arjantin Dışişleri Bakanı Carlos Saavedra Lamas (1936) dışında, Avrupa ve ABD dışına hiç çıkmamış. 1960’ta Güney Afrika’dan Albert John Jutuli ile başlayan farklı ülkelere açılım, 80 ve 90’larda çok daha yaygın hâle gelmiş. 1980-2007 arasında toplam 30 ödülün 20’si Avrupa ve ABD dışındaki adaylara verilmiş. Bu istatistik, yukarıda belirttiğimiz durumu destekler nitelikte. Ülkenin fakir olduğu 60’lara kadar kendinden güçlü olan ülkeler tercih edilirken, petrolün bulunduğu ve zenginliğin arttığı dönemde, daha çok gelişmekte olan ülkelerin adaylarına yönelme olmuş. Bu da ülkenin, dünya siyasetindeki ‘edilgen’ pozisyonundan çıkıp ekonomik gücü elde etmesinden sonra ‘etken’ duruma geçişini gösteriyor. DİNAMİTİN MUCİDİ, BARIŞIN VASİYETÇİSİ Dinamitin mucidi Alfred Nobel, ölümünün ardından bir vakıf kurulmasını ve 31,5 milyon İsveç Kronu (günümüzdeki karşılığı 1,5 milyar İsveç Kronu) tutarındaki servetinin bu vakıfta oluşturulacak bir fon yoluyla beş farklı dalda Nobel Ödülü olarak verilmesini vasiyet eder. Nobel, dünya çapında başarılı olanlara Kimya, Fizik, Tıp, Edebiyat ve Barış alanlarında verilmesini istediği ödüllerin ilk dördünün İsveç tarafından organize edilmesini, Barış Ödülü’nün ise Norveç’in vermesini ayrıntılı bir şekilde vasiyetinde belirtir. Alfred Nobel, vasiyetinde, Barış Ödülü’nün verileceği kişi veya kurumlarla ilgili olarak, “Milletler arasındaki kardeşliğin tesis edilmesinde, orduların kaldırılması veya sayılarının düşürülmesinde ve barış çalışmalarının artırılmasında en çok ve en iyi işler yapana barış ödülü verilmelidir.” şeklinde tanımlama getiriyor. Yaşadığı dönemin en etkili patlayıcı maddesini bulup patentini alarak büyük bir servet edinen Nobel’in, vasiyetinde belirttiği savaş karşıtı cümleleriyle kendi içinde çeliştiğini düşünenlerin sayısı bir hayli fazla. Nobel’i destekleyenler ise bunun bir çelişki olmadığını; çünkü Nobel’in icat ettiği dinamitin daha çok yol, kanal, baraj, tünel gibi yapılarda insanlığın faydası için kullanıldığını ve servetinin büyük bir kısmını buradan elde ettiğini savunuyor. Bu kişilere göre Nobel, savaşlara ve silahlanmaya karşı. Özellikle ömrünün sonlarında çok mücadele verdi. Daha sonraları bulduğu ‘dumansız dinamitin’ askerî amaçlı kullanılmak üzere üretilmesi, her ne kadar Nobel savunucularını zor duruma düşürse de Nobel’in adı, bağışladığı paraların barış ödüllerine harcanmasını vasiyet etmesi sebebiyle, savaştan daha çok ‘barış’ kelimesiyle birlikte anılıyor. SAYISI AZ, ETKİSİ ÇOK OLAN KOMİTE Barış ödülüne layık görülen aday(lar), Alfred Nobel’in vasiyetinde belirttiği üzere, Norveç Parlamentosu tarafından seçilen bir komite tarafından belirleniyor. Komite; başkan, başkan yardımcısı ve üç üye olmak üzere toplam 5 kişiden oluşuyor. Buna ek olarak, aynı zamanda Nobel Enstitüsü genel başkanlığını yapan kişi, komitenin genel sekreterliği görevini de yürütüyor. Komisyon üyeleri, 6 yıllık dönem için atanıyor ve tekrar seçilme şansına sahip olabiliyor. Üyelerin farklı partilerden olmasına özellikle dikkat ediliyor. 1977’ye kadar komite üyeleri genellikle mecliste görev yapan aktif ve güçlü parlamenterler arasından seçiliyordu. ‘Barış ödülü siyasete alet ediliyor’ şeklindeki yoğun eleştiriler sonucu, Nobel Komitesi’nde yer alacak kişilerin meclisteki aktif görevinden ayrılmasına karar verildi. Buna ek olarak, “Norveç Meclisi Nobel Komitesi” olan isim “Norveç Nobel Komitesi” şeklinde değiştirilerek ‘ödülün siyasi amaçlarla verildiği’ şeklindeki ön yargıların ortadan kaldırılması hedeflendi. Nobel Komitesi’nin mevcut başkanı, önceki hafta Avrupa Konseyi genel sekreterliğine de seçilen Thorbjorn Jagland. Geçtiğimiz nisanda bu göreve getirilen Jagland, seçildiği dönemde Meclis Başkanlığı görevini yürütmekteydi. Geçen ay yapılan genel seçimlerde tekrar aday olmayarak 16 yıllık meclis üyeliği serüveni sona eren Norveçli politikacının, Avrupa Konseyi Genel Sekreterliği gibi çok önemli bir görevin yanında Nobel Komitesi Genel Başkanlığı’na da devam edip etmeyeceği merak ediliyor. Oslo Uluslararası Barış Araştırmaları Merkezi (PRIO) Direktörü Kristian Berg Harpviken’e göre Jagland, Nobel Komitesi Genel Başkanlık görevinden istifa edecek. Aksiyon’a açıklamada bulunan Harpviken, “Bunun sebebi, iki görevin de çok önemli ve zor olması.” diyor. NOBEL’E ADAY OLMAK İSTİYORUM; AMA NASIL? Her yıl ortalama 150 ila 200 arasında adayın başvurusu kabul ediliyor. Bu sayı her geçen yıl artmakta. Bu sene, 33’ü kurum olmak üzere toplam 205 kişi aday olarak gösterildi. Bu, bir rekor. Peki, Nobel Barış Ödülü’ne nasıl aday olunabiliyor? Aday olmak için, vasıfları Nobel Vakfı tarafından belirlenen kişilerin sizi aday göstermesi gerekiyor. Peki, kimler aday tayin etme yetkisine sahip? Nobel Vakfı bunu şu şekilde sıralıyor: Aktif parlamenterler ve hükûmetler arası organizasyonların üyeleri, yüksek yargı mensupları, tarih, siyasi bilimler, felsefe, hukuk, ilahiyat profesörleri ve üniversitelerin rektör ve dekanları, uluslararası araştırma merkezlerinin direktörleri, önceki barış ödüllerini kazanan kişiler, Norveç Nobel Komitesi’nin mevcut ve eski üyeleri, Norveç Nobel Enstitüsü’ne danışmanlık yapmış kişiler, uluslararası hukuk alanındaki çalışmalarıyla tanınan “Institut de Droit International” üyeleri. Başvurular, 1 Şubat’a kadar yapılabiliyor. Komite, aday olarak gösterilenlerin listesini ancak 50 yıl sonra açıklayabiliyor. 200 civarındaki aday arasından ödüle layık görülen kişi nasıl seçiliyor peki? Aday, Norveç Nobel Enstitüsü’nce yönetilen 8 aylık uzun bir süreç sonucu belirleniyor. Öncelikle, uluslararası barış alanında araştırmalar yapan strateji merkezlerinin ve ilgili profesörlerin hazırladığı raporlar doğrultusunda bir ön eleme yapılıyor. Bu ön eleme sonucu 20 başvurudan oluşan liste, Nobel Komitesi tarafından incelenip 5’e indiriliyor ve Nobel Enstitüsü’ne geri gönderiliyor. Enstitü, bu beş aday hakkında daha ayrıntılı bir araştırma yapıp bunu komiteye sunuyor ve komite bunların içinden bir kişiyi veya kurumu ödüle layık görüyor. Alfred Nobel kimdir? 21 Ekim 1833’te İsveç’in başkenti Stokholm’de dünyaya gelen İsveçli kimyager Alfred Nobel, 1867’de Nitrogliserin hammaddeli yaptığı dinamitin patentini alarak Avrupa’da üne kavuştu. 20’nin üzerinde ülkede 80 civarında fabrika kurarak dinamit ve benzer ürünlerin araştırma, geliştirme, üretim ve satışını yaptı. Hiç evlenmemesi ve çocuğu olmamasından dolayı bütün servetini kendi adını taşıyan vakfa bağışladı. 10 Aralık 1896’da Roma’da beyin kanaması sonucu dünyaya gözlerini yuman ünlü kimyager, dinamitin mucidi olarak adını bilim tarihine yazdırdı. Servetini neden bağışladı? Alfred Nobel’in kendi ismiyle anılan ödüllere tüm servetini bağışlamasının nedeni olarak üç tez ortaya atılıyor. Birincisi, dinamitin icadı sırasında çıkan patlamada kardeşi Emil’in öldüğü ve Alfred Nobel’in vicdan azabı yüzünden tüm servetini bu ödüllere bağışladığı şeklinde. İkincisi: Hiç evlenmediği ve çocuğu olmadığı için servetini bu ödüller için bağışladı. Üçüncüsü ise şöyle: Alfred Nobel, 1888’de gazetede kendi ölüm haberini okudu. Başlık ‘Ölüm taciri öldü’ idi. Ajanslara ulaşan haber aslında Alfred Nobel’in ağabeyi Ludwig Nobel’in ölüm haberiydi. Ancak bu yanlışlık, Alfred Nobel’in hayatını değiştirecek bir olayla sonuçlandı. O, gelecekte bir ‘ölüm taciri’ olarak anılacaktı. Bu kötü unvanla anılmamak için servetini bu ödüllerin dağıtılmasına bağışladı. 2009 Nobel Ödülleri kimlere verildi? Barış Ödülü: ABD’nin ilk Afrika kökenli başkanı Barack Obama’ya (Dünyada nükleer silah stokunun azaltılması çağrıları ve dünya barışı için çalışması nedeniyle). Tıp Ödülü: ABD’li bilim adamları Elizabeth Blackburn, Carol Greider ve Jack Szostak’a (Kanser ve yaşlanmayla ilgili araştırmaları nedeniyle). Fizik Ödülü: ABD’li bilim adamları Charles K. Kao, Willard S. Boyle ve George E. Smith’e (Işığın fiber optik içinde aktarılması alanındaki çalışmaları dolayısıyla). Kimya Ödülü: Amerikalı Venkatraman Ramakrishnan ve Thomas Steitz ile İsrailli Ada Yonath’a (Ribozomların yapısı ve işleyişi konusundaki çalışmaları dolayısıyla). Edebiyat Ödülü: Alman yazar Herta Müller’e (Şiirin yoğunluğu ve nesirin açıklığını kullanarak yoksulların dünyasını tasvir ettiğinden dolayı). Barış Ödülü hakkında ilginç notlar Ünlü diktatörler Mussolini (İtalya, 1935), Adolf Hitler (Almanya, 1939) ve Stalin (Sovyetler Birliği, 1945 ve 1948), Nobel Barış Ödülü için aday gösterildi. Sadece 12 bayan bu ödüle layık görüldü. Ödülü alan en yaşlı kişi 87 yaşındaki Josef Rotblat, en genci ise 33 yaşındaki Mairead Corrigan. Ödüller en çok (21) ABD’li adaylara verilmiş. Bunu 9 kez ile Fransa izliyor. Hayatını barış faaliyetlerine adayan Mahatma Gandhi bu ödülü hiç alamadı. 1948’de bu ödül Gandhi’ye verilecekti; ancak ömrü yetmedi. Alfred Nobel’in vasiyeti Ardımdan bıraktığım gayrimenkulümün ve servetimin tamamı, emniyetli bir şekilde fonda toplanmalıdır. Bu fonun geliri her yıl insanlığa en büyük hizmeti yapan kişilere dağıtılmalıdır. Bu gelirin bir kısmı fizik sahasında en büyük keşfi yapan kişiye, bir kısmı kimya sahasında en büyük keşfi yapan kişiye, bir kısmı fizyoloji ya da tıp alanında en büyük keşfi yapan kişiye, bir kısmı edebiyat sahasında en büyük eseri yazan kişiye, bir kısmı da milletlerarası barış ve kardeşlik için en büyük çalışmayı yapan kişiye verilmelidir. Fizik ve kimya konusundaki keşifler, İsveç İlim Konseyi’nce değerlendirilmelidir. Tıptaki çalışmalar Stokholm’deki Caroline Enstitüsü tarafından değerlendirilmelidir. Edebiyat alanındaki çalışmalar İsveç Akademisi tarafından değerlendirilmelidir. Barış konusundaki mükâfatlar Norveç Parlamentosu tarafından seçilen heyet tarafından değerlendirilmelidir. En büyük ve kesin arzum, mükâfatlar adaylara dağıtılırken kesinlikle milliyet ayrımı yapılmamasıdır. Alfred Bernard Nobel, Paris, 17 Kasım 1895 Barış Ödülü’nü neden Norveç veriyor? Alfred Nobel, İsveçli olmasına rağmen ‘Barış Ödülü’nü neden Norveç’in vermesini istedi? Bu sorunun cevabını kimse tam olarak bilmiyor. Çünkü Nobel, bunu vasiyetinde açıklamıyor. Fakat en güçlü ihtimal olarak şu iddia ediliyor: Kimya, fizik, tıp veya edebiyat ödüllerinden birini İsveç yerine Norveç’in vermesi abes olurdu. Çünkü İsveç o tarihlerde ilim, kültür ve edebiyatta Norveç’ten çok ilerideydi. Alfred Nobel, kardeş ülke Norveç’in de bir alanda söz sahibi olmasını istiyordu. Geriye tek seçenek Barış Ödülü kalmaktaydı.AKSİYON
<< Önceki Haber Diktatörlerin bile talip olduğu ödül Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER