Darbe hukuku nefrette hortladı

Sulh Ceza Hakimi, zekat, burs ve sadaka vermekle suçladığı 20 hayırseveri 27 Mayıs darbecilerinin güdümündeki, Yassıada yargılamasının kopyası gerekçeyle tutukladı. “Örgütün var olduğu herkesçe bilinen bir gerçek, ispata gerek yok” dedi. Yassıda yargıcının “Sizi buraya tıkan böyle istiyor” dediği duruşmalarda “Biliyorum, zihnini okudum, kafasının içi malum” gerekçeleriyle idam talep edilmişti

Nefret operasyonlarında bu görüntüler yaşanıyor

Sulh Ceza Hakimi, zekat, burs ve sadaka vermekle suçladığı 20 hayırseveri 27 Mayıs darbecilerinin güdümündeki, Yassıada yargılamasının kopyası gerekçeyle tutukladı. “Örgütün var olduğu herkesçe bilinen bir gerçek, ispata gerek yok” dedi. Yassıda yargıcının “Sizi buraya tıkan böyle istiyor” dediği duruşmalarda “Biliyorum, zihnini okudum, kafasının içi malum” gerekçeleriyle idam talep edilmişti 

27Mayıs 1960  askeri darbesinden sonra cuntacıların güdümünde gerçekleşen Yassıada yargılamaları 2016 Türkiye'sine taşındı. İstanbul'da sözde paralel yapı iddiasıyla alakalı 20 kişi hakkında tutuklama kararı veren hakim, gerekçe olarak, “Örgütün var olduğu herkesçe bilinen bir gerçek” ifadesini kullandı.

KURBAN, BAĞIŞ VE BURS SUÇ

İstanbul merkezli 3 ilde sözde paralel yapı iddiasıyla yapılan operasyonlarda gözaltına alınan 26 kişiden 20'si tutuklandı. Tutuklanan şahısların burs, kurban ve vakıflara yaptıkları bağışlar “Silahlı terör örgütü kurmak, yönetmek ve üye olmak”, “Terör örgütünün finansmanını sağlamak”, “Terör örgütü propagandası yapmak” gibi suçları işlediklerine dair kuvvetli suç şüphesinin olduğu yönünde değerlendirildi.

KANAATTEN ÖRGÜT HÜKMÜ

Hakimlik kararında, “Söz konusu örgütün var olup olmadığı hususunun tartışmasız olduğu, böyle bir örgütün var olduğunun herkesçe bilinen bir gerçek olduğu, böyle bir örgütün maruf olması nedeniyle maruf olan şeyin ispata muhtaç olmadığı, söz konusu bu kararımızın verilmesi için makul ve yeterli şüphe bulunmuştur” ifadeleri kullanıldı.

DARBE YARGISINI ARATMADI

Yirmi kişiyi somut delilden yoksun olarak tutuklayan hakim kararı Yassıada yargılamalarını akıllara getirdi. Yassıada yargıç ve savcılarının, “Biliyorum, hissediyorum, olsaydı oy verecekti” zihniyeti nefret operasyonlarında zekat, burs ve sadaka vermekle suçlanan hayırseverlerin tutuklanmasında tekrarlandı. Fakir öğrenci ve ihtiyaç sahibi insanlara yardımda bulunan yirmi hayırseverin tutuklanmasında hakim somut bir delil sunmadı. Hakim tutuklama kararında gerekçe olarak, “Örgüt oldukları kamuoyunda bilinen bir gerçek” ifadelerini kullandı.

MENDERESÇİ ZİHNİYETE BAĞLI

Anadolu Adliyesi'ndeki duruşmada Yassıada YargıSalim Başol'un “Sizi buraya tıkan güç böyle istiyor” diye itiraf ettiği duruşmalarda da benzer ifadeler kullanıldı. Savcı Altay Ömer Egesel'in DP milletvekili Sabri Ülgen hakkında hazırladığı iddianamede idamlık suçlara, “Emekli Sandığı Kanunu tadili müzakereleri sırasında Sırrı Atalay'a karşı ‘ bu maddeyi iyi anlamamışsın' diğer bir yerinde ‘sözünü geri al' demek suretiyle sataşmıştır. Meclis'te oturduğu yerden bu devamlı müdaheleleri ile Menderesçi zihniyete bağlılığını göstermektedir” gerekçeleri gösterilmişti. 

ZİHNİNİ OKUDUM!

Bitlis milletvekili Selahattin İnan hakkında hazırlanan iddianame de bugünkü iddianamaleri aratmıyordu. Yassıada mahkemelerinin Başsavcısı Ömer Egesel tarafından hazırlanan iddianamede, “Selahattin İnan aslında bir şeyhtir. Ama bu şeyhliğini işine geldiği gibi bazen açıklar bazen açıklamaz. 

İDAM EDİLSİN

Bunu biliyorum. Şeyh diye geçinir ama şeyhlikle bağdaşır tarafı yoktur. Bunu da biliyorum. Memleketinde şeyh diye zekat toplar, zekatı hayır işlerinde harcayacağına üstüne oturur, biliyorum bunu. Halkı sömürür topraklarını alır, bunu da biliyorum. Gerekirse kendisine karşı direnenleri öldürtür. Hasılı bilmediğim tarafı yoktur. Almanya'ya gitti ama hastalık için değil, ne için gittiğini ben bilirim. Sonra onun davranışları, onun kafasının içi malumunuz. Gerçi burada bulunmadı ama burada olsaydı Selahiyet Kanunu'na muhakkak rey verecekti. Bu itibarla, o da ötekileri gibi anayasayı cebren ihlal etmiştir. İdamını talep ederim” ifadeleri kullanılmıştı.

SALİM BAŞOL ZİHNİYETİ MAHKEME KORİDORLARINDA

Adana Baro Başkanı Mengücek Gazi Çıtırık: Toplum kutuplaştırılıyor. Cumhurbaşkanı açıklamalarında nefret suçu işler hale geldi. Yargı artık adalet aranacak bir yer olmaktan çıktı. Muhalefet için, farklılıklar için, siyasi iktidar gibi düşünmeyenler için bir tehdit aracı haline geldi. Muhalif görülen herkes somut kanıtlar olmaksızın paralel ilan edilmeye başlandı. Siyasi iktidar yargı eliyle muhalifleri susturmaya çalışıyor. Yassıada'daki Salim Başol'un zihniyeti bugün mahkeme koridorlarında geziyor.

KORKUNÇ BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ

Emekli Askeri Hakim Ümit Kardaş: Hakimin kararı hukuki bir delile dayanmıyor. Tutuklulukta makul ve yeterli şüphe değil, kuvvetli şüphe gerekir. Bir kere tutuklama nedenleri açısından yanlış. Yargıtay içtihadlarında da bir grubun terör örgütü olup olmadığına yargı karar verir, böyle bir yargı kararı henüz yok. Hakimin tek başına kalkıp da, böyle bir örgüt vardır demesi tamamen hukuka aykırı fiili bir durum yaratıyor. Savcı iddia edebilir ama hakim bunu değerlendirirken var olduğunu kabul edemez. Bu görevin kötüye kullanılması gibi bir şey. Normal şartlarda bu hakimin müfettişler tarafından denetlenmesi gerekir.

KİMSENİN HUKUK GÜVENLİĞİ YOK

Bu hukuk dışı karar, Cumhurbaşkanı tarafından böyle istendiği için veriliyor. Madem Cumhurbaşkanı böyle istiyor, her hakim hepimizi tutuklayabilir. Örgüt var artık, onlara göre, şunla görüştün, bununla çay içtin diyerek herkes örgüt kapsamına sokulabilir bu zihniyetle. Bu korkunç bir durum. Bu durum açık, belli. Bu karar işin çığrından çıktığını gösteriyor, çünkü artık hiç kimsenin hukuk güvenliği yok. Yassıada bile daha hafif kalıyor. Bu karar hukukun bittiğini gösteriyor. Biri bir şey söylüyor hakim hukuk mukuk demiyor karar veriyor, bunu kabul ediyor. Yassıada olağanüsttü, özel bir mahkemeydi, Sulh Ceza'lar da özel mahkeme, amaçları belli. Bu mahkemeler siyaseten gelecek talimatlara göre hareket ediyorlar, işte bu yaşanabilecek en kötü durum.

HUKUKTA BÖYLE BİR KARAR OLAMAZ

Adalet eski Bakanı Himet Sami Türk: Hakimin kararı hukuki değil. İddianın somut delille ispatlanması gerekir. Hakimin bu sözü kanıt değildir. İddiasını ispat etmesi gerekir. ‘Böyle bir örgütün varlığı tartışmasız' denilerek örgüt ispat edilemez. Hangi somut kanıtlarınız var, eli silahlı örgüt amacını gerçekleştirmek için silahlı eylem eylem yapmış olması gerekir. Hangisi kanıtlanmıştır bunların, nedir bu eylemler. Böyle bir gerekçe hukuken olamaz. Bu şekilde kimseyi mahkum edemezsiniz, bu hukuka aykırdır. Hukuk devleti olduğunu iddia eden Türkiye'yi gülünç duruma düşürmekten başka bir şey değildir bu karar.

<< Önceki Haber Darbe hukuku nefrette hortladı Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER