Alman medyasında dikkat çeken OHAL yorumu

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olağanüstü hal ilanı Türkiye’de başkanlık sistemi uygulamasını hayata geçirdiğini yazan Avrupa medyası, Erdoğan ve hükümetin darbeden Gülen’i ve harekete mensup kişileri sorumlu tutmasına rağmen ortaya somut delil koyamadığını vurguluyor.

Hocafendi Alman Devlet Televizyonu ZDF'nin 'Hizmet Hareketi parçalanıyor mu?' sorusunu cevapladı

Türkiye’de 15 Temmuz darbe girişimi sonrası uygulanan Olağanüstühal´in Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık sistemini uygulama ve doğrudan yönetme imkanı verdiğini belirten Avrupa medyası, Erdoğan’ın savaş hukukunu hayata geçirerek, Hizmet Hareketi mensuplarına savaş hukuku ile mücadele ettiğini yazıyor.

Türk Anayasası’nın savaş hukukunun en fazla altı ay geçerli olacağını yazdığını belirten Die Presse Gazetesi, fakat Erdoğan’ın Olağanüstühal uygulamasının bir yıldan fazla yürürlükte tutmayı hedeflediğini yazdı.

Die Presse, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın savaş hukukunu öne sürerek 100 binden fazla insanı devlet kadrosundan uzaklaştırdığını vurguladı. Erdoğan’ın Türkiye’yi hertürlü demokratik kontrolün dışında yönetmeye çalıştığı için eleştirildiğini yazan Die Presse Gazetesi, Redhack adlı hacker grubunun Erdoğan’ın damadı Berat Albayrak’ın e-mail yazışmalarını ele geçirdiğini ve yazışmalarda Berat Albayrak’ın Amerika’daki seçimlerde Hizmet Hareketi’nin gezilerine ve programlarına katılan kongre üyelerinin üzerine gidilmesi için Amerika’daki Erdoğan yanlısı lobi şirketlerine telkinde bulunduğunu yazdı.

Türkiye’nin Gülen’i darbe girişiminden sorumlu tuttuğunu belirten Die Presse, Fethullah Gülen’in ise iddiaları reddettiğini, Ankara’nın Amerika’ya Gülen’in iadesi için belge gönderdiğini fakat bu zamana kadar somut bir delil ortaya koyamadığını vurguladı.

Türkiye’nin terörle mücadele atmosferinde olduğunu yazan Berliner Morgenpost Gazetesi de Türkiye’nin kendi etrafında döndüğünü ve dışarıya karşı herhangi bir açıklama gereksinimi hissetmediğini ifade ediyor.

15Temmuz gecesi askeriyede bir kesim generalin darbe girişiminde bulunduğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ise kurtarıcı olarak halkı harekete geçirdiğini yazan Berliner Morgenpost, Erdoğan’ın ve hükümetin Gülen’e yakın kişileri darbeden sorumlu tutmasına rağmen bu konuda delil ortaya koyamadığını kaydetti.

Hükümetin kendi mantığına göre, “İktidarı yıkma tehlikesini ortadan kaldırmak için temizlik yapılmalı“ şeklinde hareket ederek 80 binden fazla memuru işten attığını ve tutukladığını hatırlattı. Türkiye’de demokrasi anlayışının Batı Avrupa’dan farklı olduğunu dile getiren Berliner Morgenpost, Türkiye’de demokrasinin “Devlet düşmanının yok edilmesi“ olarak yorumlandığını, Fransa ve Almanya gibi ülkelerde ise hukuk devleti ve düşünce özgürlüğünün önceliğin olduğunu ifade etti.

NATO üyesi Türkiye’nin yeni bir yola girdiği uyarısında bulunan Berliner Morgenpost Gazetesi, Erdoğan‘ın Rusya’ya yakınlaştığını belirtti. Gazete, ayrıca Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğinin eskisi gibi dile getirilmediğine dikkati çekti.

Türkiye’den Almanya’ya her geçen gün daha fazla iltica başvurusunun yapıldığını belirten Huffingtonpost, geçtiğimiz Ocak- Mart ayları arasında yaklaşık 3 bin Türk vatandaşının ilticaya başvurduğunu ileri sürdü.

Darbe girişimi sonrasında Gülen Hareketi’ne yakın kişilere ve iş yerlerine saldırı ve boykot çağrılarının yapıldığını hatırlatan Huffingtonpost, Yeşiller Partili politikacıların takip altındaki kişilerin Almanya’ya sığınmalarına imkan verilmesini talep ettiklerini vurguladı.

Federal Meclis’te devamlı olarak Türkiye’nin güvenli ülke ilan edilmesi tartışmaları yapıldığını fakat şuan Türkiye’nin güvenli olmadığını kaydeden Huffingtonpost, Türklerin bu nedenle iltica başvurusu yapabileceklerini dile getirdi.Gülen Hareketi’ne mensup kişilerin iltica başvurularının aynı zamanda birşeyi daha ortaya koyacağını yazan Huffingtonpost, “Bakalım Türkiye ile yapılan mülteci anlaşmasından dolayı siyasi çıkar mı ağır basacak yok kişisel haklar mı?“ sorusunu yöneltti.

ZAMAN ALMANYA
<< Önceki Haber Alman medyasında dikkat çeken OHAL yorumu Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER