'Tek adam' rejimine giden yolda 16 Nisan'da yapılacak referandum, hükûmet ve Saray için çok kritik. Anketlerde 'hayır' diyenlerin önde çıkması, anayasa değişikliğinin halkın onayından zannedildiği kadar kolay geçmeyeceğini gösteriyor. AKP seçmeni arasında bile 'hayır' reyi vereceğini belirtenlerin oranı yüzde 20 gibi ciddi bir oran...
Seçim sandığında en belirleyici faktör ekonomi ve güvenliktir. Halkın derdi belli, dar ve orta gelirli geçim derdinde. Çarşı pazara ateş düştü. TÜİK'in açıkladığı enflasyon bile çift hane oldu olacak. Hakiki enflasyon yüzde 30. İşsizlik yüzde 12,1. Son bir senede iş bulma ümidini kaybedenler ilave edildiğinde oran yüzde 20'yi buluyor. Bu işsizlerin arasında gençlerin sayısının fazlalığı endişe verici. Beş gençten biri (yüzde 22) işsiz...
İşsizlik iktidarlar için ciddi bir tehdittir. Seçmen bunun hesabını sandıkta sorar. İşsizlik son üç senedir tırmanışa geçmişti. 2016 ve 2017 seneleri zirve noktası olacak gibi. Büyüme yüzde 2'nin bile altına inince ekonomi, istihdam kabiliyetini kaybetti.
Tüketmek için iş ve para lazım haliyle. Krediler döviz bol iken dışarıdan ucuza getiriliyordu. Bankaların senelik yüzde 10-11 maliyetli kredi ile piyasa canlı tutuluyordu. Hazıra dağ dayanmadığı gibi elden gelen paralar da suyunu çekti. Tüketim durdu, eksiye geçti. Reel kesimin, tüketicinin güveni kriz senelerindeki kadar düştü.
'BİMEKS İFLAS ETTİ' İDDİASI
104 bin esnafın kepenk indirdiği 2016'dan sonra 2017 farklı başlamadı. Büyük firmalara sıçradı iflas yangını. THY ve Türk Telekom gibi devler milyarlarca lira zarar etti. Koç'un bile kârı düştü. Teknosa'nın zararı 170 milyon lira. Bir başka elektronik market zinciri Bimeks'in 450 milyon lira borç takarak iflas ettiği konuşuluyorsa ötesini siz düşünün. Bimeks çok sayıda mağaza kapatmasına rağmen çalışanlarına maaşlarını ödeyemiyordu.
Sadece Ocak ayında 2,4 milyar lira tutarında çek karşılıksız çıktı. Bir o kadar da senet protesto edildi. Ticaretin aylık batağı 5 milyar lira. AKP'nin hapis cezasını kaldırdığı 2011'den itibaren karşılıksız çekte batan para tutarı 70 milyar lirayı buldu. İktisadî ve ahlakî kriz bir araya gelince züccaciye dükkanı tarumar ediliyor.
MERKEZ FAİZİ ARTIRMADAN ARTIRDI!
'Dolar düşüyor algısı' ile milleti yine aldatıyorlar. Doların düştüğü seviye geçen sene bu döneme nazaran yüzde 20 daha yukarıda. TL bu kadar erimiş, Başbakan Binali Yıldırım bunun sebebini izah edeceğine kısmi gerilemeyi müjde gibi aktarıyor. Merkez Bankası faizi yüzde 10,4'e çıkardığı için TL likiditesinin kısıldığına hiç temas etmiyor bile. Faiz yükselmeseydi son düşüş olmazdı.
Dolar fırladığı günlerde Merkez'in faiz silahını çekmesinin şart olduğunu söyleyenleri 'hıyanet-i vataniye' ile itham eden hükûmet ve Saray cenahının Merkez Bankası'nın bankalara parayı arka kapıdan yüzde 10,4 ile verdiği için doların düştüğünü görmek istememesine şaşırmıyorum. AKP iktidarında faiz lobisine 170 milyar dolar ödendiğini de kaç kişi biliyor ki!
Merkez Bankası'nın yetkisi olduğu halde bu etkili hamle için niye beklediği malum. Saray kızmasın diye karar verilemedi. Doların hızlı yükselişinin sebep olduğu zararın nasıl telafi edileceği ise müphem. O arada kaç firma battı, kaç firma yüksek kurdan borç ödedi, var mı bilen veya bunu dikkate değer bulan?
REFERANDUMA KADAR ISLIK ÇALMAK...
Ekonomide her şey yolunda olsaydı yukarıdaki tablonun tam aksi bir tablodan bahsedilebilirdi. Maalesef her veri (Giderek yaygın bir kanaate dönüşen TÜİK'in manipüle ettiği şüphesini kenara koyalım) ekonomik krizin derinleştiğini teyid ediyor. Hükûmet referanduma kadar bu krizle yüzleşmekten imtina edecek.
Trafik cezaları bile tebliğ edilmeyecek. Tekne almak isteyen sıfır ÖTV ile bu hayaline kavuşacak. Beyaz eşya ve mobilyada yapılan vergi indirimi de bunun perdesi olacak. Vatandaşın moralini bozacak acı hakikatler halının altına süpürülecek. Ekonominin acil müdahale bekleyen meseleleri biriktikçe birikecek.
BAŞBAKANIN ÇANAKKALE GAFI UNUTULMAYACAK
Hatta halka moral verdiklerini zannederken, "Kim demiş Çanakkale geçilmez. İnşa edeceğimiz köprü ile o da geçilecek." gafına imza atacaklar. O sözü Çanakkale Boğazı'na dayanan düşman için bizim ecdadımızın sarf ettiğini, ordumuzun şanlı zafere giden yolda Çanakkale sırtlarına o sözün verdiği azim ve kararlılıkla tutunduğunu bilmeyecek kadar kendilerini kaybedecekler. Başbakan Binali Yıldırım'ın bu gaftan ötürü millete özür borcu var.
Ekonomi aynı zamanda beklentileri yönetme sanatıdır. Böyle bir atmosferde kimde gelecek namına beklenti kalır ki!
17 Nisan sabahından itibaren sandıktan çıkan netice 'evet' de olsa, 'hayır' da olsa gelsin zamlar, bitsin vergi indirimi...
Tarık Ziya