Hasan Atıf Egemen

Safvet Senih

Safvet Senih

19 Ağu 2020 10:50
  • Risale-i Nurların bir hizmetkârı ve değerli bit kâtibi olan Hasan Atıf Egemen Ağabeyimizle ilgili olarak Üstad Hazretleri Kastamonu Lâhikasında şöyle diyor:
    “Sandıklı tarafında, kemâl-i şevk ile ve ciddiyetle faaliyette bulunan Hasan Atıf kardeşimizin bir mektubundan anladım ki, orada perde altında faaliyetini durdurmak için bazı hocaları, bir kısım tarikata  mensup adamları vasıta edip fütur veriyorlar. Halbuki mesleğimiz, müspet hareket etmektir. Değil mübareze (çatışma), belki başkaları düşünmeyi de mesleğimiz müsâde etmiyor. Hem müşterileri aramaya mecbur değiliz. Müşteriler yalvarmalı. Hasan Atıf kardeşimiz, hakikaten halis ve tam sâdık. Kalemi gibi, kalbi, ruhu da güzel. Fakat birden herşeyi mükemmel ister, onun için biraz sıkıntı çeker. Mümkün olduğu kadar, hem ihtiyat etsin hem de bidatçı hocalara çatışma kapısını açmasın. İnşaallah Cenab-ı  Hak, onu muvaffak eder. O mıntıkada kendi gibi hâlis rükünleri bulur, belki de bulmuş. Biz başta onu ve onun etrafındaki Risale-i Nur talebelerini tebrik ediyoruz. Onların az hizmetlerine çok nazarıyla bakıyoruz. Ben buradan onlarla muhabere ve müşavere edemediğimden; sizler benim bedelime, o kardeşlerimize hem selamımızı söyleyin. Onlar hem mânevî kazançlarımıza haslar dairesinde, Atıf’ın rüfekası ünvanı altında dahildirler. Her sabah yanımızda bulunuyorlar.”
    Üstad Hazretleri Atıf Ağabey ve arkadaşlarını ikaz ve ihtar için şöyle bir giriş yapıyor:
    “Sizin kalemlerinizin yâdigârları ve Risale-i  Nur’dan ayrılmamak ve sebat etmek senetleri olan yazılarınızı ve dinimizi dünyanın çok üstünde tutmanıza işaret veren dünya sureti üstündeki çizgilerinizi ve iman hizmetinde daima sebat etmenize vesikalar hükmündeki imzalarınızı kemâl-i memnuniyetle aldık, kabul ettik. Cenab-ı Hak, sizlere, rahmet hazinesinden onları harfleri adedince, amel defterinize haseneler yazsın. Âmin. Aziz kardeşlerim! Bu defa yazılarınızda İhlas Risalelerini gördüğüm için, sizi o gibi Risalelerin dersine havale edip, ziyade bir derse ihtiyaç görmedim. Yalnız bunu ihtar ediyorum ki: Mesleğimiz, ihlas sırrına dayanıp, imanî hakikatlar olduğu için; dünya hayatına, ictimaî hayata mecbur olmadan karışmamak, rekabet ve tarafgirliğe ve çatışmaya sevk eden hallerden sıyrılmaya mesleğimiz itibariyle mecburuz. Binlerce teessüf ki, şimdi müthiş yılanların hücumuna maruz bîçare ehl-i ilim ve ehl-i diyanet, sineklerin ısırması gibi cüzî kusurları bahane ederek birbirini tenkitle, yılanların ve zındık münafıkların tahribatlarına ve kendilerini onların eliyle öldürmesine yardım ediyorlar. (…)  Sizler de, o zatı ve onun gibileri münakaşa ve münazaraya sevk etmeyiniz. Kim olursa olsun, madem imanı var. Hem elimizde Nur var, TOPUZ yok. Nur  kimseyi incitmez, ışığıyla okşar. Bilhassa ehl-i ilim olsa, ilimden gelen enaniyeti de varsa, enaniyetlerini tahrik etmeyiniz. Mümkün olduğu kadar “Eğer bir lağviyatla (boş söz ve işlerle) karşılaşırlarsa, kerem ve vakar sahibi olarak oradan ayrılıp giderler. (Furkan Suresi, 25/72)  düsturunu rehber ediniz.
    “Hem Hasan Avni ismindeki zât, madem evvelce Risale-i Nur’a girmiş ve yazısıyla de iştirak etmiş, o daire içindedir. Onun fikren bir yanlışı varsa da affediniz. Biz değil onlar gibi ehl-i diyanet ve tarikata mensup Müslümanlar şimdi bu acip zamanda imanı bulunan ve hatta dalâlet fırka ve gruplardan bile olsa, onlarla uğraşmamak ve Allah’ı tanıyan ve âhireti de tasdik eden, Hıristiyan bile olsa, onlarla münakaşa vesilesi etmeyiniz; hem on acip zaman hem mesleğimiz, hem kudsî hizmetimiz iktiza  ediyor. Ve Risale-i Nurun  Âlem-i İslamda yayılmasına karşı ictimaî ve siyasî hayat cihetiyle maniler çıkmamak için, Risale-i Nur talebeleri sulh ile hareket etme vaziyeti almaya mükelleftirler. (…)  Hem bir adam, kendi başına cesareti güzel olsa, bile bir dayanışma içinde olan cemaate girdikten sonra onların istirahatini ve sarsılmamalarını muhafaza etmek için, o şahsî cesareti kullanamaz. Sizler ‘En zayıfınızın yürüyüşüne göre adımlarınızı ayarlayıp yürüyünüz.’ Hadis-i Şerifinin sırrıyle hareket etmek, hem şimdilik, bu müşevveş vaziyetlerde çok zararlı olan hem hocaları ve siyasetçileri Risale-i Nur’a karşı cephe almaya ve saldırganlığa sebebiyet veren meseleler bahis mevzuu ve münakaşa vesilesi yapmamak lazımdır, ihtiyat etmek elzemdir ve mutedil davranmak vaciptir. Hatta sizde (Isparta’da) cüz’î bir ihtiyatsızlık buraya (Kastamonu’ya) kadar bize tesir ediyor.”
    Bu Hizmet, iç içe daireler gibi cihan çapında hepsi de ayrı ayrı bile olsa, birisinde yapılacak bir hata bir kusur, hepsine mal edilebilir.
    Çok dikkatli davranmak zorundayız. 
    19 Ağu 2020 10:50
    YAZARIN SON YAZILARI