BAŞÖRTÜLÜ ÖĞRENCİ OLMAK...

30 Yıldır başörtüsünü tartışıyoruz.


Yasakçı zihniyet “laiklik elden gidiyor Cumhuriyet’in temeline dinamit konuyor” safsatasıyla başörtülü öğrencilerin Üniversitede okumasına karşı çıkıyor. 1988 yılında rahmetli Cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın yaptığı düzenlemeyle Yükseköğrenim de başörtülü okumanın önündeki engeller kaldırıldı. İşin aslı şuanda bile bir yasaklama söz konusu değil. Yani yöneticilerin keyfi uygulamaları bir yasak varmış gibi yansıyor. Ancak hükümet yasayı daha açık seçik bir şekilde tanımlayarak bu keyfi uygulamanın önüne geçmek istiyor. Şimdi burada beraber izlediğim arkadaşlarımın kanını donduran, tüylerini diken diken eden ve gözyaşlarına boğan bir olayı anlatmak istiyorum. 28 Şubat sürecinin ihtişamlı günlerindeyiz. Kemal Alemdaroğlu yönetimindeki İstanbul Üniversitesi yine yasakçı zihniyetin bayraktarlığını yapıyor. O dönem İstihbarat Şefimiz olan Ahmet Böken, muhabir arkadaşların başörtüsüyle ilgili bir haberi birlikte izlemesini istedi. Hafızam beni yanıltmıyorsa olay İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesinde yaşandı. Başörtüsüyle kampuse girmek isteyen kız öğrenci görevlilerin tarafından içeri alınmıyordu. Zaten uzun süredir yaşadığı stresli günlerden bunalan kız öğrenci, çevresindeki öğrenci arkadaşlarının yapma etme haykırışları arasında ağlayarak ve birazda çığlık atarak “bunu mu istiyorsunuz diyerek başındaki örtüsünü çekip çıkardı”. O anda dünya başımıza yıkılmıştı. Donup kalmış ve haber merkezinde bir anda sessizlik hakim olmuştu. Kafamı kaldırdığımda kimsenin benden bir farkının olmadığını gördüm; içimizi parçalayan manzara oda da bulunan bütün arkadaşlarımın gözlerini yaşartmıştı. Hiçbir şey diyememiş, yaşanan insanlık dramı karşısında sesimizi çıkaramamış , duyduğumuz tarifsiz acıyı sadece birkaç damla gözyaşıyla dışarıya atabilmiştik. Hala o manzara gözlerimin önünde. Ne zaman başörtüsüyle ilgili bir tartışma yaşansa o haberdeki adını sanını bilmediğim kız öğrencinin hali gelir aklıma. Hangi aklı başında vicdan sahibi bu manzara karşısında üzülmez? Hangi mantıkla körpecik beyinlerin hafızalarına böyle bir acı kazınır? Yasakçı zihniyet keşke azıcıkta olsa empati kabiliyetine sahip olabilse. Belki o zaman yürekleri cız eder, insafa gelirlerdi! Ancak hepimiz biliyoruz ki onların derdi özgürlük mücadelesi değil. Başörtüsü üzerinden takiyye yaparak dine ve dindara saldırıyorlar. “Laiklik gidiyor Cumhuriyet yıkılıyor” naralarıyla sadece ve sadece kendilerini kandırıyorlar
<< Önceki Haber BAŞÖRTÜLÜ ÖĞRENCİ OLMAK... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER