Kamuoyunun merak ettiği soruyu Taha Ünal yazdı: "Hiçbir konuda bir türlü ittifak edemeyen, söz verdiğiniz anayasa konusunda, kurulan uzlaşma komisyonlarına rağmen arpa boyu yol kat edemeyen meclisin bu konudaki su sızmayan uzlaşmasını nasıl izah ediyorsunuz? Bu yasayı içinden çıktığınız çok sevildiğiniz milletinize nasıl izah edeceksiniz? Ustalık döneminizle nasıl bağdaştıracaksınız? " YARIN ÇOK GEÇ OLMADAN! İktidar partisinin şike yasasını tekrar meclise getirmemesini umarken ortam bir anda hareketlenivermişti. Ak Parti grup başkanı ve vekili bu yasayı aynen getireceklerine dair açıklama yapmışlardı. Bir yerlerde bir şeyler oluyor ancak alacakaranlıkta ne olduğu anlaşılamıyordu. Akşam saatlerine doğru hava aydınlanmaya başladı. Meğer sayın Başbakan grup başkanvekilini telefonla arayarak şike yasasının ivedilikle ve aynen geçirilmesini istemiş. Kulaklarıma inanamıyordum. Oysa biz başbakanı şu ana kadar garibanın, zulme uğrayanın yanında görmeye alışmıştık hep. Araya adamlar sokup makam ve zenginliğini kullanarak kendinden garibanlar üzerinde gayr-i meşru hakimiyet kuranları kurtarmaya çalışan bir anlayış şu ana kadar yan yana gelmemişti ak parti çizgisiyle. Milletin vicdanını, bırakın milletin vicdanını kendi partisinin milletvekillerinin bile vicdanını kanatan, bakanları nezdinde parti içinde ayrışmaya sebep olup partisinin itibarını yerle bir eden bu yasayı tekrar geçirmek de ne anlama geliyordu? Bu yasa geçtikten sonra işledikleri suçlar dolayısıyla hapiste bulunan kişilere de mi sıra gelecekti acaba? Ortam buna mı hazırlanıyordu? Sayın başbakan! Siz de biliyorsunuz ki üzerinde çok şüphe bulunan bir şeyden uzak durmak her zaman için daha iyidir. Şüpheli olmayan bir şeyin de bu kadar tartışmaya neden olması mümkün değildir. Geçmişte iktidarı kaybedenler şeffaf olamadıkları için yaptıkları icraatların amacını tam olarak millete izah edemeyenlerdir. Sizin iktidarınızı bu kadar devam ettirmenizin sebebi de şeffaf olabildiğiniz için icraatlarınızı, hitabetteki ustalığınızla da birleştirip çok güzel izah edebilmenizdir. Oysa bu şike yasası şüpheli, şüpheli olduğu için de izah edilebilir değildir. Kainatta aslolanın ibahe olması nedeniyle yaptığınız güzel işlere yapmanız gereken icraatlar olarak bakılır ancak bir yanlış yaptığınızda, yanlışların yaptığınız bütün güzel icraatların üzerini örtmek gibi kötü bir tarafı vardır. Yanlışı ilk başta yapmak zordur ancak ondan sonra arkası çorap söküğü gibi geliverir. İnsan, nisyanla maluldur. Hataya her zaman açıktır. Makamlar ne kadar yükselirse yapılan hataların da, suya atılan taşın büyüklüğü oranında etrafına dağılan dalgaların daha geniş olması misali geniş bir alana yayılma durumu söz konusudur. Sizin çok sevdiğiniz Hz. Ömerler de hata yapmışlardır. Ancak yaptıkları hatalar kendilerine söylendiğinde bundan hiç alınmamışlar, doğru söylüyorsun deme büyüklüğünü gösterebilmişlerdir. Onları Ömer yapan da yaptıkları icraatlardan ziyade hak karşısındaki bu tavizsiz duruşları olmuştur. Bu yüzden o yüce insana “elvakkafı ındel hakk (hak karşısında duran) lakabı verilmiştir. Biz de sizleri şu ana kadar böyle tanıdık. Böyle bildik. Ama inanın bu yasa ne size ne de partinizin çizgisine yakışıyor. Hiçbir konuda bir türlü ittifak edemeyen, söz verdiğiniz anayasa konusunda, kurulan uzlaşma komisyonlarına rağmen arpa boyu yol kat edemeyen meclisin bu konudaki su sızmayan uzlaşmasını nasıl izah ediyorsunuz? Bu yasayı içinden çıktığınız çok sevildiğiniz milletinize nasıl izah edeceksiniz? Ustalık döneminizle nasıl bağdaştıracaksınız? Lütfen yarın çok geç olmadan bu bariz yanlıştan vazgeçiniz. Size güvenenlerin hüsn-ü zannını boşa çıkarmayınız. Yıllarca hayal kırıklığı yaşamış olan bu necip millete siz de hayal kırıklığı yaşatmayınız. Kendinizden bekleneni yapıp, yarın çok geç olmadan Cumhurbaşkanımız’ın objektif bir şekilde inceleyip iade etme ihtiyacı duyduğu şike yasasını aynen geri gönderme nezaketsizliğini göstermeyiniz. Taha Ünal Din Sosyolojisi Uzmanı [email protected]