Rusya ile Türkiye arasında "uçak düşürme" olayı ile başlayan gerilim ekonomide devam ediyor. Geçen yıl başlayan bu süreçte Türkiye’ye gelen Rus turist sayısı bıçak gibi kesilmiş, Türkiye’de iş yapan Rus şirketlerden bazıları da yatırımlarını durdurmuş veya başka ülkelere kaydırma kararı almış, iki ülke arasındaki vizeler de rafa kaldırılmıştı. Bu süreç son birkaç ayda yumuşama gösterdi.
Moskova-Ankara arasında tekrar başlayan siyasi görüşmelerin iki ülke arasında özellikle gıda ürünlerinde ihracat-ithalat ambargosunun da kaldırılacağının sinyaliydi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğündeki kalabalık Türkiye heyetinin Moskova ziyaretinde bu beklenti öne çıktı. Rusya, bazı gıda ürünlerinde ambargoyu kaldırdı. 14 Şubat’ta kaldırılan ambargonun içinde "soğan, arpacık soğanı, karnabahar, brokoli, tuz, karanfil çiçeği ve sakız" vardı. Bu ürünlerin toplam değeri ise 20 milyon doların altındaydı. Türk tarımcısının gözü ise yüzlerce milyon dolarlık satış yaptığımız yaş sebze-meyvedeydi. Ancak beklenti karşılanmadı ve Türkiye, Moskova’nın bu hamlesine 6 gıda ürününün alımını durdurmakla yanıt verdi. Yaklaşık 1.3 milyar dolarlık ithalat değeri olan “Mısır, buğday, ham ayçiçek yağı, ayçiçeği küspesi, bezelye ve pirinç” alımı durduruldu. Moskova, Ankara’nın bu kararına tepki gösteri. Bu tepkilerden ilki de Kremlin’den geldi.
16 ton ayvayı geri gönderdiler
Domates-buğday arasında devam gıda geriliminin en önemli cephelerinden biri de meyveler. Rusya sadece domates alımında değil, ayva gibi Türkiye’de giden ürünlere karşı da yaptırımlar uyguluyor. Son olarak geçtiğimiz günlerde Rosselhoznadzor, Rusya’nın Yeni Yurkoviçi gümrük kontrol noktasında Türkiye’den gelen taze ayvaların geçişine izin vermedi. Türkiye’den gelen ayvaların sağlık kurallarına uygun olmadığını ve içerisinde sağlığa zararlı haşerelerin bulunduğunu gerekçe gösteren kurum, 16 ton ayva alımını yapmadı ve Türkiye’ye geri gönderdi.
Domates en önemli cephe
Peki bu iki ülke arasındaki gıda geriliminin faturası ne kadar?
Bundan biraz bahsetmekte fayda var. Bu gerilimin en önemli kalemleri ise domates ve buğday… Dünya domates ihracatından Türkiye’nin aldığı pay yüzde 4.5 seviyesinde. Türkiye’nin toplam sebze ihracatının da yüzde 62’sini de domates oluştuyor. Rusya’nın, Türkiye tarımsal ürünlerine 2016 yılı başından itibaren uyguladığı ambargo kararı da en çok domates üreticisini etkilemişti. Rusya’ya 2015 yılında sattığımız domatesin tutarı 259 milyon dolardı. 2016’da bu rakam sadece ve sadece 87 bin dolar olarak gerçekleşti. Bir diğer önemli kalem olan çekirdeksiz üzümde de satış durdu. 2015’te 70 milyon dolar olan satış 2016’da sıfırlandı. Narda ise kayıp yüzde 77’ydi. 2015’te 35 milyon dolar olan satış 8.2 milyon dolara düştü. Yani toplama bakıldığında Rusya’ya olan 875 milyon dolar olan yaş sebze-meyve ürünleri ihracatımız yüzde 62 azaldı ve 331 milyon dolara geriledi. 1.9 milyar dolarlık toplam ihracatımızı düşününce Rusya’nın payı yarısından biraz fazla.
En önemli müşterileri arasındayız
Gelelim Rusya’dan aldığımız ürünlere… Türkiye 2016’da 963 milyon dolarlık Ayçiçek tohumu yağı almış. İlk sıradaki Rusya’nın payı 720 milyon dolar. Mısırda ise rakam 128 milyon dolar. İlk sıradaki Rusya’nın payı 76 milyon dolar. Buğdayda ise toplam ithalatımız 892 milyon dolar. İlk sırada yüzde 55 payla bulunan Rusya’dan alınan ise 490 milyon dolar. Arpada toplam ithalatımız 9 milyon dolar. Rusya’dan alım ise yok. Yani sıfır…
"Kısıtlamanın kalkma ihtimali yok"
Rosselhoznadzor’un Basın Sözcüsü Yuliya Melano, Rosselhoznadzor’un Türk ürünlerine getirilen mevcut kısıtlamaları kaldırmayı planlamadığını söyledi ve "Rosselhoznadzor, Türk ürünlerinin sevkiyatına getirilen kısıtlamaların kaldırılma ihtimalini değerlendirmiyor" ifadelerini kullandı
Bakan Çelik: Misilleme yok; ithalatçı istedi
"Biz de Rus ürünlerine karşı özellikle buğday başta olmak üzere bir ithalat kısıtlaması yapıyoruz” şeklindeki bir değerlendirmeyi doğru bulmadıklarını anlatan Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, şunları anlattı: “Bu tamamen ithalatçıların talebi. İthalatçı neyi nereden alacaksa ona göre hareket ediyor. İki ülkenin tarım alanındaki karşılıklı çiftçileri memnun edecek adımları atması gerek. Bizde rakamlar var. Rus pazarına 250 milyon dolarlık domates satıyoruz ama bu domatesler biraz daha fazlasıyla üçüncü ülkelere gidip oradan Rus pazarına giriyor. Bunu Rus yetkililer de biliyor. Biz de diyoruz ki direkt alışveriş ve satış varken neden dolaylı olarak? Bir anda bir ülkelere A ürünü satışımız; 10 misli, 100 misli, bin misli artmış. Bu neyin ifadesi? O pazardaki Rus ihtiyacının karşılanmasından. Bunlara tevessül edilmeden iki dost ve komşu ülke olarak üzerimize düşen sorumluluklar çerçevesinde hareket etmenin her alanda doğru olacağı inancındayım.”