Roketin Osmanlı döneminde icat ettiği ortaya çıktı.
Yedikıta Tarih ve Kültür Dergisi'nin Şubat sayısında, Prof. Dr. Salim Aydüz'ün 'Roket Bir Osmanlı İcadı mı?' başlıklı makalesinde "Lale Devri'nde çok mühim ilmî faaliyetler ve icatlar olmuştur. Bunlardan ilki Tersane Mimarı İbrahim Efendi'nin 'Tahtelbahir' ismini verdiği ilk denizaltıyı icat etmesi, diğeri de Humbaracılar Ocağı 2. Halifesi Bayramoğlu Ali Ağa'nın icat ettiği ateşli silahlar ve roketlerdir." ifadelerine yer verildi.
Makalede şunlar kaydedildi:
"Roketlerin atalarından sayılacak yeni bir ateşli silah icat eden Bayramoğlu Ali Ağa hem harp sanatını hem de icatlarını anlattığı bir kitap yazmış, bu yeni silahları ve kullanım şekillerini resimlerle ortaya koymuştu.
Bayramoğlu Ali Ağa, kaleme aldığı Ümmü'l-Gaza fî Tedbîri'l-Harb ve Levazimihâ isimli eserde harp sanatından, kendi icadı olan silahlardan ve aletlerden söz eder. Top türlerini, havanları tanıtır ve harpte alınması gereken tedbirleri anlatır. Temeşvar gibi kimi kalelerin fethedilmesi esnasında yapılan istihkâmları anlatır. Ali Ağa bu eserinde savaşlarda başarısızlıkları silah icadında ve üretiminde duraklamaya atfeder. Padişaha yeni silahlar ortaya koyulmasını tavsiye eder.
Osmanlı dünyasında böyle bir eserin yazılmış olması ve yeni icat edilen silahların resimleri ile sunulması şaşırtıcıdır. Eserde savaş sahneleri ve silahlar net ve iyi bir şekilde tasvir edilmiştir.
Bayramoğlu Ali Ağa'nın sözünü ettiği silahlardan ilki, kale kuşatmalarında kullanılan ve tamamen kendi icadı olan tulumba isimli roketlerdir. Eserinde resimlerini de verdiği bu roketlerin tariflerini detaylı bir şekilde yapmaktadır. Bunların 11-12 arşın yani 7-8 metre boyunda olduğunu ve bir bireyin güçlükle kucaklayabileceğini belirtir. Bu yeni silahın resimlerini yaparak etkisinin ne kadar büyük olduğunu da ifade eder. Ayrıca eskiden kullanılan tulumbaların az bir ateş saçtığını ve kurşun atmadığını dile getirir.
Bayramoğlu Ali Ağa'nın icat ettiği bir diğer alet de balistik bir terazidir. Yine onun ifadelerine göre bu terazi hata yapmaz ve verileri çok net olarak ifade eder. '…hiç tehallüf eylemez ve aldatmaz. Kullanacak şeydir. Amma üstatlar cebinden bir terazi çıkarır bakar bakar kendi dahi bilmez ne meziyettedir. Mademki terazide meydan yoktur anlamaz ve hem 45 hesabındandır zira 90 hesabından terazi kimsede yoktur bu hakir icat eyledim ve kimse de bu sanatı bilmezler bu dahi birer kârdır havanın içinin doğruluğun bildirir'.
Bayramoğlu Ali Ağa'nın bu ifadelerine göre bu terazi humbaraların yani havan toplarının atışında isabet ettirmek için balistik ayarında kullanılırdı. 90 derecelik bir teraziyi ilk defa kendisi icat etmiştir. Diğer humbaracılar ancak 45 derecelik bir terazi kullanmaktadırlar. Ali Ağa burada da kendi icat ettiği terazi ile diğer humbaracıların kullandığı eski terazinin resmini kıyas olarak vermektedir.
Bayramoğlu Ali Ağa'nın icat ettiği bir diğer araç ise son derece dikkat çekicidir. Vehb-i İlâhî olduğunu belirttiği âleti rüyasında görmüş ve uygulamıştır. Bu âlet, havan topunun üzerine konulup havan topunun kundağı üzerinde doğru olup olmadığını ölçmeye yaramaktadır. İfadesi şu şekildedir: '…bu dahi havanın yukarısında olan ağaç varacak menzili doğru belirtir, vehb-i ilahîdir, vâkı'ada gördüm…".
CİHAN