İzmir'de cami avlusunda eğitim

Belenbaşı'nda geçen yıl yenilenmek üzere yıkılan okul inşaatı yarım kalınca, öğrenciler cami avlusuna kurulan konteynerlerde eğitim almaya başladı.

SHABER3.COM

İzmir'in Buca ilçesinin kırsal mahallelerinden Belenbaşı'nda yaklaşık 60 öğrencisi bulunan ilk ve ortaokul binaları, geçen yıl yenilenmek üzere yıkıldı. Ayrı ayrı iki binanın yapım işini alan firma, konkordato ilan etti. Şirket iflas edince, okul inşaatları yarım kaldı. Okul binaları tamamlanamayan öğrenciler, cami avlusuna kurulan konteynerlerde eğitim almaya başladı.

Belenbaşı’ndaki ilk ve ortaokul binaları, geçen yıl yenilenmek üzere yıkıldı. İhaleyi kazanan şirket, biri ilkokul diğeri ortaokul olmak üzere iki ayrı bina için yapılan ihaleyi alarak, çalışmalara başladı. Kaba inşaatı biten okulların çalışmaları bitmek üzereyken, yüklenici firma iflas ettiğini açıkladı. Geçen yıl aralık ayından itibaren okulsuz kalan öğrenciler için mahallenin cami avlusuna bir tane konteyner konuldu. Öğrencilerin bir kısmı burada eğitim almaya başladı. Bazı öğrenciler de caminin müştemilatında ders başı yaptı. Okul müdürü ve öğretmenler için de yine camide idari bina oluşturuldu.

Milli Eğitim İl Müdürü Ömer Yahşi, inşaat ihalesini alan şirketin iflas ettiğini, konuya dair Milli Eğitim Bakanlığına yazı yazdıklarını belirtti. Yahşi, "Yeniden okulu hayata geçirmek için çalışıyoruz. Okulu tamamlamak için var gücümüzle uğraşıyoruz. Süreci hızlandırıyoruz. Çok üzüldüğümüz bir konu" dedi.

"EĞİTİME YETERLİ KAYNAK AKTARILMAMASININ SONUCU"
Konuyla ilgili Evrensel'e değerlendirmede bulunan Eğitim Sen İzmir 5 No’lu Şube Başkanı Şenay Akyol, 21. yüzyılda cami avlusunda, konteynerlerde eğitim öğretim faaliyetinin sürdürülüyor olmasının MEB’in kamusal eğitime yeterli kaynak aktarmamasının sonucu olduğuna dikkat çekti. Eğitim öğretimin cami avlusunda yapılmasının Anayasa’nın laiklik ilkesine de aykırı olduğuna dikkat çeken Akyol “Plansız ve özel sektörün insafına kalmış bir eğitim sisteminin kendisi zaten problemlidir. Ayrıca yaşanan özel sektörün ne kadar kamu okullarının içine kadar girdiğinin ve okulların çalışmasını ne kadar engelleyebildiğinin de göstergesidir” dedi. Başta okullara yeterli kaynak aktarmayan MEB olmak üzere tüm yöneticilerin öğrencilerin ve öğretmenlerin yaşadığı bu mağduriyetten sorumlu olduğunu belirten Akyol “Eğitim Sen olarak, Anayasal bir hak olan eğitim öğretim faaliyetinin herkes için parasız, eşit, ulaşılabilir ve laik bir nitelikte olması için mücadeleye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı.


"SAĞLIKSIZ, RUTUBETLİ ORTAMDA DERS YAPIYORLAR"
 Türk Eğitim Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanı Merih Eyyüp Demir ise bu tür yapıların çocuklar için sağlıksız olduğuna dikkat çekerek, "21'inci yüzyılda bu tür görüntülerin olması hoş değil. Eğitimde kaybedecek tek bir fert yoktur ancak bu çağda konteynerde eğitime devam ediyorsak burada büyük bir soru işareti var demektir" dedi.

Yetkililerin bu sorunu hep birlikte çözmesi gerektiğini ifade eden Merih Eyyüp Demir, şunları söyledi: "Okulun yeni bina inşası ile ilgili bir sürecin başladığını biliyoruz. İhalesi yapıldı, bir firma okulu yapmak için ihaleyi aldı. Ancak ekonomik koşullar ortada, firma bu işi götüremedi. Firmanın bir an önce tasfiye sürecinin başlatılması gerekiyor. Yeni bir ihale ile işin bir an önce tamamlanması gerekiyor. Tüm çalışmalar devlet yetkililerinin uhdesinde."

Kış aylarının yaklaştığına dikkat çeken Demir, "Çocukların sağlıksız ortamlarda eğitim alması kabul edilemez. Sağlıksız, rutubetli ortamlarda çocuklar ders yapıyor. Bu durum çocukların sağlığı ile ilgili olumsuz sonuçlar doğuracaktır. Yetkili makamlardan, kanuni bir hak olan şirketin tasfiye sürecinin bir an önce başlatılması ve okulun bir an evvel bitirilerek, çocuklarımızın sağlıklı bir eğitim ortamına kavuşturulmasını rica ediyoruz" dedi.

<< Önceki Haber İzmir'de cami avlusunda eğitim Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER