17 Aralık yolsuzluk soruşturmasını yürüten polislere operasyon yapıldığı gün, 25 Aralık yolsuzluk soruşturmasında bulunan kişiler hakkında takipsizlik kararı çıktı. Peki bu operasyonların içeriğinden ne tür iddialar yer almıştı? İşte operasyonların kısa bir özeti...
Bugün gerçekleştirilen hukuksuz operasyonlarda gözaltına alınan emniyet mensuplarının yürüttüğü 17-25 Aralık soruşturmaları hala neticelendirilmedi. Ancak operasyonları gerçekleştiren polisler bu soruşturmalardan dolayı bugün hukuksuz bir şekilde gözaltına alındı. Polislerin gözaltına alınmasına sebep olan 200 milyar dolarlık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmaları ise hala hafızalarda taze duruyor. İstanbul Mali Şube eski Müdürü Yakup Saygılı'nın yönettiği ve Savcı Muammer Akkaş'ın yürüttüğü soruşturmanın detayları ise şu şekildeydi; 2008 yılında MASAK 50 sayfalık bir rapor hazırlayarak İranlı işadamı Reza Zarrab ve adamlarının kara para aklama faaliyetlerini tespit etti. Daha sonra 21 Aralık 2010 yılında Moskova Havalimanı'nda, İstanbul'dan Rusya'ya giden 3'ü Azeri, biri İranlı olmak üzere 4 kişi, bavul ve sırt çantalarında 14.5 milyon dolar ve 4 milyon Euro ile yakalandı basına da bu haberler yansıdı. İstanbul Mali Şube olayın detaylarında Reza Zarrab'ın ekibi ile bağlantısını saptaması sonrası incelemeler başladı. Sonunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın soruşturma numarası2012/120653 sayısına kayden, 17 Eylül 2012'de, suç işlemek amacıyla örgüt kurmak, kaçakçılık ve suçtan elde edilen malvarlığının aklanması iddialarına yönelik teknik takip çalışmalarına başlandı. Soruşturma kapsamında yaklaşık 87 milyar dolarlık bir kara para aklama işlemi olduğu ifade edildi. Soruşturma Cumhuriyet savcısı Muammer Akkaş tarafından yürütüldü.
GÜLER'DEN REZA'YA: ÖNÜNE YATARIM
Yapılan incelemelerde Zarrab'ın Türk vatandaşlığına geçmesinde yardımcı olan İçişleri eski Bakanı Muammer Güler'in oğlu Barış Güler vasıtasıyla rüşvet aldığı, Ekonomi eski Bakanı Zafer Çağlayan'ın Zarrab'ın altın ticaretindeki usulsüzlükleri kapatması için oğlu Kaan Çağlayan vasıtasıyla rüşvet aldığı, Ayrıca AB eski Bakanı Egemen Bağış'ın Zarrab'tan işlerinin halletmesi için rüşvet aldığı, Çevre ve Şehircilik eski Bakanlığı Erdoğan Bayraktar'ın ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'in ise rüşvet karşılığı usulsüz imar değişiklikleri yaptığı soruşturmada yer aldı. 17 Aralık günü başlatılan operasyonlarla, soruşturmanın detayları daha da açığa çıktı. 3 Bakan çocuğunun, Reza Zarrab'ın ve Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir'in aralarında bulunduğu 71 kişi gözaltına alındı. Operasyonlar gerçekleşmeden hemen önce söz konusu kişilerin haberdar olduğu ve iktidarın şüphelileri koruma altına alacaklarını ifade ettikleri ortaya çıktı. Hatta bu konuda Muammer Güler'in Reza Zarrab'a tutuklanması halinde ‘Senin önüne yatarım' dediği açığa çıktı.
EVDE AÇIKLANAMAYAN 4.5 MİLYON LİRA
Operasyonlarda ise gözaltına alınan Halkbankası Genel Müdürünün evinde ayakkabı kutularına saklanmış şekilde 4 buçuk milyon lira para ele geçirildi. Muammer Güler'in oğlu Barış Güler'in evinde de 7 çelik para kasası ve oğul Güler'in ifadesiyle ‘3-5 kuruş para' yani 1 trilyon lira olduğu görüldü. Bunların yanında operasyonlardan sonra internete, sosyal medyaya ve gazetelere yansıyan ses kayıtlarında çarpıcı ifadeler yer aldı. Reza Zarrab'ın Zafer Çağlayan'a 700 bin lira değerinde bir saati rüşvet olarak verdiği resimler ve faturalarıyla açığa çıktı. Ayrıca Egemen Bağış'a rüşveti bizzat Zarrab'ın götürdüğü video kayıtlarına yansımış ve bu kayıtlar internette yayınlanmıştı. Söz konusu soruşturmalarda isimleri geçen 4 Bakan hakkında mecliste fezleke hazırlandı. Fezlekelerde 4 Bakan hakkında daha bir çok iddia yer aldı. Ancak bu fezlekelerde meclisten kaçırılarak incelenmesi ve halka mal olunması engellendi. Operasyonların gerçekleştirilmesinden hemen sonra da emniyet müdürlüğünde yolsuzlukları ve rüşvetleri açığa çıkaran polisler görevlerinden alındı.
25 ARALIK SORUŞTURMASINDA TANIDIK İSİMLER
17 Aralık operasyonlarından sonra 25 Aralık'ta ikinci dalga yolsuzluk ve rüşvet operasyonları başladı. Ancak emniyette gerçekleştirilen tasfiyeler sebebiyle soruşturma ile alakalı operasyonlar yapılamadı. İkinci dalgada da çarpıcı isimler bulunuyordu. Başbakan Erdoğan'ın oğlu Bilal Erdoğan, işadamları Mehmet Cengiz, Orhan Cemal Kalyoncu gibi isimler yer alıyordu. Bu soruşturma kapsamında ise başında Başbakan'ın oğlu Bilal Erdoğan'ın iktidar yetkilisinin olduğu TÜRGEV Vakfına devlet ihalesi karşılığında yapılan bağışlar, TÜGEV'in belediyelerden usulsüz bir şekilde elde ettiği arazi ve gayrimenkuller, İzmir Urla'da Başbakan için inşa edilen villalar için arazinin 1. Derece sit alanından 3. Derece sit alanına çevrilmesi, ATV-Sabah Turkuvaz Medya grubunun işadamlarına ihaleler karşılığında para havuzu oluşturtularak satın alınması, İstanbul Etiler'de polis okulu arazisinin bedelsiz bir şekilde yandaş işadamlarına devri ve üzerine Bosphorus 360 adı altında bir alış veriş ve yaşam merkezi kurulması gibi olaylar yer alıyordu.
ARINÇ DOĞRULAŞMIŞTI
CHP'li milletvekillerinin “TÜRGEV’in Vakıf Bankası’ndaki hesabına 26 Nisan’da 99 milyon 999 bin 990 dolar para yattı mı? Bu para rüşvet parası mı” iddialarında geçen rakam, bizzat Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç tarafından doğrulanmıştı. Arınç, CHP Milletvekilleri Sezgin Tanrıkulu ve Metin Lütfi Baydar’ın Türkiye Gençlik ve Eğitime Hizmet Vakfı’na (TÜRGEV) ilişkin soru önergelerini cevaplamış, TÜRGEV’e 27 Şubat 2008’den sonra yurt içinden 29 milyon 666 bin 533 lira, yurtdışından da 99 milyon 999 bin 990 dolar yardım yapıldığını açıklamıştı. Arınç, Baydar’ın bağış yapan gerçek veya tüzel kişilerin kimler olduğu sorusuna ise cevap vermemişti. Zaman- Samanyoluhaber.com