Balbay'ın cevaplamadığı soru

Birleştirilen Ergenekon davasının 20. duruşmasında Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay, savcıların, kendisinde ele geçirildiği ileri sürülen dijital verilerle alakalı sorularını cevaplamadı.

Balbay'ın cevaplamadığı soru

Balbay, "Savcıların Cumhuriyet Gazetesini terör örgütü merkezi gibi göstermesini kabul etmiyorum. Atatürkçü olmanın da terör örgütü üyesi gibi gösterildiğini görüyorum." iddiasında bulundu. İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen duruşmaya, Gazeteci Tuncay Özkan, Cumhuriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Mustafa Balbay ve eski Özel Harekat Dairesi Başkanvekili İbrahim Şahin'in de aralarında bulunduğu tutuklu 48 sanık katıldı. Tutuklu yargılanan Başkent Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mehmet Haberal, eski İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Fatih Hilmioğlu, emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, Mustafa Dönmez ve Mehmet Koral ise duruşmaya gelmedi. Duruşmaya tutuksuz yargılanan sanıklar emekli Orgeneral Hurşit Tolon ile Emin Şirin, emekli Tuğgeneral Muhittin Erdal Şenel, Ünal İnanç ve Yalçın Küçük katıldı. Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, tutuklu sanık Mustafa Balbay'ı dördüncü kez sanık kürsüsüne çağırdı. İstanbul Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, çapraz sorgulamasına ise davanın tutuklu sanıklarından Gürbüz Çapan hakkında tutulan ve Balbay'ın bilgisayarında çıkan notları sorarak başladı. Çapan'ın bir dönem DHKP-C üyesi olduğu, terör örgütü bağlantısı olduğuna ilişkin belediye başkanlığı döneminde mafya bağlantılı olduğuna ilişkin, Küba bağlantılarının olduğu, Ermeni soykırımı anıtına çelenk koyduğuna dair notları toplamaktaki amacını sordu. Balbay bu soruya, "Cevabı Perşembe günü vermiştim." yanıtını verdi. Savcı, bu bilgileri terör örgütünün istihbarat toplaması çerçevesinde toplayıp toplamadığını sorunca Balbay'dan bir önceki cevabının aynısını aldı. Savcı Pekgüzel, "AKP yükseliyor. Bunlar Erbakan'dan beter. 30 Ağustos'ta Yılmaz'ı çektim. Turgay Ciner iyi adamdır. Dağıtım tekelini kırması iyi oldu." şeklindeki notu okudu ve bu notta kısaltılan E.Ş'nin Erdal Şener olup olmadığını sordu. Balbay, aldığı notların montajlandığını, şekil değiştirilerek kendisine sorulduğunu söyledi. Bunun üzerine Pekgüzel, "Pdf halinde aldığınız notların orijinali burada. Neresi bozulmuş, montajlanmış? Gösterebilir misiniz?" diye sordu. Balbay ise, "Size bir bir şurası montojlanmış diyemem. Anlamı bozularak soruluyor sorular." karşılığını verdi. Pekgüzel, MGK Genel Sekreteri olduğu dönemde Tuncer Kılınç'ın "AKP'nin böyle indirilemez" dediği, desteklenmesi gereken yeni bir oluşumla alakalı görüşme notları hakkında soru yöneltti. Burada bahsedilen yeni oluşumun ne olduğu Balbay'dan soruldu. Balbay, "Savcı, faaliyet oluşturabilecek suçların sizle paylaşılmasının sebebi nedir? diye sordu. İddia makamını kafasındakilerini bana doğrulatmaya çalışmasıdır. Samimiyete ve güvene dayalı sohbetlerdir bunlar. Ben onların söylediklerini yargılayamam. Haber değeri varsa yazarım." dedi. Bunun üzerine Pekgüzel, "Samimiyet ve güven nereden kaynaklanıyor?" diye sordu. Balbay ise savunması sırasında cevapladığını belirterek, "Ben derin bir nefes çeksem savcılar bundan da anlam çıkarmaya çalışıyorlar. İsyan etmemek elde değil. Günlük olayların terör örgütü olayına bağlanması olağanüstü bir zorlamadır." diyerek savcıları eleştirdi. Birinci Ergenekon davasının tutuklu sanığı Doğu Perinçek hakkında yapılan görüşme notları hakkında bilgisinin sorulması üzerine Balbay, 20 gazetecinin de katıldığı bir toplantıda alındığını söyledi. 9 Mart- 12 Mart açısından tutulan notlar olduğunu hatırlatan savcı, bu notlarda anlatılan olayın ne olduğunu sordu. Balbay bu soruya da cevap vermedi. Savcı açık kaynaklardan yaptıkları araştırma sonucunda 9 Mart'ın başarırız bir darbe girişimi olduğu 12 Mart'ın ise Cevdet Sunay'ı deviren bir ihtilal olduğunu hatırlattı. Balbay, İlhan Selçuk ile ülke sorunlarını konuştuğunu bu görüşmeler sırasında aldığı notlar olduğunu ve bu sorunun Selçuk'a yöneltilmesini söyledi. Savcı Pekgüzel tarafından, yaptığı bir görüşmenin hatırlatılması üzerine Balbay, Mustafa Sarıgül'ün CHP kongresinde genel başkan olmak istediğini, bundan bir haber çıkarılıp çıkarılamayacağı konusunun konuşulduğunu söyledi. Balbay, "Mustafa Sarıgül bir parti kurdu. Abdüllatif Şener bir parti kurdu. Hüsamettin Cindoruk iki partiyi birleştirmişti. Bu kişiler Ergenekon mu şimdi?" diye sordu. Savcı Pekgüzel, yaptığı bir konuşmasında İ.S. isimli bir kişinin, Tuncay Özkan'a olumsuz bakılmamasını istediği şeklinde notlar bulunduğunu hatırlatarak notta İ.S. olan kişinin İlhan Selçuk olup olmadığını, neden kendisinden Tuncay Özkan'a olumsuz bakılmamasını istediğini sordu. Balbay ise, bir gazetecinin günlük hayat akışı içerisindeki olayların terör örgütü olarak yorumlanmasına isyan etmemenin mümkün olmadığını söyledi. Balbay'ın sinirli bir tavır sergilemesi üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, "Sizi zorlayan, kızdıran sorularla karşılaşacaksınız. Bu sorulara aklısekin şekilde cevap vermeniz gerekir. Sakin olun." uyarısında bulundu. SANIK TUNCAY ÖZKAN'A HAKİM UYARISI Savcının, İ.S. ile yaptığı görüşmenin 2000 yılına ait olduğunu söylemesi üzerine oturduğu yerden ayağa kalkan tutuklu sanık Tuncay Özkan, "Savcı tarihleri bilerek yanlış okuyor. Bir kere ben 2000 yılında Çukurova grubunun başında bile değildim. Bu kadar terbiyesizlik olmaz." dedi. Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, "Kahvehane değil burası, mahkeme salonu. Olmaz efendim." diye uyarıda bulundu. Özkan'ın oturduğu yerden itirazlarına devam etmesi üzerine Başkan Şengün, "Not alın ve sıranız gelince konuşun. Lütfen mahkemenin muhabbetini bozmayalım. Mahkeme, elinden geldiğince hoşgörülü davranıyor. Suistimal etmeyelim." şeklinde ikinci kez uyarıda bulundu. Savcı Pekgüzel, Mustafa Özbek'ten Nadin Mahir'in üniversiteye yerleştirilmesine ilişkin bir konuşmaya ilişkin notlar aldığının hatırlatılması üzerine Balbay, "Ankara'ya insanlar 3 nedenle gelir. Bir sağlık sorunu, gireceği bir sınav meselesi ya da tayin-atama mevzusunda aracı olabilecek birilerini ararlar. Ben de samimi olduğum Mustafa Özbek'le Nadin Mahir'in Gazi Üniversitesi'nde işe alması konusunu konuştuk. Benden aracı olmamı istedi. Çabaladık ama olmadı. Fakat farkı iki kişinin de ayrıca iş sahibi olmasına yardımcı oldum." diye konuştu. Savcı Mehmet Ali Pekgüzel, sanıklardan Mustafa Özbek ile yaptığı bir konuşmasını hatırlatarak, "Bu ülkeyi ne zaman bir Türk idare edecek? Bir atış yapacağız, isabet ettiremezsek ulusalcılar karavana attı derler.' ayrıca kale ve merkez olmaktan bahsediyorsunuz. Bu konuyu açar mısınız?" diye sordu. O dönemde bir siyasi arayış vardı. AK Parti'ye bir kapatma davası açılmıştı. İktidar bile arayış içindeydi. AK Parti'nin yeni bir parti kurmasından bahsediliyor ve logosunun güneş olacağından bahsediliyordu. Bizimki de siyasi bir arayıştı. Özbek, siyasi bir parti kurmaktan bahsetti. Ben de kendisini eleştirdim. Ankara'daki en büyük mezarlığın, siyasi parti mezarlığı olduğunu söyledim. 12'den vurmaktan bahsetmem de bir siyasi oluşum yapılacaksa başırılı olmak anlamında söylenmiş bir sözdür. O konuşmada Tuncay Özkan'ın televizyon kanalını satmasından konuştuk. Satışı eleştirip kızdığımı ifade ettim. Çok güzel bir yayın politikası tutturmuştu. Ulusalcıların kalesi gibiydi. Savcı Pekgüzel, sanıklardan Mustafa Mustafa Özbek ile yaptığı bir konuşmada Avrasya televizyonunun kurulmasını konuştuklarını, Özbek'in ulusalcı bakışı olan bazı isimleri bu kanalda toplamak istediğini, sendikanın 8 trilyonu olduğunu ve bunun yüzde 40'ını kullanabileceklerini söylediğini hatırlatarak bunları açıklamasını istedi. Önce savcı Pekgüzel'in emekli olduğu zaman çok iyi bir senarist olabileceğini ifade eden Balbay, savcının, "Bu 8 trilyonun ne kadarını harcadınız?" şeklindeki sorusuna da "5 kuruşunu bile harcamadık. Çünkü yasalar izin vermedi. Biz yasalara saygılı insanlarız. Bunun üzerine sadece gazeteyle birlikte strateji ekini çıkarmaya karar verdik." cevabını verdi. Savcı Nihat Taşkın, Balbay'a haber kaynağını açıklamamak konusunda çok titiz olduğunu savunmasının başından beri söylediğini hatırlattı. Savcı, 2004 yılında Hasan Atilla Uğur ve Levent Ersöz tarafından görüşmesi kamera kaydına alınan Balbay'ın 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Nejdet Sezer ile yaptığı görüşmenin detaylarını aktardığını hatırlatarak bu konuyu açmasını istedi. Balbay, "Bu iddianamede yapılan görüşmeler üç değişik şekilde deşifre edilmiş. Ancak bu kayıt hukuka aykırı olarak yapılmış. 10. Cumhurbaşkanı ile demokrasi adına ne yapılabilir diye görüştük. Sezer'i tanımaktan gurur duyuyorum. Yaptığım görüşme sonrasında karnım ağrıdı çünkü anlattığında haber değeri vardı. Bende ona sözümü tutum haberi başka kaynağa doğrulattım ve yazdım." dedi. 5 Ocak 2004 yılında kayıt altına alınan görüşmede, Milliyete bir operasyon yapılacağından bahsedildiği ve Fikret Bila ile görüşebilecek insanların neden Balbay'ı aracı kıldığı da soruldu. Balbay, "Bunu sormadım kendilerine. Ancak görüşme hoşuma gitmedi haber kaynağımı sordular. Bende dialoğu kestim" şeklinde cevap verdi. Kayıtta Turgay Ciner ve Aydın Doğan ile görüşme planlandığının görüldüğünü belirten savcı "Bundan neden size bahsediliyor" diye sordu. Balbay, "Bu sorunun muhatabı ben değilim" şeklinde cevap verdi. (CİHAN)
<< Önceki Haber Balbay'ın cevaplamadığı soru Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER