Altan: Baykallı da Baykalsız da...

İşte Taraf Gazetesi yazarı Ahmet Altan'ın bugünkü köşe yazısı...

Altan: Baykallı da Baykalsız da...

Baykal ve ötesi Doğrusu çok alçakça vurdular Baykal'ı. İzlediği politikalar bence Türkiye'nin gelişimini ve değişimini engelliyordu, bunun bedelini de girdiği her seçimde ödüyordu. Önümüzdeki referandumda da, seçimde de yenileceği neredeyse kesindi. Doğru olan da onun “politik arenada” yenilmesiydi, politikadan silinecekse politik nedenlerle silinmeliydi. Böyle değil. Baykal'ın hedefi olduğu “komplo”, politikanın rezilleşmeye başladığını gösteriyor, bu seviyesizliğe de öncelikle politikacıların karşı çıkması gerekir. Kendi meslekleri kirleniyor çünkü. Baykal, istifasını açıklarken “hükümetin bu komployu bildiğini ve onayladığını” söyledi. Hükümet bu komplodan haberdar mıydı, bilmiyorum. Ama Baykal'ı istifaya zorlayan “hükümet” ya da “hükümeti destekleyen” medya olmadı. Baykal'ı istifaya “kendi yandaşları” zorladı. Eğer, o rezil kasetin yayınlandığı günün ertesinde “CHP yandaşı” gazeteler öylesine saldırgan ve insafsız bir yayın politikası izlemeseydi belki de Baykal istifa etmek zorunda kalmazdı. “Ergenekon'un avukatı” olduğunu söyleyen ve gerçekten de “avukatı” gibi davranan bir politikacıya, “Ergenekon'u sahiplenmeye çalışan” medya böyle hücum ediyorsa, durumda bir tuhaflık var demektir. Benim görebildiğim kadarıyla, Baykal, AKP'nin önünü kesemediği, anayasa değişimlerini engelleyemediği için parti başkanlığından uzaklaştırılmasına yol açan bir komplonun kurbanı oldu. “CHP'nin Baykalsız daha etkili olacağını” düşünen birileri Baykal'ı devirdi. Peki, Baykalsız bir CHP nasıl bir CHP olur? Anamuhalefet partisine baktığınızda bu partinin kimi ve neyi temsil ettiği çok açık. CHP, orduyu, yüksek yargıyı, yüksek bürokratları ve devlete tapınan aydınları temsil ediyor. Bu kesimler, halktan, halkın iradesinden, halkın yaşama biçiminden, halkın fikirlerinden, halkın gücünden nefret ediyorlar. “Gizli iktidarlarını” sürdürebilmek içim “halk iradesini” politikanın dışına itmeye çalışıyorlar, bazen askerî darbelerle, bazen yargı darbeleriyle yapıyorlar bunu. CHP'nin temsil ettiği kesimlerin, halkın büyük çoğunluğundan oy alması mümkün değil. Hem halktan nefret edip, halkı küçümseyip, halkın taleplerini görmezden gelip hem de seçim kazanmanız imkânsız. Baykal, bugünkü CHP'nin bulabileceği en iyi lider, her değişime karşı çıkar, “laiklik” kavgaları yaratır, parlamentonun üstüne ordu ve yargının yerleşmesini destekler. Baykal gidince, CHP bütün bunları Baykal'dan daha iyi yapacak birini mi bulacak? Hayır. Kimi bulurlarsa bulsunlar CHP'nin bu anlayışıyla oy toplayamazlar. Peki, AKP'yi geriletebilmek için CHP, politikasını mı değiştirecek? Halk iradesine ve halkın taleplerine sahip mi çıkacak? Bunu yaparsa harika olur ama o zaman da CHP artık CHP olmaz, başka bir parti olur. Ordunun muhtıra vermesini önleyen, yüksek yargının hukuk dışına çıkmasını engelleyen, Ergenekon soruşturmasının derinleştirilmesini talep eden, öğrencilerin başörtüsünü serbest bırakan, Kürt açılımına destek olan, anayasanın çağdaşlaşmasını savunan bir CHP artık “devletin partisi değil” demektir. Bu anlamda yapı değiştirdiğinde bugünkü kemikleşmiş “Kemalist” oylarını kaybeder. Kemalist oyları kaybetmeyi göze alan, demokratlaşmaya razı, Kürtlerin eşitliğini savunan, yapay “laiklik” kavgaları çıkartmayan bir parti olabilir mi CHP? Bugünkü tabanı, taraftarı ve siyasetçisiyle bu çok zor gözüküyor. Peki, Baykal'dan daha “sıcak ve sempatik” bir liderle “gene devletin partisi olmayı” sürdürüp, halktan oy alabilir mi? Kürtlerin, dindarların, solcuların, Alevilerin haklarını reddederek kimse halktan oy alamaz. Baykal'ı “istifa ettiren” güç, aynı partiyi değişik bir liderle halka yutturmayı düşünüyorsa Baykal'ı boşuna feda etti demektir. Bence, “ülkenin gizli iktidarı” çıkmaza girdi, kıvranıyor, kıvranırken de her şeyi deniyor kurtulabilmek için, hatta Baykal gibi en sağlam adamını bile harcayabiliyor. Baykallı da Baykalsız da “gizli iktidar” varlığını sürdüremez. “Eski devlet” çatırdıyor. Baykal, bu çatırtının kurbanı. Öyle gözüküyor ki “eski devlet”, batarken “kayığı” kurtarmak için eline geçen her şeyi fırlatıp atacak, daha epeyce kurban verecek. AHMET ALTAN - TARAF
<< Önceki Haber Altan: Baykallı da Baykalsız da... Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER