Yasak hukuksuz şekilde sürdürülür ise AİHM başvurularında AYM’nin emsal kararı göz önüne alınacak. Hukukçular, uluslararası mahkemenin tartışma konusu yapmadan başvuruları AİHS’in 1 Nolu protokolünün 2. maddesindeki ‘eğitim hakkı’ kapsamında göreceği konusunda hemfikir.
Anayasa Mahkemesi'nin dershaneleri kapatan yasayı iptal etmesinin ardından Milli Eğitim Bakanlığı'nın yasağı sürdüreceği iddiaları üzerine hukukçulardan önemli uyarılar geldi. Kararın uygulanmaması halinde bu yıl sınavlara hazırlanacak öğrenci ve velilerin devlet aleyhine milyonlarca liralık tazminat davası açabileceği belirtildi.
EĞİTİM HAKKI ENGELLENİR
AYM'nin gerekçeli kararında, dershanelerin eğitim hakkı kapsamında olduğunu belirten hukukçular, kararda “Üniversiteye giriş sınavına dershanelerin eğitim vermesi Anayasa'nın eğitim hakkı kapsamındadır” denildiğine dikkat çekti. Kararın uygulamamasının ‘Anayasa'daki eğitim hakkının engellenmesi’ olacağı belirtildi.
TEŞEBBÜS HÜRRİYETİ VAR
AYM'nin dershanelerin verdiği hizmeti Anayasa ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne (AİHS) uygun olarak eğitim hakkı kapsamında gördüğünü vurgulayan hukukçular, MEB'in dershane yasağını devam ettirmesinin kanun dışı olacağına dikkat çekiyor. 2015-2016 eğitim yılında LYS ve TEOG sınavlarına dershaneyle hazırlık hakkından yararlanması engellenen öğrenciler AYM'ye sonra da AİHM'e eğitim hakkı ihlali gerekçesiyle başvurabilecek.
İptal kararının uygulanmaması halinde Türkiye aleyhine yüz binlerce ihlal davası açılabilecek. Devletin milyonlarca lira tazminat ödemesi gündeme gelecek. AYM, dershanelerin 1 Eylül 2015 itibariyle kapatılmasını öngören yasa değişikliğini, ‘Anayasa'nın temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılması, eğitim hakkı ve çalışma ve teşebbüs hürriyetinin ihlali’ olarak değerlendirdi.
ANAYASA GÜVENCESİ
Yüksek Mahkeme, 24 Temmuz 2015’te Resmi Gazete'de yayımlanan gerekçeli kararında, dershanelerin öğrencilerin eğitim hakkına katkıda bulunduğuna vurgu yaptı. Kararda, “Kişilerin okul veya yükseköğretime giriş sınavlarına hazırlık amacıyla kanuna uygun verilen okul dışı eğitim almaları, Anayasa’nın 42. maddesinde güvence altına alınan eğitim hakkı kapsamındadır” ifadesi dikkat çekti.
MEB’in yasağı sürdürmesi durumunda mahkeme kararını uygulamama ve eğitim hakkını engellenme suçlarını işleyeceği belirtildi.
AYM KARARI EMSAL KARAR
AYM ve AİHM’in ‘eğitim hakkının ihlali’ iddiasıyla yapılacak bir başvuruyu tartışma konusu etmeden doğrudan AİHS 1 Nolu protokolün 2. maddesinde düzenlenen eğitim hakkı kapsamında göreceği kaydedildi. Veliler ve öğrencilerin, eğitim hakkı ihlali gerekçesiyle açtığı davalarda AYM'nin 2014-88 esas sayılı kararı emsal göstererek tazminat isteyebileceği kayde-dildi.
DİRENÇ, MİKTARI ARTIRIR
Hukukçular, “Bu karara rağmen eğitime takviye kursun önüne geçilemez. Velilere karşı yasak devam ettirilirse idare mahkemelerinde tam yargı davaları açılacaktır. İdare mahkemeleri bu emsal karar doğrultusunda tek yapacakları dava dilekçelerini esasa kaydederek tazminata hükmetmek olacaktır. Ayrıca kesin bir mahkeme kararının uygulanmaması tazminat miktarını artıran başka bir husus olarak kararlarda yerini alacaktır” değerlendirmesi yaptı.
TEŞEBBÜS HÜRRİYETİ YOK EDİLEMEZ
AYM'nin dershanelerin kapatılmasını iptal eden kararında, devletin eğitim hakkı çerçevesinde hizmet veren özel teşebbüslerle ilgili yükümlülükleri konusunda tespitler yer aldı. Kararda, “Kişilerin eğitim ve öğrenim hakları ile teşebbüs hürriyetini ortadan kaldıracak, kullanılamaz hale getirecek ya da ölçüsüzce sınırlandıracak düzenlemeler getirilemez. Bu alana demokratik toplum düzeni yönünden zorunlu olmadıkça devletin müdahale etmemesi gerekir” denildi.
KAPATMA ÖLÇÜSÜZ BİR SINIRLAMA
AYM kararında, dershanelerin eğitim ve sınav sisteminin yol açtığı bir sonuç olduğuna dikkat çekildi. “Devletin de yasal statüye kavuşturduğu dershanelerin doğurduğu sakıncaları önleyici tedbirler almak yerine, bu kurumların kapatılması yoluna gidilmesi, kişilerin sınavlara hazırlık kapsamında özel kurumlardan eğitim desteği alma imkânını ortadan kaldırmakta, eğitim ve öğrenim hakkını ihlal etmektedir” denildi. Yasaklayıcı bir yöntemle dershanelerin kapatılmasının, teşebbüs özgürlüğüne demokratik toplum düzeninde gerekli olmayan ölçüsüz bir sınırlama niteliğinde olduğu ifade edildi.
"HERKESE TAZMİNAT HAKKI DOĞAR"
Prof. Dr. Ersan Şen, AYM’nin dershane kararının ileriye dönük işleyeceğini belirterek eksikliklerin giderilmemesi durumunda çok yönlü tazminat davaları açılabileceğini söyledi.
Yüksek Mahkeme’nin iptal ettiği kanunlardan sonra Meclis’e süre verdiğini belirten Şen, “İptal kararlarının ardından boşluk olmasın diye Meclis’e bu süre verilir. Ancak AYM, dershanelere ilişkin davada bunu uygulanmadı. Çünkü AYM, kendisine başvurulduğu anda yani en başta yürürlüğü durdurma kararı vermedi. Aradan uzun zaman geçtiği için de Milli Eğitim Bakanlığı ‘kanun uygulandı hayatta kaldı’ dedi” ifadelerini kullandı. Meclis’in derhal toplanması gerektiğini belirten Şen şöyle devam etti: “Meclis, ortaya çıkan boşluğu, varsa zarar ve ziyanları, eksiklikleri giderip dershaneler faaliyetlerine devam edecekse de hukuki dayanaklarını oluşturmak için kanun çıkarmalı.
Geriye dönük tazminat davası açılamaz. Çünkü kanun meşru bir Meclis’in çıkardığı kanundur. Ama AYM kararı doğrultusunda boşluklar giderilmezse ileriye dönük zarara uğrayacak herkesin tazminat talep etme hakları olacaktır.”
"YANLIŞTA ISRAR TAZMİNAT GEREKTİRİR"
Ceza avukatı Sinan Topçu, Milli Eğitim Bakanlığı’nın yasanın şekil yönüne dayanarak Anayasa’ya aykırı bir uygulamada ısrar ettiğini söyledi. Topçu, “Bakanlık AYM’nin iptal kararının ardından yeni bir düzenleme gerekeceğinin arkasına sığınarak adım atmıyor.
Ancak bu yanlışta ısrar edilmesi, geciktirilmesi ve sürdürülmesi halinde öğretmeninden öğrencisine kurumlara kadar zarar gören herkesin tazminat davası açma hakkı var. AYM kararına dayandırılarak Türkiye AİHM nezdinde tazminata mahkum olabilir” diye konuştu.
"KÖTÜ NİYET ZARAR VERİR"
Ceza avukatı Hayrettin Açıkgöz, AYM kararının havada kalmaması gerektiğini belirtti. “Yürütmenin kötü niyetle düzenleme yapmaması halinde öğrenciler ve dershaneler zarar gördüklerini belirterek tazminat davası açabilirler” dedi.
YASA GEREKLİ
Açıkgöz şunları söyledi: “AYM dershanelerin kapatılmasıyla ilgili yasayı açıkça iptal etti. İptal kararından sonra eski yasa yürürlüğe girmiyor. Bu durumda yasamanın yeniden yasa yapması gerekiyor. Ancak buradaki boşluk nedeniyle dershaneler faaliyet gösteremez tezi doğru değildir. Çükü serbest teşebbüs hakkı vardır.”
"CEZAİ SORUMLULUK OLUŞUR"
Prof. Dr. Metin Günday, Milli Eğitim Bakanlığı’nın AYM kararının aksine adım atması halinde hukuki olarak sorumlu olacağını ve engellemenin cezai sorumluluk doğuracağını belirtti. Günday, “Kararı hiçe saymak en bariz şekilde görevi kötüye kullanmaktır.
Faaliyeti devam eden dershaneler öğrenci kaydedebilirler. Engelleyenler de tazminata mahkûm olur. Öğrenciler de tazminat yoluna başvururlar” dedi. AYM kararlarının herkesi bağladığına dikkat çekti.
“AYM açıkça Anayasa’ya aykırı dedi. Kanun iptal edildi, yürürlükten kalktı” şeklinde konuştu.
"DÜŞÜK PUAN ALAN 'ENGELLENDİM' DİYEBİLİR"
Evrensel Hukukçular Platformu Başkanı Hasan Basri Aksoy, AYM kararından sonra Milli Eğitim Bakanlığı’nın
düzenleme yapmaması halinde zarar görenlerin tazminat davası açabileceğini söyledi.
Dershanelerin engellenmesi halinde çok sayıda tazminat davası açılabileceğine işaret eden Aksoy, “Sınavlar kalkmadan dershanelerin kapatılması fırsat eşitliğine aykırı olacağından herhangi bir veli dava yoluna gidebilir. Hatta düşük puan alanlar bile engellendiği gerekçesiyle bu yola başvurabilir” dedi.
"ZARAR GÖRENİN ZARARINI TALEP ETME HAKKI VAR"
Prof. Dr. Levent Köker, AYM kararına rağmen Milli Eğitim Bakanlığı’nın tutumunu devam ettirmesi halinde zarar görecek olanların tazminat talep etme hakları olduğunu söyledi.
Köker, “Bence tazminat davası gayet açabilirler. Bu sebepten ötürü öğrenciler ve kurumlar ‘Hakkımız kayboldu’ derlerse sorun olamaz. Öncelikle idari yargıya müracaat ederler. Bakanlığın ısrarlı tutumları karşısında ise AYM’ye konuyu bireysel başvuru yoluyla yeniden taşıyabilirler” ifadelerini kullandı.
Bugün