Çağlayan dergisi bu ay dopdolu

"Her türlü zulüm ve engellemelere rağmen Hizmetin ayakta olup yoluna devam ettiğinin bir ifadesi olan Çağlayan dergisi direniş ve dik duruşun sembolüdür. Onun için Çağlayan’a sahip çıkmak hepimizin görevidir…"

SHABER3.COM

Abdullah  Aymaz | samanyoluhaber.com
ÇAĞLAYAN TANITIM ŞUBAT 2021

Şubat 2021 tarihli Çağlayan dergisinin Başyazısındaki M. Fethullah  Gülen Hocaefendi  “Bizim Dünyamıza Has  Altın  Sesler ve  Sözler”  başlığı altında gönülleri hoplatan ifadelerle yaşadığımız dünyayı aydınlatan, içlerimize inşirah saçan bu Altın Sesler  Ve  Sözlerin  güzelliklerinin  ruhlarımıza tesir eden gerçeklerini izhar ediyor. 

Prof. Dr. Atıf  Yorulmaz “Kamuflaj Ustası AHTAPOT” başlıklı yazısında, “Tabiattaki çeşitlilik, Rabbimizin binden fazla isminin ve sıfatının milyonlarla canlıda, sayısız mertebelerde, girift bir şekilde tezâhür ve tecellisi olarak görülebilir.” diyerek meseleyi bir nevi özetlemiş oluyor: “Bir akvaryumdan kaçmak için su fışkırtarak tepedeki ışıklara kısa devre yaptırıp söndüren, taşlar fırlatarak cam kırabilen, Hindistan cevizi kabuklarından koruma kalkanı yapan, aletler kullanan bir hayvan olarak insanı hayrette bırakır…”

İsmet Macit “Naziler Yargılanıyor” başlıklı yazısında, “Tek parti diktatörlüğüne” misaller veriyor. Bir zaman 28 Şubatçıların fikir kaynağının “iç düşman-dış düşman”  “yakın düşman – uzak düşman” kavramlarından anladığımız kadarıyla Hitler olduğunu anladığımız gibi, bu süreçte ülkemizdeki durumun aynen bir zamanlar Almanya’da olduğu gibi olduğunu da  anlıyoruz. Çünkü İngiliz tarihçi Ian Kershaw, Deutsche Welle’ye verdiği bir röportajda şunları söylemişti: “Almanya tek liderin söz sahibi olduğu bir devlet haline gelmiş, Hitler, iktidarını hiçbir kurumla paylaşmamış ve kimseye hesap vermek zorunda kalmamıştır. Hitler ülkeyi yok etme pahasına savaş başlatma ve savaşı sürdürmeye karar verdiğinde, Alman halkı ses çıkarmadan destek vermiştir.”

Nuh Aydın “Mikro Sanat Eserleri Bakteriler” başlıklı yazısında “Mâhir bir kimyager, harika bir dönüşüm makinesi veya usta bir sarraf gibi istihdam edilen bakteriler, gelecek yıllara damgasını buracak potansiyeldedir.

Prof. Dr. Erol Kılıç “Ayaklar Baş, Başlar Ayak Oldu” başlıklı Yazısında, “Yeniçeri Ordusunda ilk disiplinsizlik II. Mahmud zamanında başlamıştır. Vezir Halil Paşa yeniçerileri isyana teşvik etmiştir.” diyor. Cumhuriyet döneminde askeri vesayet kendi gücünü ve egemenliğini göstermek için de pek çok ihtilal denemeleri ve darbeler olmuştur. Böylece ayaklar baş, başlar ayak olmuştur. Günümüzde de farklı fakat  benzer bir kanunsuzluk hatta hoyratlık yaşanmaktadır. 

Dr. Eren Sağlam “Plüton’un Ötesindeki Gezegen” başlıklı yazısında “Güneş sistemi içinde yeni bir gezegenin olduğuna işaret edilmektedir. Neptüne benzer büyüklükte fakat henüz görülmemiş olan bir gezegenin, Güneş etrafındaki devrini 15 bin yılda gerçekleştiğini gösteren yeni deliller bulundu.” diyor. Üstad Hazretleri zaten hep on iki gezegenden söz etmektedir.

M. Fethullah Gülen Hocaefendi, “Kalbin Zümrüt Tepeleri” ile ilgili olarak “İnsibat” başlıklı yazısında, insanın kendi tabiatına aşma mânasına, derinlikli ifadelerle meseleyi ele alıyor ve bizleri yepyeni güzelliklere taşıyor.

Osman Demirel, “Kitab-ı Mübin Ve Higgs Parçacığı”  başlıklı yazısında, Kitab-ı Mübin anlatıldıktan sonra, kainatın her an yaratılışında her zerrenin her parçasının da yine sonsuz ilim-hikmet ve kudret ile yeniden yeniye inşası, istihdamının durumu ele alınıyor. Kainattaki oluşumları ve gelişen ilim ve fenlerdeki gizli sır ve incelikleri anlama adına Risale-i Nurların değeri de böylece öne çıkmış oluyor.

M. Fethullah Gülen  Hocaefendi “O Füsunkâr Gözler” naatında Efendimize (S.A.S.) olan Hasretini ve iç yangınını ifade ediyor.

Dr. Seher Sıla “İlim ve İnsanlığa Adanmış Bir Ömür İBRAHİM  CANAN”  başlıklı yazısında, 40’tan fazla eser vermiş olan merhum İbrahim Canan Hocamızı anlatıyor. Onun ibret ve dersler dolu hayatının bilinmesi bizler için çok önemlidir. 

Fatma Gündüz, “Hüzünlü Şehir KERBELA”  başlıklı yazısında Kerbela ziyaretini, Hz. Hüseyin’den günümüze devirler değişse de cevirlerin değişmediğini en içten duygularla ifade ediyor.

Zekeriya Çiçek, “Böceklerden Bir Yudum Tefekkür”  başlıklı yazısında, böceklerdeki sanat güzellikleri ve onların harika hislerini anlatarak bizleri tefekküre davet ediyor.

Aliye Yediveren, “Umut Yolcuları” şiirinde günümüz adanmış ruhlarının hâlet-i ruhiyelerini şiir diliyle ifade ediyor. 

Her türlü zulüm ve engellemelere rağmen Hizmetin ayakta olup yoluna devam ettiğinin bir ifadesi olan Çağlayan dergisi direniş ve dik duruşun sembolüdür. Onun için Çağlayan’a sahip çıkmak hepimizin görevidir…

<< Önceki Haber Çağlayan dergisi bu ay dopdolu Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER