'Bunlar daha iyi günlerimiz'

Gemiyle açılan araştırmacılar 200 istasyon ve 450 farklı noktada incelemelerde bulundu. Yapılan incelemelerde kirlilik dışında çarpıcı tespitler yapıldı. Proje lideri Hidrobiyolog Levent Artüz, çalışma sonuçlarını açıkladı. Artüz, "Bu seneki manzarayı arayacağız, bundan sonraki felaket müsilajı aratacak nitelikte olacak" dedi.

SHABER3.COM


Sevinç ve Erdal İnönü Vakfı bünyesinde yürütülen Marmara Çevresel İzleme Projesi (MAREM) kapsamında Marmara Denizi genelinde toplam 200 istasyon ve 450 farklı noktada araştırma yapıldı.

28 Ağustos'ta Tekirdağ Mürefte Limanı'ndan başlayan çalışmalar 4 Eylül tarihinde tamamlandı. Çalışmada müsilajın oluşumu, son durumu ve ekosisteme bıraktığı etkiler araştırıldı. Bu kapsamda Marmara Denizi'nin her yeri inceleme altında alındı.

Çalışmaya MAREM Proje Lideri Hidrobiyolog Levent Artüz, MAREM Proje Koordinatörü Bülent Artüz, Prof. Dr. Bahattin Yalçın, Prof. Dr. Dumrul Gülen, Prof. Dr, Celal Kurtuluş Buruk ve Dr. öğretim üyesi Aydın Dönmez katıldı.

Levent Artüz, çalışma sonuçlarını açıkladı. Artüz, "Müsilaj durumunun vahametinden dolayı Tekirdağ bölgesinde bir izleme istasyonu kurmaya çalışıyoruz. Müsilajın farklı safhaları var. Temmuz ayında biz müsilajın örtü safhası ile ilgileniyorduk. Ancak müsilaj kaybolmadı. Marmara Denizi'nde müsilaj duruyor ama şekli farklı. Doğal olarak ufak bir kısmı bakteriyolojik olarak parçalanıyor. Ama bu kadar büyük bir kitleyi parçalayacak bakteriler ileride ikinci bir sorunu yaratacaktır. Çünkü müsilaj yok olduğunda geriye çok ciddi bir bakteri biyokütlesi kalacak" diye konuştu.

'Marmara Denizi'nde renk değişimleri başladı'

Müsilaj için hazırlanan eylem planının henüz altının doldurulmadığını belirten Artüz, "Marmara Denizi'nde renk değişimleri de başladı. Marmara Denizi artık deniz rengi değil, gri bir renk oldu. Mesela son 15 senedir örneklediğimiz istasyonlar var. Onlardan biri de Marmara Denizi'nin biyoçeşitlilik açısından en zengin istasyonu. 2018 yılında bu istasyonda 200'e yakın tür tespit edilirken, bu sene yapılan çalışmada 21 adet farklı tür tespit edildi" dedi.

Marmara Denizi'nde biyoçeşitliliğin tamamen dibe vurmuş durumda olduğunu vurgulayan Hidrobiyolog Levent Artüz, "Marmara Denizi'ni canlıların neredeyse yaşamadığı bir ortam olarak adlandırabiliriz. Bir de normal kirlenmenin dışında çok ciddi renk değişimleri söz konusu. Şu an Marmara Denizi yıkılmış bir bina gibi. Ancak sorun müsilaj değil asıl sorun Marmara Denizi'nin kirletiliyor olması" sözlerini kullandı.

Hidrobiyolog Levent Artüz, sözlerine şu şekilde devam etti:

"Bu seneki manzarayı arayacağız, bundan sonraki felaket müsilajı arttıracak nitelikte olacak. Balıkçılık sezonu açıldı. O kadar uzun bir av yasağından sonra neredeyse sıfır balığa sahibiz. Marmara Denizi'nin kirletilmesi devam ettiği sürece her sene göreceğimiz felaket bir sonrakini aratacak nitelikte olacak. Bu felaketler gün geçtikçe büyüyecek. Sorun müsilaj değil, sorun Marmara Denizi'nin su kütlesinin kirli olması. Bu kirliliğin önlenmesi lazım. Bugüne kadar Marmara Denizi'ni biz mahvettik. Ama doğa şiir ya da şarkılardaki gibi değil. Doğa acımasız. Doğa yoluna devam edecek ve önüne çıkan engelleri ortadan kaldıracak. Şu an doğaya engel olan şey insanoğlu."
<< Önceki Haber 'Bunlar daha iyi günlerimiz' Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER