Seçim yarışında son viraja girildi. Sandığa beş gün kala iktidar ve yandaşları tehdit, baskı, gözdağı ve kirli propaganda da sınır tanımaz hale geldi.
Dolar’ın yükselişi nedeniyle finans çevreleri tehdit edilirken, CHP’nin belediye meclis adaylarına ilişkin fişlemeler ortaya döküldü. Dört bir yandan su alan “Amiral gemisi” Hürriyet’in internet sitesinde de yer alan haberde adayların “suçu” oldukça çarpıcıydı: (Yasal bir parti olan Meclis’te grubu bulunan) HDP içinde faaliyet göstermek.
DOLARDAKİ YÜKSELİŞE TEHDİT
57 milyondan fazla seçmen 5 gün sonra 1003 belediye başkanını seçmek üzere sandık başına gidiyor. Seçim günü yaklaştıkça Cumhur İttifakı cephesinden kendileri dışındaki tüm partilere yönelik şiddettin dozu da artıyor. Dolar’ın yükselişinden finans çevrelerini sorumlu tutan AKP’li Cumhurbaşkanı Erdoğan, önceki gün Yenikapı’daki mitingde adeta tehdit etti: “Piyasadan dolar toplayanlar, seçim arefesinde bu tür eylemler içine girenler hepinizin kimliğini biliyoruz. Seçim sonrası faturasını size ağır keseceğiz.”
GAZETECİLİK DEĞİL TETİKÇİLİK
Cumhur İttifakı cephesi seçim çalışmaları hızlandıkça kendileri dışında neredeyse tüm adaylara yönelik bir karalama kampanyası yürüttü. CHP’den İYİ Parti’ye, HDP’den SP’ye tüm adayları terörist olmakla suçladı. Sabah gazetesinde dün yer alan, ardından Hürriyet’in internet sitesinde yayımlanan haber ise “Bu kadarı da olmaz!” dedirtti. Haberde CHP, İYİ Parti ve Saadet Partisi’nden aday olan 334 ismin PKK/KCK bağlantılı olduğu “İstihbarat raporuna yansıdı” denildi. Ancak içerikteki bazı suçlamalar şaşkına çevirdi: “HDP’nin faaliyetlerdine katıldığı belirlendi!”
ANKET SAKLAMA İTİRAFI
İktidara yakınlığıyla bilinen Fehmi Koru, önceki gün kendi sitesinde yer alan yazıda ağır ithamlara ve anketlere dikkat çekti. Koru adayların ağır ithamlara maruz kalmasının “Anketler yalan söylüyor” tespitiyle bir ilgisi olup olmadığını sordu.
Bu seçim öncesinde kimseni anket sonucu açıklamadığını hatırlatarak bunun “Saklanma sebebi? Bilmiyorum. Ankara ve İstanbul’da iktidar partisi adayları için hoş olmayan bir tablo mu söz konusu? Uyarıların ağır olması bu yüzden mi?” sorusunu yöneltti.