'Zalimin zulmünü destekleyen veya zalimin zulmüne revaç veren, dinde merduttur.'

Samanyoluhaber.com yazarlarından Safvet Senih, 'Kırk Anbar' başlıklı yeni yazısında Tâhirî Mutlu'nun hazırladığı kitaptan alıntılar aktarıyor.

Hocaefendi:Nifak Marazı ve Şeytanî Atmosfer

“Kulluğu İçinde Bir Sultan TAHİRÎ MUTLU” Kitabının yazarı İhsan Atasoy Bey diyor ki: ‘Tahirî Mutlu’nun nereye gitse yanından eksik etmediği, kulluğa ait eşyaları arasında, seccade, sarık, cübbe yanında, KIRK ANBAR’ın yeri büyüktür. ‘Kırk Anbar’ kendi el yazısıyla hazırladığı kalın dua kitabıdır. Bu kitaba bu ismi kendisi vermiştir. İçinde kendi el yazısıyla Yâsin, Amme, Mülk, Fetih, Rahman gibi sureler yanında, bu sureleri okuduktan sonra onlarla ilgili özel dualar, Cevşen, Evrâd-ı Kudsiye, Tercüman-ı İsm-i Azam, Veysel Karanî’nin duası, Delâilü’n-Nur, Hülasatü’l-Hülasa, Sekine, Tahmidiye, Celcelûtiye ve Büyük Cevşen’de yer alan bütün dualara ilave olarak kendisinin çeşitli dua kitaplarından seçtiği özel dualar yer alır.
 
“Kırk Anbar, sadece bir dua kitabı değildir. Tâhirî Mutlu’nun, zaman zaman Risale-i Nur’dan, bazı âyet ve hadislerden ve hoşuna giden güzel ve ibretli sözlerden de yer yer içine dercettiği bir kitaptır.

“Kırk Anbar’da dikkatimizi çeken önemli bir husus da, içinde çok uzun bir dua listesinin yer almış olmasıdır. Bu dua listesinde Peygamber, Efendimizden (S.A.S.) başlayarak bütün peygamberler, evliya, asfiya, ecdadımız zikredildikten sonra, Üstad ve Nur Talebelerinden hayatta veya ölmüş olanları, kendi yakınlarından hayatta veya ölmüş olanları içine alan çok geniş bir isim listesi bulunmaktadır. Yakınında bulunanların şehadetiyle Kırk Anbar’da yer alan duaları ve isim listesini istisnasız her gece sabaha kadar baştan sona okuyup dua ettiği bilinir. Hatta bir keresinde Afyon’a birkaç günlüğüne gittiğinde Kırk Anbar’ı İstanbul’da unutur. Telefonla Rüştü Tafral’dan ister. Rüştü Tafral: ‘Ağabey, nasıl olsa birkaç güne kadar geleceksiniz, çok mühim mi?’ dediğinde: ‘Evet kardeşim, çok mühim, derhal Ekrem Kardeş’le onu bana gönder!’ der.

“Kırk Anbar” hayatta onun ayrılmaz bir parçasıdır. Diyebiliriz ki, onu kendisinden ölüm ayırdı.

“Kırk Anbar’ın sayfaları arasına serpiştirilmiş hadisler, âyetler, güzel menkıbeler de vardır. Adı üstünde, Kırk Anbar. Tahiri Mutlu’nun önemli bulduğu her şeyi içine yazdığı bir kitabıdır Kırk Anbar. Hatta yakınlarının vefat tarihlerini bile… Böylece kendimizi o büyük âbidin dünyasına biraz daha yakın hissedecek, onun içtiği pınardan feyiz almaya çalışacağız. 

“İlahi, bu kıldığım ibadeti ve taati Sen kabul eyle. Âhir vakitte imanımı şeytan şerrinden Sen sakla. Dilimi sekerat-ı mevtte kelime-i tevhid üzerine sâbit kıl! Âmin…’

“Zâlimin zulmünü destekleyen veya zâlimin zulmüne revaç veren, dinde merduttur.’ (Hadis-i Şerif)

“Sıhhatine aldanma… Bugün iyi olursun, belki yarın bunu bulamazsın. Bugün selamet ve rahatta olursun, yarın belki esarette, zindanlarda olursun. Her hâli düşün! Daima istikbalinin iyi olmasını bugünden hazırla. Ömür azdır. Her an ölümün şüphelidir. Üzerinde kimsenin hakkını bırakmaz. Herkesle helâlleş. Hz. Peygamberin (S.A.S.) buyurduğu gibi, yatarken vasiyetini de yaz, sonra uyu. Uyanacağını tam bilemezsin. 

“İnsanlar için hatalarını müdafaa etmek kadar kolay bir şey yoktur. Fakat bu ancak serserilerin işidir! Halbuki hatalarını tanımak, insanları başkalarının fevkıne çıkarır, ona asâlet verir.”

“En fena HIRSIZ, namaz hırsızıdır ki, rüku ve secdesinden doğrulunca kavme (ayakta durmayı) ve celseyi (teşehhüd mikdarı oturmayı) tekmil etmeyendir.” (Hadis-i Şerif) 

“Kırk Anbar’ın önemli bir özelliği de, içinde 700’e yakın ismi bulundurmuş olmasıdır. Ben bizzat 680 küsur ismi saydım. Lâyık olmadığım halde ismimi o listede ‘Hâfız İhsan’ (Atasoy) diye görmek, beni heyecanlandırdı ve Rabbime şükrümü artırdı! İnanıyorum ki, bu ve bunun gibi çalışmalarda onun dua ve himmetinin büyük tesiri vardır… Rabbimden dileğim, dünyada duasına nâil olduğumuz gibi ahirette de şefaatinden mahrum etmesin!

“Hayati Mansuroğlu’nun ifadesine göre; Tahirî Ağabey, bazı zenginlerin mal ve paralarını alıp hizmette kullanır. Mesleğimizdeki istiğnâ düsturu sebebiyle Sungur Ağabey bir gün kendisine bunu hatırlatır: ‘Ağabey, mesleğimizde bu var mı? Bu mesleğimize uygun mu?’ der. Tahirî Ağabey şu cevabı verir: ‘Kardeşim, o mallarını hizmette kullandığım kimseler, yarın kıyamet günü gelip bana teşekkür edecekler, ellerimden öpecekler!’

“Tevafuklu Kur’an’ın yurt dışında basılmasına bazı ağabeyler karşı çıkarlar. Formaları ellerinde bulunduranlar vermeye yanaşmayınca sıkıntı doğar. Bunun üzerine ortaya yeni bir formül atılır. Tevafuklu Kur’an’ın basımı için bir vakıf kurulmasına karar verilir. Böylece Kur’an, kişilerin inisiyatifinden çıkıp vakıf adına basılacaktır. Gerçi Zübeyir Ağabey, hizmet adına böyle bir müessese kurulmasına Üstad’dan müsaade edildiğine dair bir şey söylese de başka çare kalmaz. tevafukla Kur’an’ın neşri gayesiyle bugünkü Hizmet Vakfı kurulmuş olur…

“Vakfın Mütevelli Heyeti üyeleri arasında Tahiri Mutlu da bulunmaktadır. Vefat eden veya istifa eden üyelerin yerine yapılacak seçimde, vakfın tüzüğüne göre önce üç kişinin ismi yazılıp kapalı zarfa konulur. Neticede mevcut mütevelli heyet, o üç isimden birini seçer. Tahirî Mutlu’nun istifasından sonra yazdığı üç isimden birisi Fethullah Gülen Hocaefendi’dir. Hizmet Vakfı Mütevelli Heyeti o üç isimden Hocaefendi’yi üyeliğe seçer.

“Hocaefendi, Hizmet Vakfı’ndaki görevine bir müddet devam eder. Fakat daha sonra artan hizmetlere zaman bulamadığını ifade ederek izin ister ve Vakıf Üyeliğinden ayrılır.

“Tahiri Mutlu Ağabeyin vefatına üç gün veya dört gün kalmıştı. Kendisinde değişik bir hâl belirmeye başladı. Ne zaman Kur’an’ları kapatıp tashihe ara verecek olsak, dilinden şu dua eksik olmuyordu: ‘Üç gün yatak, dördüncü gün toprak! Namerde muhtaç etme Ya Rabbi!’ Ağır bir hastalığı yoktu. Hatta son gün ikindiden sonra alt kata inip Rüştü Ağabeyle Otuzuncu Lem’a’dan KAYYÛMİYET bahsini okumuşlar. Hatta enteresan bir şey oldu. Gece vefat ettiğinde bir kardeş, Rüştü Ağabeyi uyandırıp: ‘Ağabey, Tahirî Ağabey gitti!’ deyince, Rüştü Ağabey ölümüne ihtimal vermediğinden: ‘Bu gece vakti nereye gitti!’ demiş.”

O “Kulluğu içinde bir sultan olan Ağabeyimiz Tahirî Mutlu,” ruhunun ufkuna yürümüştü artık. Allah rahmet eylesin… 

Safvet Senih
<< Önceki Haber 'Zalimin zulmünü destekleyen veya zalimin zulmüne revaç... Sonraki Haber >>
ÖNE ÇIKAN HABERLER