Zirve Yayınevindeki cinayetlere ilişkin dava

Zirve Yayınevindeki cinayetlere ilişkin dava -Eski Malatya İl Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Ülger, savunmasını tamamladı -Ülgerin de aralarında bulunduğu 13 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme, duruşmay


MALATYA (A.A) - Zirve Yayınevindeki cinayetlere ilişkin davanın 51. duruşmasında dinlenen eski Malatya Jandarma Alay Komutanı emekli Albay Mehmet Ülger, savunmasını tamamladı. Ülgerin de aralarında bulunduğu 13 sanığın tutukluluk hallerinin devamına karar veren mahkeme, duruşmayı 14 Ocaka erteledi.
     Sanık Ülger, Malatya 3. Ağır Ceza Mahkemesindeki çapraz sorgusunda, mahkeme başkanı Hayrettin Kısa ve müdahil avukatların sorularını yanıtladı.
     Kısanın, savunmalarındaki çelişkilere işaret ederek sorular yönelttiği Ülger, tanık koruma programından yararlanan sanık İlker Çınar ile görüşme sayısını tam olarak hatırlamadığını, bu görüşmelerin istihbarat biriminin işi olduğunu iddia etti.
     Malatyadaki Romanların sayısıyla ilgili de istatistikler çıkardıklarının hatırlatılması üzerine Ülger, Misyonerler de Malatyadaki Ermeni vatandaşların sayısını çıkarmışlar. Bu suç değil mi- ifadelerini kullandı.
     Ülger, İnönü Üniversitesi öğretim görevlisi Ruhi Abat ile görüşmelerini ise Ben baldızımı kaybetmiştim. Mevlit okuttum sözleriyle açıkladı.
     Sol kulağındaki yüzde 60 işitme kaybı nedeniyle zaman zaman soruları tam olarak anlayamadığını ya da yanlış anlayabildiğini belirten Ülger, 1984 yılından beri Doğu ve Güneydoğuda görev yaptığını dile getirdi.
     Arif Doğan, Veli Küçük, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım, Cemal Temizöz, Şener Eruygur ve Muzaffer Tekini tanıyıp tanımadığı sorusu üzerine, Veli Küçükü bir kez gördüğünü, Mahmut Yıldırımı etraftan anlatılanlardan bildiğini, Cemal Temizözü Kayseri Jandarma Bölge Komutanı olduğu için katıldığı toplantılarda gördüğünü iddia eden Ülger, Sizin jandarma istihbarat veya JİTEM dediğinizin bir merkezi yok. Bunlar gariban şartlarda kalıyorlar. Ben o bölgelerde çalıştım ve bu insanların nasıl zor şartlarda görev yaptığını gördüm ve bu zor şartları bizzat yaşadım dedi.
     Ülgere, misyonerlik faaliyetlerinin bir suçmuş gibi neden izlendiğini soran mahkeme başkanı Kısa, Avrupada yaşayan Müslümanlar, Bizim şu kadar Müslüman nüfusumuz vardı şimdi şu kadar. Cami sayıları şu kadar diye zaman zaman açıklamalar yapıyorlar. Bunlar suç olabilir mi- Aynı şekilde bir Hristiyanın, Hak din Hristiyanlıktır demesi suç sayılabilir mi- dedi.
     Sanık Ülger, bunların suç sayılmayacağını söyledi. Zirve Yayınevine yönelik niçin bir izleme yaptıklarının sorulmasına üzerine Ülger, yayınevine yönelik bir izleme yapmadıklarını, çalışanlarını jandarma bölgesinde izlediklerini söyledi.
    
     -Yasa dışı dinlemeler-
    
     Zirve Yayınevinde öldürülen Alman uyruklu Tilman Ekkehart Geskenin eşi Suzanne Geske ve müdahil avukat Orhan Kemal Cengiz ile bazı jandarma personelinin, yasa dışı suç örgütü üyesi, terör örgütü mensubu, uyuşturucu kaçakçısı gibi gösterilerek cinayetlerden sonra telefonlarının dinlenmesine ilişkin soru üzerine Ülger, Ben hangi terör örgütü üyesiyim de benim ve eşimin telefonları dinleniyor peki- diye karşılık verdi.
     Hakimlerle ilgili fişleme yapılıp yapılmadığı sorulan Ülger, bilmiyorum yanıtını verdi. Ülger, olayın olduğu saatte, mobilya alışverişinde olduğunu iddia etti.
     Müdahil avukat Erdal Doğanın, Aynı saatlerde davanın sanıklarından Hurşit Tolon, İnönü Üniversitesinde konferanstaydı. Aynı programa 2. Ordu Komutanı Orgeneral Hasan Iğsız da katılmıştı. Üniversite o dönem sizin bölgenizde ve siz üniversitede bulunmuyordunuz. Bu durum askeri hiyerarşide normal midir- sorusuna sanık Ülger, Ben Hurşit Tolonun o gün Malatyada olduğunu basından öğrendim. Evet üniversite bizim bölgemizdeydi ancak Genel Komutanlıktan kesin talimat vardı. Bu tür programlara katılmamamız yönünde uyarılmıştık yanıtını verdi.
    
     -Ruhi Abatın savunması-
    
     Hazırladığı 500 sayfalık savunmasını okumaya başlayan tutuklu sanık İnönü Üniversitesi Öğretim Görevlisi Ruhi Abat ise cinayetlerle ilişkilendirilmesinin kendisi için onur kırıcı olduğunu savundu.
     Misyonerlikle ilgili araştırmalarının olduğunu kabul eden Abat, Evet ben araştırmalar yaptım. Yapmaya da devam edeceğim. Ben kodese tıkıldım. Ailemin, küçük kızımın yanından derdest edilerek hapse atıldım. Zirve Yayınevi cinayetinden haberim olsaydı, hayatımı ortaya koyar yine de bu çocukların bu yanlışı yapmasına izin vermezdim dedi.
     Mahkemenin, İlker Çınarın söylediklerini vahiy gibi gördüğünü, kendisinin söylediklerinin ise yanlış anlaşıldığını ileri süren Abat, İlker Çınarın, söylediklerinin yalan olduğunu ve bu yalanlara da yönlendirildiğini iddia etti.
     Duruşmaya 10 dakika ara veren mahkeme heyeti, Abatın savunmasına bir sonraki celse devam etmesini kararlaştırdı.
     Avukatların taleplerini alan heyet, sanıklar Mehmet Ülger, Haydar Yeşil, Abdullah Atılgan, Murat Göktürk, Mehmet Çolak, Adil Akçay, Ruhi Abat, Emre Günaydın, Abuzer Yıldırım, Salih Gürler, Cuma Özdemir, Hamit Çeker, Varol Bülent Aralın tutukluluk hallerinin devamına, bir sonraki celse gizli tanık Adıyaman ile müdahil avukatların talep ettiği köy korucusu Y.Anın dinlenmesine karar verdi.
     Duruşma 14 Ocak 2013e ertelendi.
    
     Muhabir: Ensar Özdemir
     Yayıncı: Ahmet Ekici
<< Önceki Haber Zirve Yayınevindeki cinayetlere ilişkin dava Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER