Ahşap ve çininin muhteşem uyumu: Eşrefoğlu

Ahşap ve çininin muhteşem uyumu: Eşrefoğlu Camii -İlk girişte insanı etkileyen anıtsal taç kapısı, üstün ahşap ve çini işçiliğiyle Selçuklu mimarisinin en güzel örneklerinden Eşrefoğlu Camii, yerli ve yabancı turistlerin ilgi odağın


KONYA (A.A) - Anadoludaki ahşap direkli camilerin en büyüğü ve orijinali olan Konyanın Beyşehir ilçesindeki Eşrefoğlu Camii, anıtsal taç kapısı, mihrap ve minberi, üstün ahşap ve çini işçiliği ile Selçuklu mimarisinin en güzel örnekleri arasında gösteriliyor.
     Eşrefoğlu Süleyman Beyin 1296-1299 yılları arasında yaptırdığı için bu isimle anılan cami, inanılmaz incelikte geometrik şekiller ve bitkisel bezemelerle kaplı minberi, renkli kalem işi süslemelere sahip tavanı ve konsollardaki kök boyalı motifleri ile ziyarete gelenlere adeta görsel şölen sunuyor.
     Birisi taç kapısı ve iki tahliye kapısı olmak üzere 3 kapısı, 35 penceresi olan camide 47 ahşap direk, tavanında ise 480 adet tali kiriş bulunuyor. Beyşehir Gölünün karşı tarafındaki Anamas Dağlarından getirilen sedir ağaçlarının 5-6 ay gölde ıslatılıp, fırınlanmasının ardından adeta betonlaşmasıyla elde edilen sütun ve kirişler, bu sayede ilk günden beri hiç değiştirilmeden camiyi ayakta tutuyor.
    
     -Ortasındaki karlık klima görevi üstlenmiş-
    
     Ortasında yer alan karlık denilen havuza çatıdaki karların doldurulmasıyla ortamın nemlendirildiği ve bu sayede sütunların çatlayıp kurumasının engellendiği 713 yıllık cami, bu özelliği ile diğer camilerden ayrılıyor.
     Damdaki karın açık alandan aşağıdaki havuza kürünmesiyle oluşan nem dengesinin, sedir sütunların uzun süre ayakta kalmasını sağladığı camide, bu havuza günümüzde kar doldurulmuyor. Ancak tavana yapılan kumandalı sistemle cami yine havalandırılıyor. Biriken kar ve buzun halka da dağıtıldığı havuzun, ayrıca camiyi serin tutarak, klima görevini de yerine getirdiği belirtiliyor.
    
     -Minberinde çivi ve tutkal yok-
    
     Caminin İmam Hatibi İsmail Efe, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Eşrefoğlu Beyliğinden kalan önemli bir eser olan caminin birçok özelliğinin bulunduğunu söyledi. Efe, Sütun ve kirişlerinin tamamı sedir ağacından yapılırken, sadece minberi ceviz ağacından yapılmış ve minberin yan cephesindeki bağlantılar haricinde hiçbir tarafında çivi ve tutkal kullanılmadan kündekari tekniği ile yapılmış dedi.
     Minber kapısının üst kısmında, labirente benzeyen şeklin tam ortasında Allah, alt kısmında Muhammed ve dört halifenin isminin yazıldığını anlatan Efe, şunları kaydetti:
     Minberin etrafına oyma sanatıyla Ayetel Kürsi yazılmıştır. Kemerin üzerinde minberi yapan ustanın vasfı ve ismi gizlenmiş. Minberin yan cephelerinde muhteşem bir işçilik var. Eğri kesim tekniği, oymacılık, kakmacılık tekniğinin uygulandığı bir sanat görüyoruz. Minberin tam ortasında bir şekil var. Etrafındaki şekiller güneşi sembolize ediyor. Çevresindeki yıldızlar ve büyük şekiller ise gezegenleri temsil ediyor.
    
     -Turkuaz ve patlıcan moru çiniler-
    
     Caminin mihrabındaki çinilerin yüzde 90ına yakınının orijinal olarak günümüze geldiğini aktaran Efe, Eşrefoğlu Camiinin mihrabında 4,58 metre eninde 6,17 metre yüksekliğindeki çinilerin tamamı Selçuklu çinisi. Ağırlıklı olarak turkuaz ve patlıcan moru iki renk kullanılmış. Bu renkleri günümüz teknolojisiyle bile elde etmek mümkün değil. Kubbe tuğlalarla çevrili çini kaplamadır diye konuştu.
     Mihrabın alt kısımlarının yaklaşık 70 yıl önce zarar gördüğünü, 2004 yılına kadar yeşil bir perdeyle kapatılan bu kısmın restorasyonla düzeltildiğini anlatan Efe, şöyle devam etti:
     Ancak günümüz teknolojisiyle yapılan değişiklikle bile orijinal çini gibi yapılamadı. Mihrap üzerinde 8 kollu bir yıldız var. Bu Selçuklu yıldızı, aynı zamanda cennetin 8 kapısını temsil ediyor. Diğer bir görüş kabarık olan yer Anadoluyu temsil ediyor, etrafındaki 24 ok ise o tarihteki 24 Oğuz boyunu temsil ediyor. Diğer bir görüş ise bir gün 24 saattir, her bir ok bir saati temsil etmektedir.
    
     -UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesinde-
    
     Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Yaşar Erdemir de Eşrefoğlu Camiinin, Anadoluda inşa edilen ve günümüze kadar gelebilen ahşap direkli, en büyük ve orijinal cami olduğunu belirtti. Erdemir, Ahşap olmasının yanında içindeki süslemelerle emsali olmayan bir örnek. Sadece ahşap süsleme değil taş, tuğla, alçı süslememeleri ile Türk süsleme sanatında kullanılan dekorasyonların hepsini bir arada Eşrefoğlu Camiinde görmek mümkün diye konuştu.
     Konya Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile cami hakkında rapor hazırlayarak, Kültür ve Turizm Bakanlığına sunduklarını aktaran Erdemir, UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesine alınan bu caminin önümüzdeki yıllarda daimi listeye alınmasını bekliyoruz dedi.
    
     Muhabir: İbrahim Yozoğlu
     Yayıncı: Metin Bolat
<< Önceki Haber Ahşap ve çininin muhteşem uyumu: Eşrefoğlu Sonraki Haber >>

Haber Etiketleri:
ÖNE ÇIKAN HABERLER