Resmi adı
Libya Arap Halk Sosyalist Cemahiriyesi olan Libya'da
Albay Muammer
Kaddafi'yi
iktidara getiren 1
Eylül 1969 darbesinin yıl dönümü yaklaşırken, Kaddafi'nin yerini henüz bilen yok.
Kaddafi'nin sosyalist ve İslami teorileri birleştirerek oluşturduğu ve
Yeşil Kitap'ta ortaya koyduğu öğreti çerçevesinde yönettiği
ülkesinde kendisine karşı geçen
Şubat ayında başlatılan protestolara kanlı müdahalesi yüzünden iç savaşa sürüklenen ülkede artık muhalifler zafere çok yakın.
Başkent Trablus'a hafta sonunda giren muhalifler, yer yer direnişle karşılaşarak çatışmaya girse de Kaddafi'nin karargahı Bab-ül Aziziye'ye girmeyi başardı, ancak Kaddafi ve ailesinin nerede olduğu henüz belli değil.
Kaddafi devrinden sonra ülkenin yeni yönetimini oluşturacak
Ulusal Geçiş Konseyi'ne ise ülkenin selameti için muhalifler içinde bir uzlaşma hükümeti kurulması çağrıları yapılıyor.
42 yıldır iktidarda olan Kaddafi'nin sonunu getiren, "Üçüncü Evrensel Teori" olarak adlandırdığı ve "Yeşil Kitap"ta ortaya koyduğu siyasi
sistem, komünizme ve kapitalizme bir alternatif oluşturmayı amaçlarken İslam'a, kendi bakış açısı çerçevesinde bağlı kalıyordu.
Kaddafi'nin devrimi büyük ölçüde, ülkesini dünyanın geri kalanından ayrı tutma temeline oturuyordu. Kaddafi'nin yönetimi, "kitlelerin devleti" olarak tercüme edilebilecek "cemahiriye" sistemine dayanıyordu.
Sistemde iktidar çeşitli
halk komitelerinin elinde tutulmasına rağmen pratikte, Kaddafi'nin karşı çıkılamaz bir gücü bulunuyordu.
Yeşil Kitap
modern liberal
demokrasiyi reddediyor ve "halk komiteleri" temeline dayalı "doğrudan demokrasi" biçimini savunuyor.
Ancak Kaddafi'nin, bu kurumları pratikte, otokratik siyasi baskının bir aracı olarak kullanması 42 yıllık iktidarı sona erdirme aşamasına getiren sebeplerden biri oldu.
Kaddafi'nin, 1975'te demokrasi konusundaki görüşlerini ve siyasi felsefesini ortaya koyduğu "Yeşil Kitap" yayımlandı.
-KADDAFİ VE ARAPLAR-
İtalya'dan bağımsızlığını 1951'de kazanan Libya, 1959'da büyük petrol rezervlerinin keşfedilmesiyle zengin bir monarşiye dönüştü. Ancak 10 yıl sonra 27 yaşındaki
Muammer Kaddafi Kral İdris'e karşı yapılan darbeyle yönetime el koydu ve ülke tarihinde radikal yeni bir sayfa açıldı.
İslam'ın temel ilkeleri ve
yerli sosyalizm temeline dayalı yeni bir toplumun inşasına başlamadan önce yeni rejim, kapitalizm ve komünizm gibi "
ithal ideolojilerin" ve
yabancı etkisinin tüm izlerini silmeye çalıştı.
"Sosyalizm, birlik ve
özgürlük" sloganıyla yönetime el koyan Kaddafi, Batının
Arap dünyası üzerindeki "tehlikeli etkisine" şiddetle karşı çıkarken, İsrail'in yıkılması gerektiğini düşünüyordu. Filistinliler ve dünyanın değişik yerlerindeki diğer silahlı gruplara
destek veren Kaddafi, Arap dünyasının birliğinin gereğini savunuyordu, ancak artık
Arap ülkeleri Kaddafi'yi değil, muhaliflerin konseyini meşru temsilci olarak tanıyor.
Mısır Cumhurbaşkanı Abdülcemal Nasır'ın 1970'teki ölümünden sonra Arapların liderliği rolüne soyunan Kaddafi, Arapların bu konuda kendisine pek destek vermemesinden hayal kırıklığına uğradı ve 2001'deki bir açıklamasında, Afrika'nın kendisine "
Irak ve Suriye'den daha yakın olduğunu" söylemişti.
Arap liderler açısındansa Kaddafi, her zaman ciddiye alınamayacak kadar hayalperest olarak görüldü.
Bugün artık Kaddafi'nin devrinin dolduğunu söyleyen aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 50'ye yakın ülke ülkenin tek meşru temsilcisi olarak muhaliflerin Ulusal Geçiş Konseyi'ni tanıyor.
(BDR-ŞP)25.08.2011 12:27:07