Ergenekon soruşturması kapsamında tutuklanan gazeteci
Ahmet Şık'ın
avukatları, basılmaya hazırlandığı belirtilen 'İmamın Ordusu' adlı kitabının tüm nüshalarının toplatılması kararına
itiraz etti.
İstanbul 12. Ağır
Ceza Mahkemesi, kitabın
örgüt propagandası ve adil yargılamayı etkileme amacıyla yazıldığı gerekçesiyle nüshalarına el koyma kararı vermişti.
Gazeteci Ahmet Şık'ın avukatları
Fikret İlkiz, Akın
Atalay ve Bülent Utku, kitabın tüm nüshalarına el konulması kararını veren İstanbul 12.
Ağır Ceza Mahkemesi'ne iki sayfalık dilekçe verdi. Dilekçede, 24
Mart 2011'de İstanbul
Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü'nden
telefon edildiğini belirten avukatlar, polisin,
mahkemenin verdiği karar ile bu karara dayanan savcılığın talimat yazısını bildirdiklerini kaydetti.
Mahkemece verilen el koyma kararının bir örneğinin kendilerine verilmemesi nedeniyle kapsam ve mahiyetini bilmediklerini ifade eden avukatlar, savcılığın bu karara dayalı olarak "Şüphelinin avukatındaki nüshalara da el konulması, aksi davranışın hem CMK'nın 124. maddesi hem de örgüte
yardım suçunu oluşturacağı" şeklindeki talimat yazısı nedeniyle el koyma kararına itiraz ettiklerini belirttiler.
CMK'nın 124. maddesine göre haklarında
disiplin hapsi uygulanabileceği yönündeki bildirimin kanunun açık ve emredici hükmüne aykırı olduğunu ifade eden avukatlar dilekçede, "Savunma hakkına yönelik açık bir tehdit oluşturduğu kanaatiyle, bu vahim ve ürkütücü bildirim ve
uygulamayı, sayın hakimliğin ve gerektiğinde itirazı inceleyecek sayın mahkeme heyeti üyelerinin takdir ve değerlendirmesine sunuyoruz. Ve bu uygulama karşısında söylenecek söz bulamadığımızı belirtmekle yetinmek istiyoruz." dedi.
CMK'nın 124. maddesinin son fıkrasında disiplin hapsi uygulamasının tanıklıktan çekinebilecekler hakkında uygulanamayacağının yer aldığını ifade eden avukatlar kendilerinin de tanıklıktan çekinme hakkına sahip olduklarını belirtti. Bu nedenle
şüpheli ve tanıklıktan çekinme hakkına sahip kişiler arasındaki mektuplara ve belgelere CMK'nın 126. maddesi kapsamında el konulamayacağını anlatılan dilekçede, "Belirtilen bu açık yasal hüküm dikkate alınarak, hakimliğinizce verilen el koyma kararının kaldırılmasını veya bu el koyma kararının, şahsımızı ve tanıklıktan çekinme hakkına sahip olanları kapsamadığının kararda ayrıca ve açıkça belirtilmesini talep etme zorunluluğu doğmuştur." ifadeleri kullanıldı.
Kitabın nüshasının teslim edilmemesinin "örgüte yardım" suçunu oluşturacağı şeklindeki kararla ilgili "Hukuk tarihinde eşine rastlanmayacak bir bildirimle karşı karşıya kaldığımızın da tarihe bir not olarak düşülmesi kanısındayız." denilen dilekçede, el koyma kararının kaldırılması, kaldırılmaması durumunda da kararın, tanıklıktan çekinme hakkına sahip olanları kapsamayacağı şekilde düzeltilmesi talep edildi.
Adliye çıkışında basın mensuplarının sorularını yanıtlayan avukat Akın Atalay, sadece CMK'nın açık hükümlerine göre değil, evrensel hukuk ilkelerine göre de şüpheli ile avukatı arasındaki her türlü yazışma ile soruşturmaya ve
savunmaya ilişkin belgelere asla el konulamayacağını söyledi. Bunun istisnası olmadığını ifade eden Atalay, "Mahkemeye verdiğimiz dilekçemizde henüz bir yargılama yapılmadan bir kitabın
imha edilmesinin çok vahim ve kabul edilemez bir durum olduğunu düşündüğümüzü söyledik. Eğer teslim etmezseniz örgüte yardım suçunun oluşacağı şeklindeki tespitinde savunmaya yönelik açık bir tehdit olduğunu dile getirdik. Bu konudaki yasal haklarımız neyse ve ne yapabileceksek bütün bu girişimleri sonuna kadar takip edeceğiz. Soruşturmanın geldiği nokta itibariyle en azından müvekkilimiz Ahmet Şık yönünden artık olay,
adalet duygusunu rencide etme noktasındadır." dedi.
Savcı Zekeriya Öz'ün talebi üzerine
nöbetçi 12.
Ağır Ceza Mahkemesi söz konusu kitabın nüshaları için el koyma kararı vermişti. Bu karar üzerine polis, bir
yayınevi ve bir gazetecideki nüshaları almıştı. Nüshaların bulunduğu tespit edilen kişilere de teslim etmeleri yönünde bildirimde bulunulmuştu.