İzmir Cumhuriyet Başsavcısı Durdu Kavak, yargının bağımsızlığı konusunda bir sorun olduğunu düşünmediğini söyledi. Yeni adli yılın açılışı dolayısıyla İzmir Adliyesi önünde tören düzenlendi. Atatürk Anıtı'na çelenk konulmasının ardından saygı duruşunda bulunuldu, İstiklal Marşı okundu. Başsavcı Kavak, törende yaptığı konuşmada, daha önceki toplantıların çoğunda, yargının fiziki sorunlarının, bağımsızlığının, hakim, savcı ve personelin özlük hakları sorunlarının konuşulduğunu kaydetti. Günümüzde, verilen hizmetin kalitesini yükseltme adına daha ileri düzeyde neler yapılması gerektiğinin konuşulduğunu belirten Kavak, ''Bu çok güzel bir şey. Ben yargının bağımsızlığı konusunda bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Sadece uygulamalara bakarak, uygulamadaki bir kısım yanlışlıklardan hareketle, bir kısım uygulama hatası anlamında tarafsızlığımızda bir miktar sorun olduğunu düşünüyorum'' dedi. Kavak, hakim ve savcıların, objektif ve sübjektif olmak üzere iki tür tarafsızlığı olduğunu kaydederek, şöyle devam etti: ''Objektif tarafsızlığı, karşısına gelen taraflardan herhangi birinin tarafını tutmaması demektir. Sübjektif tarafsızlığı ise hakim, savcının kendi görüşünün, kendi inancının, yaşam biçiminin etkisinde kalmaksızın kararlarını vermesi demektir. Bence önemli olan da budur. Son zamanlarda maalesef Türkiye'de bunun yanlış örneklerini yaşadık. İnşallah bundan sonra yaşamamayı diliyorum. Ama tüm bunlara rağmen, yargının yapmış olduğu bu tarz münferit hatalara rağmen, sınırsızca ve sorumsuzca ve de insafsızca eleştirilmesine de kusura bakmayın katılmıyorum arkadaşlar.'' Kavak, hakim ve savcıların çok büyük risk alarak, hatta ailelerini ihmal etmek adına büyük özveri göstererek çalıştıklarını söyledi. ''Sesinizi değil, sözünüzü yükseltin'' sözünü hatırlatan Kavak, ''Ağaçları büyüten gök gürültüleri değil, yağmur damlalarıdır'' dedi. Kavak, çağdaş demokrasilerde, rejimin teminatının sadece yargı olduğuna dikkati çekerek, ''Rejimin teminatı konumunda olan biz hakim ve savcılar, biz yargı mensupları, diğer kamu görevlilerine nazaran görevimizi yaparken daha dikkatli olmak durumundayız'' diye konuştu. Kavak, adliyeye yeni atandığını hatırlatarak, hizmet verirken iyi idareci değil, adil idareci olacağını söyledi. -BARO BAŞKANI PEKDAŞ- İzmir Barosu Başkanı Sema Pekdaş da yaptığı konuşmada, hukukun üstünlüğünün egemen olduğu bir yıl dileğinde bulunarak, baroların, sadece avukatlık mesleği ile ilgili bir meslek kuruluşu olmayıp, aynı zamanda hukukun üstünlüğünü, başta insan hakları olmak üzere her türlü hak ve özgürlükleri savunmak ve korumak, alanlarını genişletmek ve her koşulda demokrasiye katkı yapmakla görevli kuruluşlar olduğunu belirtti. Demokratik bir sistemde, her türlü eleştirinin yurttaşların temel hakkı olduğunu ve hiçbir kişi ve kurumun eleştiri dışı kalamayacağını ifade eden Pekdaş, yerleşik kurumların ve uygulamaların eleştirilmediği bir toplumda, demokrasiden söz etmenin de mümkün olmadığını söyledi. Pekdaş, kapatılan DGM'lerin devamı niteliğinde olan CMK 250 kapsamındaki özel görevli ağır ceza mahkemelerinin, demokrasi, hukuk devleti ve adil yargılanma hakkının zorunlu koşulu olarak ivedilikle kapatılması gerektiği görüşünü dile getirdi. İzmir Bölge İdare Mahkemesi Başkanı Osman Ermumcu ise özellikle Kabahatler Kanunuyla başlayan ''idari yargının görev alanını daraltma ve yetki alanını tırpanlama faaliyetlerinin gün gün daha da ileriye gittiğini'' söyledi. ''İdari yargının, yargı dışı bir kuruluş pozisyonuna gelmekte olduğunu görmekteyiz'' diyen Ermumcu, yeni yargı yılında idari yargının, Anayasa'daki önemine uygun bir yer edinmesi temennisinde bulundu. -''GÜVEN DUYULMAYAN BİR YARGININ ADİL OLDUĞUNDAN SÖZ EDİLEMEZ''- Adli Yargı Adalet Komisyonu Başkanı Akar Karasu da hukuk devletinde yasa koyucu da dahil devletin tüm organlarının, faaliyetlerinde, Anayasa ve hukukun üstünlüğü kurallarına göre hareket ettiklerini belirtti. Yargı bağımsızlığı ve hakim güvencesinin önemini vurgulayan Karasu, ''Yargıda doğrunun bulunup adaletin gerçekleştirilmesi kadar, yargıya güven ve saygının sağlanması da çok büyük bir önem taşımaktadır. Güven duyulmayan bir yargının adil olduğundan, toplum vicdanını tatmin ettiğinden söz edilemez'' diye konuştu. Karasu, saygı ve güven sağlama görevinin en başta yargıya düştüğününü belirterek, ''Haritada yerini bulmakta çok güçlük çektiğimiz bir bölgede, tanımadığımız, hatta mevcudiyetinden habersiz olduğumuz bir kişinin temel hak ve özgürlüğü, insanlık onuru ve haysiyeti saldırıya uğramışsa o insan biziz. Çünkü onun kişiliğinde, gerek birey gerek toplum olarak hepimizin temel hak ve özgürlüğü, hepimizin insanlık onuru çiğnenmektedir'' dedi. Törene, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi Başsavcısı Celal Kocabaş'ın yanı sıra, savcı, hakim ve avukatlar katıldı. (NAZ-AYT-BAH-SA)06.09.2011 13:45:56