Yakub'un (as) Yusuf'a (as) hasreti

Yavuz Alp

Yavuz Alp

05 Kas 2016 15:58
  • Kur'an-ı Kerim'de bildiğiniz gibi Peygamber Kıssa'ları vardır. Her biri başlı başına birkaç yazı konusudur. Bu kıssalar içerisinde Hz Yusuf'un (a.s) kıssası'nın ayrı bir yeri vardır. Kur'an bu kıssaya Ahsen'ül Kasas yani kıssaların en güzeli demiştir.

    Bu kıssada kısaca özetlenecek olursa; Hz Yusuf 'un (a.s.)
    -kardeşleri tarafından kuyuya atılması
    -kuyudan çıkarılıp Mısırda köle olarak satılması
    -firavunun sarayında çalışması
    -bir iftiraya uğrayıp zindana atılması
    -zindandan çıkarılıp saraya maliye bakanı olması başlıkları altında sıralanabilir.

    Bu kıssada hüzün ve sevinç bir aradadır. Hz Yusuf'ta (a.s.) olduğu gibi bütün Peygamberler'in hayatları çile ve ızdırablarla geçmiştir. Onların hiç biri başlarına gelen bu sıkıntılardan dolayı şikayetçi olmadığı gibi hep sabır ve tam teslimiyet içinde olmuşlar, hayatlarını tabiri caizse lütfun da hoş kahrın da hoş felsefesi içinde geçirmişlerdir.

    Günümüzde Peygamberlerin yolunu kendilerine yol seçmişlerin yani hayatlarını onlardan öğrendikleri düsturlarla yaşamaya çalışanların da benzer problemlerle karşılaşmaları kaçınılmazdır. Tarihe bir göz attığımızda Allah Dostları diyeceğimiz bütün büyüklerin hayatları bu tür çile ve sıkıntılarla doludur.

    Günümüz hadiselerine bu kıssa perspektifinden baktığımızda çok şeylerin bire bir örtüştüğünü görmek mümkündür. Zaten Peygamber Kıssaların özelliği sadece o zamana değil bütün zamanlara hitap etmesidir.

    İlk olarak kardeşlerle imtihan söz konusudur veya kardeşlerin kıskançlığı, hasedi, nihayetinde de ihaneti söz konusudur.

    Son süreçte duyduğumuz birçok hadise, gerçekten inanılması zor bile olsa kardeş ve yakın akrabalarla da bu imtihanın ağır bir şekilde yaşandığını göstermiş ve göstermektedir.

    Allah'ın izni ile bu günler geçtiğinde bu yaraların sarılması adına zor bile olsa arkadaşlarımıza Kuran'da belirtildigi gibi ;
    “Bugün size karşı sorgulama, kınama yoktur. Sizi Allah bağışlasın. O, merhametlilerin (en) merhametlisidir.” (Yusuf Suresi,92) deyip Yusufvari (a.s.) davranmak ve onları affetmek düşecektir.

    Yine bu süreç içerisinde kardeşlerinin Hazreti Yusuf'u (a.s.) kuyuya attıktan sonra babaları Hazreti Yakub'u (a.s.) onu kurt yediğine inandırmak için senaryo üretip, gömleğini kana bulayıp babalarına getirdikleri gibi.

    Benzer senaryolar oluşturulup binlerce insan kendileriyle hiç örtüşmeyen, uzaktan yakından alakası olmayan nice iftiralara maruz kalmış , evlerinden işlerinden olmuş, zindanlara hapislere atılmış, işkencelere maruz kalmıştır. Ve hala benzer uygulamalar devam etmektedir.

    Bunlara ilaveten bu insanların bir araya gelerek kurdukları müesseseler haksız yere ve hiçbir mantıklı gerekçe gösterilemeden yağmalanmış, ellerinden alınmış ve şimdilerde de başkalarına peşkeş çekilmektedir.

    Bu gönül insanları yapılan bunca haksızlıklara kanunsuzluklara karşı da Hz Yakub'un (a.s.) evlatlarına dediği gibi;

    “...Bundan sonra (bana düşen) güzel bir sabırdır. Sizin bu düzüp-uydurduklarınıza karşı (kendisinden) yardım istenecek olan Allahtır. (Yusuf Suresi 18) Deyip Yakup (a.s.) vari davranmak düşecektir.

    Dokunmaya çalıştığımız bu hususlar Yusuf (a.s.) Kıssası'nı bir derya kabul edersek sadece damladan ibarettir.

    Yaşanan bu süreçte gerçekler bir bir ortaya çıktıkça bu günler tarihin sayfalarında yerini alırken kimileri için yüz akı olacak, kimileri içinse kara bir sayfa olarak sonraki nesillere aktarılacaktır. Ama gönül erleri bugüne kadar yürüdükleri bu yolda hiç bir zaman durmadan yürümeye devam edecektir.

    Yakub'un (a.s.) hasretini bitirip Yusuf'una (a.s.) Kavuşturan Rabbim onları da İnşallah bir gün vuslatlarına kavuşturacaktır.

    05 Kas 2016 15:58
    YAZARIN SON YAZILARI