NATO Türkiye'yi dışlıyor mu?

Türkmen Terzi

Türkmen Terzi

10 Eyl 2022 08:01
  • Türkiye 1950’de Kore Savaşı'na asker göndermesi ve ardından Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü (NATO) üyesi olması ile Batı ittifakına katılmış oldu. Soğuk Savaş döneminde ittifakın güneydoğu sınırlarını koruma sorumluluğunu Türkiye üstlendi. NATO müttefikleri arasında en büyük ikinci kara ordusuna sahip olan Türkiye, Rusya'nın Ukrayna'yı işgal etmesinden bu yana da Karadeniz bölgesinde bir güvenlik aktörü haline geldi. Türkiye'nin kilit NATO statüsüne rağmen, önemli NATO liderleri, Recep Tayyip Erdoğan'ı özellikle Suriye'deki askeri eylemleri hakkında en sert şekilde uyarmaktan çekinmiyorlar. 

    ABD, Erdoğan hükümetinin Rus yapımı S-400 hava savunma sistemini satın alma kararı nedeniyle Türkiye'nin savunma sanayiine sert ambargolar uyguladı. Ve Fransa, Almanya, Norveç ve Finlandiya, Türkiye'nin Suriye'deki silahlı Kürt gruplara yönelik operasyonunun ardından Türkiye'ye askeri teçhizat satışını askıya aldı.

    Dönemin Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Almanya Şansölyesi Angela Merkel, İngiltere Başbakanı Boris Johnson ve ABD Başkanı Donald Trump, Türkiye'nin Suriye’deki silahlı Kürt gruplara yönelik askeri operasyonlarına derhal son verilmesi çağrısında bulunmuşlardı. Daha da ötesi 2019'da ABD Senatörü Lindsey Graham, o zamanki Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komisyonu Başkanı Kongre Üyesi Eliot L. Engel ve dönemin Savunma Bakanı Mark Esper, Türk ordusunun Irak ve Suriye’de IŞİD’i yok etmede ABD'ye yardım eden Kürt grupları hedef aldığı için ABD'nin Türkiye'yi NATO'dan çıkarmayı düşünmesi gerektiğini önerdiler.

    Erdoğan, Türkiye'nin Suriye'den kaynaklanan Rusya tehdidine ilişkin endişelerine rağmen, 2015 yılında Patriot füze bataryalarını Türkiye'den çektiği için NATO'yu artık güvenilir bir örgüt olarak görmüyor. Türk kamuoyunda NATO'nun Kürtleri ve Yunanlıları Türklerden daha iyi müttefikler olarak görmeye başladığına dair artan bir algı var. Erdoğan'ı Türkiye'nin Suriye'de Ekim 2019'da Kürtleri hedef alan askeri operasyonu konusunda uyaran NATO üyelerinin liderleri, Batılı ülkelerin Kürtleri IŞİD'e karşı Türklerden daha iyi bir müttefik olarak gördüğünün en açık delili.

    ABD ve Yunanistan arasındaki savunma işbirliğinin artması, Yunanistan ile Ege adaları konusunda anlaşmazlık içinde olan Türkiye için panik kaynağı oldu. Türkiye’nin NATO müttefiki ABD, Yunanistan ile askeri işbirliğini genişleterek Türkiye'nin Ege Denizi'ndeki gücünü doğrudan baltaladı. Türk Savunma Bakanlığı, Ağustos ayında, Ege ve Doğu Akdeniz'de görev uçuşu yapan Türk jetlerinin Yunanistan’a ait S-300 hava savunma sistemi tarafından taciz edildiğini duyurdu. Erdoğan, Amerika'nın Yunanistan'daki dokuz Amerikan üssünün Rusya için değil Türkiye için bir tehdit olduğundan şikayet etti.

    Amerika’nın Yunanistan’daki askeri faaliyetleri Yunanlı muhalefeti de endişelendiriyor. Yunan milletvekili Kleon Grigoriadis, Başbakan Kyriakos Mitsotakis hükümetini ülkeyi "dev bir ABD üssüne" dönüştürmekle suçladı. Türkiye bu yılın Şubat ayında NATO'ya katılmasının 70. yıldönümünü kutladı. Bugün gelinen noktada Ankara, Atlantik Örgütü ile yaşadığı bütün gerilimlere rağmen, PKK ve Hizmet Hareketi gönüllülerine ev sahipliği yapmakla suçladığı Finlandiya ve İsveç'in NATO üyeliğine karşı çıkabilecek gücü kendinde görebiliyor.

    Erdoğan, PKK'nın Suriye uzantısı olan Demokratik Birlik Partisi'ni (PYD) destekleyerek Türkiye'nin güvenlik endişelerini baltaladıkları için ABD ve diğer NATO üyelerine yönelik hayal kırıklığını defalarca dile getirdi. Türkiye'nin popülist lideri Erdoğan, öte yandan, başta ABD olmak üzere NATO müttefiklerinin uyarılarına rağmen Rus S-400 füze sistemini satın aldı. Ayrıca Rus lider Vladimir Putin ile yakın bir ilişki kurdu. Erdoğan'ın Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Ukrayna'ya yönelik savaşın başlamasından bu yana Rusya'ya uygulanan Batı yaptırımlarına katılmadı ve Erdoğan şimdi “Putin'in NATO'daki Truva atı” olmakla suçlanıyor.

    Her krizden yararlanma yeteneğine sahip bir siyasi kişi olarak ün kazanan Erdoğan, Türkiye'nin dış politikasını ülkenin ulusal çıkarlarından ziyade kendi aile menfaatlerine göre formüle ettiği için birbirine düşman ülkelerin veya ittifakların her biri ile yakın ilişkiler kurmaktan çekinmiyor. Böylece, Erdoğan'ın oportünizmi, NATO ülkeleri için ciddi bir güvenlik tehdidine neden oluyor.

    Türkiye, uluslararası siyasette orta güçte bir ülke olarak kabul ediliyor, ancak Erdoğan, Osmanlı’nın yüzyıllarca hüküm sürdüğü Orta Doğu ve Kuzey Afrika (MENA) bölgesinde Türk gücünü yeniden kurmak için son 10 yıldır yayılmacı bir dış politika izliyor. Erdoğan kendi gücüne güveniyor ve artık NATO'yu memnun etme konusunda herhangi bir endişesi yok. 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin ardından da NATO yanlısı bütün subayları tasfiye etti ve sonuç olarak, Rus yanlısı subayların Türk ordusunda önemli görevleri devralmasına izin verdi.

    ABD, Rusya'dan gelebilecek olası saldırıları önlemek için Avrupa'daki askeri varlığını önemli ölçüde genişleteceğini bildirdi. Haber ajansları, Polonya'da bir ABD garnizonunun kalıcı hale geleceği ve ABD'nin Birleşik Krallık'a iki ek F-35 savaş uçağı filosu ve Almanya ve İtalya'ya daha fazla hava savunma sistemleri göndereceği, NATO’nun gelecek yıllarda Avrupa’daki asker sayısının soğuk savaş dönemindeki rakam olan 300 bine ulaşacağı bilgilerini paylaştı. Washington Rusya'nın Ukrayna işgalini fırsat bilerek Avrupa'daki askeri varlığını artırıyor. Türkiye artık Rusya tehdidine karşı NATO'nun en önemli ileri karakolu olma vasfını kaybediyor.  

    10 Eyl 2022 08:01
    YAZARIN SON YAZILARI