İz'an: Kalbî Derin Tasdik

Safvet Senih

Safvet Senih

02 Eyl 2020 11:22
  • İnsan önce bir şeyi tahayyül eder. Sonra hayalini belirgenleştirip tasavvur eder. Sonra aklileştirir. Sonra tasdik eder. Sonra da, İzan eder yani, kalbî icra etmeyi, fiiliyata dökmeyi gerektirir. Sonra itikat halinde kökleşir.

    “İslam’ı bir, kültür olarak görme (kültürüne sahip çıkma, taraftarlık gösterme) var; bir de gönlünü Allah’a verecek bir sistem olarak benimseme var. Sığ olarak bakınca bu incelik fark edilip tefrik edilemez, ama ikisinin arasında dağlar kadar fark vardır. Maalesef  İslâmiyet içten  ve dıştan taassubun kıskacında… Taassup ise,  samimi imanın gereği değildir. Mantıksız bir taraftarlık ve icra başkadır, İZ’AN başkadır. Bizim yitirdiğimiz iz’andır. Taassup, samimi   Müslümanlığın vasfı olamaz. Bu, gereksiz bir taraftarlık icraasıdır. Bize böyle taklîdi iltizam değil, iz’an gerekir.

    (Akıl yürütme, fikir teâtisi ve beyin fırtınası ile) Alternatifli yolları olanlar, hayatta zorluk çekmezler. Açılımda ihtimal ve imkânların çokluğu, çok önemlidir. Yollarını (fikrî tembellik ile) kendi elleriyle daraltanlar, hayatı zor taşırlar. Mağlubiyet onlar için bütün bütün bir yıkılma gibidir. İnsanlar kendi yollarını kendileri daraltarak cezalarını yine kendileri vermiş olurlar. Yâ, keşifle icad ve inşa edeceksiniz veya dar hapisanenizde, dar bir hayala mahkum kalacaksınız. Kendinize yeni ufuklar açarak hamlenizi güçlendirmelisiniz. Bir hâl değişikliği, yeniden canlılığı kazanmak için önemli bir faktördür. Böylece kendinizi boğulmaktan kurtarırsınız.

    (Cenab-ı Hakkın Celâl ve Cemal isimlerinin tecellisiyle insanda kabz ve bast halleri aslında insanı yeknesaklıktan, bıkkınlıktan kurtaran tazelenmeye sevk eden hallerdir. Ama devamlı veya uzun zaman kabz halinde kalmak zararlıdır. Ne kadar  hızlı kurtulunursa o kadar iyidir.) Ciddi kabzlar, (kurtulmak için)  Allah’a ciddî teveccühler ister. Bu durumda içinizi, içinizi bilene ve içinize derman olabilecek birine açmalısınız.

    Gönlünüzün sesini dinleyecek, erken kaostan kurtulup, dışarıdan gelecek kötü seslere kendinizi kapatacak ve kalbinizin sesini duymaya çalışacaksınız. Kendi içinizi dinleme ve duymada  KEVSER  makamına ereceksiniz.

    İbadete karşı ruhunuzdaki matlaşmalara dikkat etmelisiniz. Güzel bir serencâmeyle rahat bir nefes alabilirsiniz. Kendinizi tahlilden geçirerek, neticesiz vehimlere esir olmamaya gayret edeceksiniz. Bazen içinizdeki soğumayı bir kitapla giderebilirsiniz.

    Çok yakınlara celbedildiği halde yakınlığın hakkını koruyamayarak uzak düşenler çoktur.

    Demagoji yapanlar geleceğe sıçrayamazlar. “İlerledik” dedikleri her sıçrayışları kendi EGOLARININ  ÇUKURUNDAN  ibarettir.

    Maddî ve manevî muvaffakıyetler, mağduriyetlerinizin arkasındadır. Bunlara göğüs geremeyenlere (başarılar) müyesser olmaz. 

    En ümitsiz kaldığınızda bile yeniden bir daha ümidinizle selamlaşmayı bilmelisiniz.

    Dâhî olmaktansa, kollektif şuurun (ortak aklın) kazanında kaynamak daha hayırlıdır. Bazen vicdan ve kalbinize rağmen harekat etmelisiniz. 

    Kadir Gecesinin ucuza elde edildiğine hiç inanmıyorum. 365 (360)  gün durup, Ramazanın 27. Gününde yakalamaya kalkarsan, bunun mümkün olması oldukça zordur. İsm-i Âzamı yakalamak da aynen böyledir. Hazırcılık  mülahazasıyla İsm-i Âzamı zor bulursunuz. Beyâzid-i Bistâmî’nin dediği gibi, “Allah’ın Âzam olmayan ismini gösterin, ben de size İsm-i Âzamı göstereyim.”  Hızır’a rastlamak da böyle kolay değildir. Sen her el açan ihtiyaç sahibine gönülden sahip olup el uzatabiliyorsan, yolda kalmışların, muhtaçların elinden tutabiliyorsan, her gün gerçek Hızır’la buluşma şerefine nail olabilirsin demektir.

    Biraz hazım istiyor bu dâvâ. (Sindirim enzimlerimizin çok güçlü olması gerekiyor.) Rahatsız olmamak lâzım. Bazı itilmelerimize rağmen bir arada kalarak sevap kazanmalıyız. Zevkle yaptığımız amellerde sevap olmaz. Kardeş olmanın sevabını ancak birbirimize katlanarak elde edebilirsiniz. Bir insan sadece sizin beğenmediğiniz  tavırlarından ibaret değildir. Binlerce güzel ve iyi sıfatları vardır. Onlara bakarak takdir etmeyi her zaman tercih etmelisiniz. İmtihanda olduğumuzu unutmamalıyız. Allah, bazılarımızı bazılarımızla imtihan ediyor. Bu imtihanda başarılı olmak zorundayız. Allah’ın rızası, ancak bu çetin tercihle elde edilebilir.

    Gördüğümüz bu tepe bitecek ama tepeler hiç bitmeyecek. Hepsini birden görseniz, sarsılırsınız. Sadece aşma durumunda olduğunuz son tepeyi düşüneceksiniz. Ne kadar tepe ve ne kadar tırmanma şeridi varsa aşma için, O’na ama sadece O’na teveccüh edecek  ve gücü  O’ndan  isteyeceksiniz.”

    M. Fethullah Gülen Hocaefendinin bu tesbit ve tavsiyelerini iyi mütalaa ve müzakere  ederek, özümsemeye çalışalım.  
    Safvet Senih 
    02 Eyl 2020 11:22
    YAZARIN SON YAZILARI