Tablet ve Fatih Projesi Hakkında

Mehmet Yekta Eraltay

Mehmet Yekta Eraltay

15 Mar 2018 12:18
  • Yurtdışında çalıştığımız için zaman zaman Milli Eğitim Bakanlığı'ndan (MEB) yetkililer ile karşılaşıyoruz. Bazen şahsi gezi yapmak için bazen de bilgi ve görgülerini arttırmak için bulunduğum ecnebi memlekete ziyaret yapıyorlarmış. MEB ile hukukum uzun yıllar öncesine dayandığı için geldikleri zaman o bölgede bulunan Türkler ile de görüşmek istiyorlar doğal olarak. Yanılmıyorsam 2009 yılı içinde bir üniversite kampüsünde toplanmıştık yine, bakanlıktan bir yetkili vardı. Konuşmalar yapıldı, bilgiler verildi. Verimli bir fikir teatisi oldu benim için. Program sonunda yetkili şahıs 'önümüzdeki aylarda her öğrenciye birer tablet' verilme projesinden bahsetti ve eğitimci olduğumuz için bana da fikrimi sordu. Ben de kısaca 'vermeyin' dedim. 'Eğer projeyi yetkili ağızlardan duyduğum gibi yapacaksanız, fiyasko olur, para israfı olur, onun için bu şekilde yapmayın' dedim.

    Vermeyin dedim çünkü o günlerde benzer bir proje benim de işbirliği içinde olduğum bir okul bölgesi için düşünülmüştü ve akabinde birçok toplantıya katılmıştım. Okul bölge yönetiminin elinde her bir öğrenciye değil tablet daha pahalı olan iPad alacak kadar para vardı, yani maddi problem yoktu. Yönetici kadro bize bu teknolojinin okullarda kullanımı hakkında yapılmış bir araştırma var mı diye sordu, ben de yok demiştim o zamanlar. Genel olarak değişik teknolojilerin eğitimde kullanılması var ama tablet için henüz yoktu. O zaman okul bölge yönetimi 'birçok pilot çalışma yapalım, ondan sonra karar verelim' dedi. Hemen gerekli araştırma paraları ayrıldı ve çalışma başlatıldı. İşte gerekli çalışmalar Türkiye'de henüz yapılmadığı için öğrencilere tablet dağıtılmasın demiştim.

    Vermeyin dedim çünkü ülkemizdeki öğretmenlerin ve okulların gerekli teknolojik altyapıya sahip olmadıklarını biliyordum. Mesela, hala daha birçok öğretmenimizin şahsi web sitesi yoktur. Olanların da veritabanı yoktur hatta bu konuda bilgili olanlar da yok denecek kadar azdır. Ama benim bulunduğum okul bölgesinde çok önceden bu konuda çalışmalar yapmıştık ve 2007'nin sonları gibi her öğretmenin bir web sitesi olmuş, hatta öğrettikleri derslere ait bazı dokümanlar buradan öğrencilere sunulur olmuştu. Ülkenin Eğitim Bakanlığı 2000'li yılların başından itibaren uyguladıkları projeler ile ülkedeki bütün okulları internete bağlamıştı. Hemen akabinde her okulun kendine ait sunucuları olmaya başladı ve bütün okullar veritabanlarını oluşturmaya başlamışlardı. Kısacası okullar zaten zaman içinde birçok dokümanı hazırlamışlardı ve tablete geçilmesi durumunda fazla zorluk çekmeyeceklerdi. İşte bunları bildiğim için ve Türkiye'de bu tür hazırlıklar yapılmadığı için tablet dağıtımı problem olacaktı, nitekim oldu da.

    Vermeyin dedim çünkü tablet pahalı bir eğitim teknolojisidir ve her 4-5 senede bir yenisi çıkar. Daha siz bütün öğrencilere tablet vermeden ilk verilenlerin teknolojisi eskiyecektir ve ülkemiz zaman içerisinde tablet çöplüğü haline gelecektir. Bu durum vergi kaybına sebep olacağı gibi yeni mobil teknolojilerinin gelişmesine de engel olacaktır. Zaten elinde öyle yada böyle çalışan tableti olan biri niye yeni teknolojilere yatırım yapsın ki. Bizde 'bir şekilde idare etme kültürü' vardır. İdare ederiz yenisine yatırım yapmayız.

    Birkaç ufak hususu daha konuşmuştuk ayaküstü. Peki dedi yetkili sizin tecrübelerinize göre ne yapalım o zaman?

    Önce dedim bunları kullanacak öğretmenleri yetiştirmeniz lazım. Elinizde 5 TL varsa bunun 4 TL'sini öğretmen, yönetici, aile gibi eğitimin bütün paydaşlarını bu teknolojinin altyapısını oluşturacak şekilde eğitimden geçirmeye harcayın. Geri kalan 1 TL ile de tablet alırsınız. Eğitimde teknolojiden önce insan gelir ve bu insan kaynağının eğitilmesi gerekir, projedeki paranın çoğunu buraya harcayabilirsiniz. Bunu yaparken de illa ki araştırma yapılmalı. Araştırma için de üniversiteler ile sıkı bir işbirliği gerekli. Eğer araştırma konusunda eleman yetiştirilmesi gerekiyorsa buradan size yardımcı olabiliriz teklifinde bile bulunmuştum.

    Sonra dedim her öğrenciye birer tane tablet vermek yerine bence tekerlekli dolaplar yapabilirsiniz (bunlara station diyoruz). Bu dolapların üzerine hoperlör, wifi cihazı, printer, tabletleri şarj edecek şekilde yuvalar, ana bilgisayar, sunucu gibi şeyleri koyabilirsiniz (böyle bir dolabın o zamanlar çizimini bile yapmıştım.) Yaptığımız araştırmalara göre her sınıf her zaman tablete ihtiyaç duymuyor onun için her okula bu dolaplardan 3-4 tane (sınıf sayısına göre ayarlanabilir) koyarsınız, ihtiyacı olan öğretmen alır dolabı kullanır, sonra geri yerine koyar. Böylece projedeki paranın çoğunluğuna mal olacak olan tablet alımını çok düşük bir ücrete halletmiş olursunuz, mesela 1 TL'ye. Hatta tablet ile birlikte bir miktar iPad de alınabilir ki öğrencilerimiz her iki sistem ile de tanışmış olurlar.

    En son olarak şunları da ekledim. Anladığım kadarı ile her öğrenciye bir tablet verilecek. O zaman şu araştırmaların yapılmasını tavsiye ederim (Aşağıdaki ve benzer konularda çalışmak isteyen ilgili şahıslar ile detayları görüşebiliriz.):

    1. Bu tabletlerin okuma yazma bilmeyen ailelere okuma yazma öğretmek üzere program geliştirilmesi ve tabletlere koyulması konusunda araştırma yapılmalı-böyle bir program hala daha yapılmadı. Yapan olursa dünyada ilk olur. İlgilisine güzel bir imkandır.

    2. Tablet teknolojisini öğretmenden daha hızlı öğrenecek öğrencilerin tabletleri hacklemesine karşılık alınacak tedbirler konusunda da araştırma gerekli-ki bu konuda yıllar sonra bir öğrencime yüksek lisans yaptırmıştım. Bitlis'ten topladığımız veriler çok enteresandı.

    3. Bizim kültürde tablet gibi kıymetli bir şeyin bedava verilmesi kültürel olarak bu teknolojiyi kabulde problem çıkaracaktır. Bunun öğrenmeye ket vurmaması için alınacak tedbirlerin araştırılması gerekir.

    4. Tabletler ile birlikte üniversitelerimizde programcılık ve kodlama mecburi ders olmalı ve bunun olurlarını araştırmak gerekir-ki bunun artık kaçınılmaz olduğu günümüzde anlaşılıyor.

    5. Bir de her sınıf seviyesi için çeşitli pedagojik araştırmaların yapılması gerekir.

    6. Tabletlerin şarjlarının çabuk bitmesi ve şarj için sınıfın ortasına çekilen uzatma kablolarının öğrencilerin güvenliklerine tehlikeye atması konusu.

    Geçmiş gün bir iki madde daha söylemiş olabilirim. Şimdi düşünüyorum da zamanında çok önemli şeyler söylemişim aslında ama pek kaale alan olmamış galiba. Bugün gelinen noktada Fatih Projesinin çöktüğünü okuyunca içim burkuldu. [Bkz. http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/egitim/920594/Tablet_yok..._Fatih_Projesi_de_coktu.html] Bakan İsmet Yılmaz tablet yerine klavyeli bilgisayar dağıtılacağını açıklamış. Sayın Bakan bana fikrimi sorarsa, ben de kısaca "Yapmayın" derim.

    15 Mar 2018 12:18
    YAZARIN SON YAZILARI