Mesaj veya “Döner Tekme!”

Kadir Gürcan

Kadir Gürcan

21 Oca 2019 11:06
  • Akıllı yönetmenlerin hiç ihmal etmedikleri bir senaryo kurnazlığı var. Bir projede denedikleri tecrübe işe yaramışsa aynı kahramana benzer sahneyi değişik projelerde tekrar yaptırıyorlar. İşin garip tarafı, seyirciler de adeta, alışık oldukları bu numarayı bekliyorlar. Anlayacağınız, bile bile lades ya da Kemal Sunal filmlerini her yayınlandığında sonuna kadar seyretmek gibi bir şey. 

    Farklı yönetmenlerin projelerinde yer alan ve Türk Seyircisi'nin de yakından tanıdığı, aksiyon filmleri aktörü, Jean-Claude Van Damme, her filminde mutlaka o meşhur, “döner-tekme” sahnesini tekrarlar. Van Damme'ın Aksiyon sahneleri için yapılan yatırım, işte bu döner-tekme içindir. Yaşı ilerledikten sonra, çekilen filmlerde aynı performansı gösteremediği için pek başarılı olamadı. Aktörün filmlerine bir de bu gözle bakın. 

    Türkiye'nin Suriye Meselesi konusundaki zemin sarsıntısı hala devam ediyor. Buna sahanın içinde ne işe yaradığını kimsenin anlayamadığı futbolcu da diyebiliriz. ABD'nin ülkeyi terk etme kararının ardından, işi fazla sahiplenen Türk Yetkililer, Trump'ın on beş gündür biriktirdiği gazı, bir tweet ile boşaltacağını hiç düşünmemişler. Bir kaç haftadır, bütün senaryonun üzerine inşa edildiği gerginliği tek anlayamayan bizim iktidar mensupları oldu. Mesaj bu karışıklığa son verdi.

    Yalan söyleme açısından, Saray ile başa baş giden Sayın Dış İşleri Bakanı hadiseden bütünüyle kopmuş. Oysa ki, ABD'ye sık gidip-gelenlerden ve iki seneyi geride bırakmış olan Trump Hükümeti'ni tanıması gerekenlerden birisi. Trump'ın Türkiye'nin Suriye Operasyonu konusundaki hareket sahasını, ağır bir dille tekrar etmesinden sonra Sayın Bakan “Sosyal Medya üzerinden mi, konuşacağız?” diye soruyor. Günaydın! Evet, oradan mesajlaşmanız gerekiyor. Çünkü siz, kapalı kapılar arkasında, devlet ciddiyeti sınırları içinde yapılan görüşmelerde ya konuyu hiç anlamıyor ya da yalan söylüyorsunuz. 

    Trump Kabinesi içinde, 'Mustachy', 'Bıyıklı' lakabı ile bilinen John Bolton'ın meseledeki yanlış anlayışları tamir etmek için üşenmeden Türkiye'ye kadar gelmesini de kulak ardı eden iktidar mensupları, tam şımarık mahalle çocukları gibi davrandılar. ABD açısından “Zararın neresinden dönersen kar!” kurnazlığı ile geliştirilen yeni stratejiyi, kendi hanelerine yazılmış bir kazanç sayınca, zafer sarhoşluğuna mı düştüler ne? Yoksa, Amerika'dan gelecek herhangi birisi için devlet ritüellerinde kusur etmekten ödleri kopuyordu. Sayın Cumhurbaşkanı'nın “Muhatap bile olmam...” kibrine döküp, John Bolton görüşmesini çömezlere devretmesi, Osmanlı İzzeti gibi algılandı! Haberimiz olmadan Osmanlı tekrar diriliyor olmasın? 

    Bolton ve Saray Memuru'nun görüşmelerini, görgüsüz ev sahipliği avantajı ile ambalajlayan medya tetikçileri, “Bizim ki, Bolton'a yeşil bir dosya verdi. Acaba içinde ne vardı?” gizemini de eklemişlerdi. Jest ve mimiklerden mana çıkaran işgüzar “Davranış Bilimciler!”de “Bolton'un neşesi kaçtı!” diye konuya çeşni olmayı ihmal etmediler. ABD'li Bakan'ın ne verdiğini kimse görmedi ya da görmezden geldi. On beş gün sonra ortalığı saran kızıl kıyametten Bıyıklı Bolton'un da Türk Yetkililere bazı ödevler verdiği  anlaşılıyor. Savunma Bakanı Pompei'de farklı yorumların önüne geçmek için, “Trump'ın bu uyarısından bazı ambargoları kastettiğini anlıyorum!” şerhi de işin tuzu-biberi oldu. 

    Başta Saray ve sonra Sayın Dışişleri Bakanı'da Sosyal Medya'dan yediği döner-tekme ile aklını başına almış olmalı. Zira, birkaç gün önce, Suriye Meselesinde Bolton'un bıraktığı listenin tam anlaşılıp-anlaşılmadığını test ve kontrol etmek için Lindsey Graham Türkiye'de idi. ABD'li yetkili ile yapılan iki buçuk saatlik görüşmede kimler yok ki? Sayın Cumhurbaşkanı ve el çantasına sığabilecek bir kaç devletli...

    Bolton'a horozlanıp, Lindsey Graham'ın karşısına Menemen Testisi gibi dizilen Saray Erkanı'nın görüşmesini öve öve bitiremeyen maaşlı medya, Lindsey'in de aynen Bolton gibi, Cumhuriyetçi Parti'den yani Trump'ın Partisi'nden South Carolina senatörü olduğunu gizlemeye özen gösterdiler. Halbuki, Graham, Partidaşı Bolton'ın iş takipçisi. Trump Kabinesi'nden birine dayılanıp, kabine dışından birine üst perdeden prestij ve temenna, Osmanlı Teşrifat Geleneği (!)'nin altına imza atamayacağı bir zillet.

    Trump Kabinesi içinde Beyaz-ırkçı kanadın temsilcilerinden birisi Bolton. Hükümetin Aşırı-Sağcı  Şahin'i Steve Bannon gibi Amerikan menfaatlerini her şeyin üzerinde tutanlardan. Bolton'un sert ve tavizsiz duruşu biliniyor. Çehresini sevimli kılan bıyığına rağmen güldüğünü gören pek az insan var. 

    Devletlilere tavsiyemiz, bundan sonraki Bolton ziyaretlerinde, geleneksel misafirperverliğimizde kusur etmesinler. Bolton'a tuzlu ayran da ikram edebilirler. Adamın, soğuk ayranı süzecek bıyıkları var. Daha ne istiyorsunuz? Akıllarını başlarına almaları için ille de Trump'ın mesaj mı yazması gerekiyor? Ya hu, biraz da adam gibi davranmayı öğrenin olmaz mı?

    Kadir Gürcan
    21 Oca 2019 11:06
    YAZARIN SON YAZILARI